TKP Genel Sekreteri Okuyan: "SDG ile yapılan anlaşmanın AKP’nin içine sindiğini düşünmüyorum. HTŞ ile Suriye'nin birliği olmaz"

TKP Genel Sekreteri Okuyan: "SDG ile yapılan anlaşmanın AKP’nin içine sindiğini düşünmüyorum. HTŞ ile Suriye'nin birliği olmaz"

(ANKARA) - Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, geçen günlerde Suriye Cumhurbaşkanlığı ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında imzalanan anlaşmaya ilişkin, "Ortada büyük bir suç var. Detay yok ama anlaşmanın önemli bir özelliği var: Bir bölge kendi meşruiyetini tescilledi. Bir bölgesel unsur kendisini meşrulaştırdı. Anlaşmanın AKP’nin de içine sindiğini düşünmüyorum. HTŞ ile Suriye'nin birliği olmaz. HTŞ, dışarıdan kontrol edilen bir yapı. ABD'ye, İngiltere'ye, İsrail'e muhtaç. Ortaya çıkan anayasa taslağı ile Suriye'nin birliği sağlanmaz. Dürziler mesela hemen resti çekti" dedi.

Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan'ın YouTube'un soL TV kanalında yayınlanan Komünist Bakış programına konuk oldu. Okuyan, programda Suriye'deki son durum, çözüm sürecinin geldiği nokta, "AB ordusu" ve Türkiye'nin dış politikası üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Kemal Okuyan, Mert Doğan'ın "Üst akılla mı yönetiliyoruz, üst akıldan kasıt ne?" sorusuna, "Dünyayı yönetenler kârlarını artırmak için hesaplar yapıyor ancak her şeyi belirleyen bir üst akıl yok. Zaten ortada 'akıllı' bir süreç yok. Kapitalizm akıl dışı bir sistemdir" cevabını verdi.

Okuyan, "Devletlerin ve siyasetin görünmeyen yüzü elbette var" diyerek stratejik hesaplar yapıldığını, örtülü mekanizmalarla kural dışı hareketler yaptırılmasının olağan hale geldiğini de hatırlattı.

"Şu anda silah endüstrisi ne yapacağını bilemiyor"

Avrupa'daki "güvenlik" tartışmasına da değinen Okuyan şöyle konuştu:

"NATO ittifakı tamamen koptu diye yaklaşılıyor. Biraz ihtiyatlı yaklaşmak gerekiyor ama Avrupa'da ciddi bir 'Avrupa ordusu' tartışması var. AB yeniden güçlü bir organizasyon olabilmek için ekonomik ve uzantısı olan siyasi ve askeri açıdan iddialı olmayı hedefliyor. Örneğin Türkiye ve dünyada hep yanlış anlaşılır, İngiltere'ye ABD'nin Avrupa'daki Truva atı olarak bakılır. Bu kısmen doğru. Aslında emperyalist bir ülke olarak ABD'den kat kat deneyimlidir, kendi ajandası olan bir ülkedir. 'Yeni Avrupa güvenlik mimarisi'nin özeti, 'Avrupa silahlanıyor'dur. Avrupa'da iki nükleer güç var: Fransa ve İngiltere. Peki silahlanma diyoruz ama nereye gidecek bu bütçe? 2020'den itibaren Dağlık Karabağ bölgesindeki savaşla beraber, savaşlarda dron kullanımı arttı. Sonra Ukrayna savaşının başlangıcında Bayraktar'ın İHA'ları etkili oldu. Ardından küçük ve ucuz dronlar giderek gelişti. Bu yeni bir olay ve büyük İHA'lar bile gereksiz kaldı. Şu anda silah endüstrisi ne yapacağını bilemiyor. Silah piyasası savaş uçakları gibi pahalı ürünlere dayalıydı ama dronlar bunların bir bölümünü işlevsizleştiriyor."

Okuyan, dronlarla birlikte nükleer silahların da dünyada büyük kıymete bindiğini söyledi. "Kritik kararı Almanya verecek. Nükleer silah sahibi olmayı tercih edebilirler, ki bu iyi değil" diyen Okuyan, Avrupa'nın bir kısıtınınsa insan gücü olduğunu dile getirdi. Kemal Okuyan, Avrupa'nın bu anlamda Türkiye'ye rol biçtiğini kaydetti.

"ABD-Rusya bağlantısı Ukrayna'da bir çözüme yol açar mı?" sorusuna "Açabilir" yanıtını veren Okuyan, "Çok açık ki, Rusya, Ukrayna'daki olası bir anlaşmaya karşı Suriye'yi erken bıraktı, zorlamadı. Ancak İran gibi bir unsur eklendi duruma. Rusya, İran'ın sert bir darbe almasını istemiyor. Dolayısıyla İran ve ABD'nin anlaşması için de Rusya büyük bir çaba gösteriyor" diye konuştu.

"Anlaşmanın AKP’nin de içine sindiğini düşünmüyorum"

Okuyan, HTŞ yönetimi ve SDG arasındaki anlaşmayı ve anlaşmanın bir Alevi katliamına denk gelmesini de yorumladı. Esad döneminde Alevi azınlığın iktidarı olduğu söyleminin doğru olmadığını belirten Okuyan, rejimin problemlerinden Alevilerin de muzdarip olduğunu söyledi.

HTŞ yönetiminde Alevi katliamının hemen başladığını dile getiren Okuyan, "Ortada büyük bir suç var" dedi. Bu dönemde SDG ile imzalanan anlaşma için Okuyan, "Detay yok ama anlaşmanın önemli bir özelliği var: Bir bölge kendi meşruiyetini tescilledi. Bir bölgesel unsur kendisini meşrulaştırdı. Anlaşmanın AKP’nin de içine sindiğini düşünmüyorum. HTŞ ile Suriye'nin birliği olmaz. HTŞ, dışarıdan kontrol edilen bir yapı. ABD'ye, İngiltere'ye, İsrail'e muhtaç. Ortaya çıkan anayasa taslağı ile Suriye'nin birliği sağlanmaz. Dürziler mesela hemen resti çekti" diye konuştu.

Türkiye’de Kürt meselesi başlığında yürütülen "yeni süreçle" ilgili konuşan Okuyan, ortada tutarlı bir akıl olmadığını belirtti. Sürecin daha önceden öngörülmüş zorluklarına eklenen yeni zorluklar ortaya çıktığını kaydeden Okuyan, "Aktörler arasında fazla zikzak var, demek ki sıkıntı var" dedi, çıkarım yapmak için acele etmemek gerektiğini söyledi.

Okuyan, sürecin "Yeni Anayasa ve seçim"le bağının yadsınamayacağını ancak bu kadar önemli ve bölgesel de olan bir konuda başka unsurlar da olması gerektiğini vurguladı.

"2027'ye daha çok var ve süreç patlayabilir" diyen Kemal Okuyan sunları söyledi:

"Kürt nüfus üzerinde etkili olan önemli bir siyasi hareketin etkisi şimdiden azaltılıyor. Daha ortada silah bırakma yok. Ama çok hızlı giriş yaptı Barzani. Barzani çizgisi Türkiye’de etkisini artırıyor. Ayrıca daha İslamcı karakterde olup Kürt nüfusu içerisinde etkisini artıran özneler var. Bunlar sanıldığı gibi uyum içerisinde AKP’nin stratejisinin parçası olmayabilir. Bütün emekçi yurttaşlarımızla halkımızla birlikte burada ortaya çıkabilecek olumsuzlukların bertaraf edilmesi için Türkiye’nin daha farklı bir temelde ayağa kalkması gerekiyor. Tam da şimdi. Türkiye bu şekilde yönetilmez. İnisiyatif alınmalı ama kişilere dayalı kurtuluş reçeteleri, kolay ekarte edilebileceği için yanlıştır. Kolay mağlup edilir."