Yeni Yol Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ: "İklim Kanun teklifi geri çekilsin"

(ANKARA) - Yeni Yol Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ, İklim Kanun teklifinin geri çekilmesi gerektiğini belirterek, "Özdağ, bu kanun teklifinin geri çekilmesi gerektiğini ifade ederek, "İktidara sesleniyoruz, bu kanun teklifini geri çekin, tekrar tali komisyonlar başta olmak üzere, esas komisyonlarda da görüşülerek, daha doğru, güzel, iklimi normalleştirecek, çevreyi, insanı, ekosistemi koruyacak bir kanunla huzurumuza gelin" dedi.
Selçuk Özdağ, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, konuşmasına 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 110. yıl dönümünü kutlayarak, "Gazi Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarını, bütün şehitlerimizi rahmetle, minnetle ve şükranla anıyorum" sözleriyle başladı.
Özdağ, COVID-19 pandemi sürecinde ceza infazında yaşanan farklı uygulamalara dikkat çekti. Özdağ, Anayasa'nın 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un Geçici 10. maddesinin, aynı suçu işlemiş ve aynı cezayı almış iki farklı kişi için ceza infazında farklı sonuçlar doğurduğunu ifade etti. Özdağ, "Bu farklılıklar mahkeme kararlarının uygulanmasında yeknesaklığın kaybolmasına, bireyler arasında hukuka güvenin azalmasına ve infaz rejiminin şeffaflık ile hesap verilebilirlik ilkeleriyle uyumsuz bir durum ortaya çıkarmasına neden olmaktadır" diye konuştu.
Özdağ, bu sorunun çözülmesi için 16 Aralık 2024 tarihinde bir kanun teklifi sunduğunu ve bu teklifin 17 Aralık 2024 tarihinden itibaren Adalet Komisyonu'nda beklediğini açıkladı. Özdağ, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a, Adalet Komisyonu Başkanı'na ve tüm parti gruplarına çağrıda bulunarak, bu sorunun el birliğiyle çözülmesi gerektiğini vurguladı. Kanun teklifinin komisyonda kabul edilmesini ve ardından genel kurula indirilmesinin, yargıdaki çifte standardı ortadan kaldırmaya ve infaz uygulamalarındaki farklılıkları gidermeye yönelik önemli bir adım olacağını belirtti.
Selçuk Özdağ, 3 Temmuz 2002 tarihinde çıkarılan ve 18 Mart gününün "Şehitler Günü", 19 Eylül gününün ise "Gaziler Günü" olarak ilan edilmesini öngören kanuna, Çanakkale Zaferi'nin de eklenmesiyle ilgili bir kanun teklifi sunacağını da söyledi.
"Daha çok günü kurtarma amacı güden..."
Özdağ, İklim Kanunu gibi bir düzenlemenin Türkiye için gerekli olduğunu kabul etmekle birlikte, mevcut kanun teklifinin içeriğinin bu ihtiyaçları tam olarak karşılamadığını ve açık bir şekilde netleştirilmediğini ifade etti. Özdağ, söz konusu teklifin, daha çok günü kurtarma amacı güden ve yalnızca belirli grupların ihtiyaçlarının ön planda tutulduğu bir metin olduğunu vurguladı. Ayrıca, 2021 yılında TBMM’de kurulan bir Meclis Araştırma Komisyonu'nun, küresel iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması, kuraklıkla mücadele ve su kaynaklarının verimli kullanılması için gerekli tedbirlerin belirlenmesi amacıyla bir rapor hazırladığını hatırlatmış, ancak bu raporda belirtilen önerilerin dikkate alınmadığını ve uygulamaya konulmadığını belirtti. Bu durumun, mevcut kanun teklifinde bir kez daha gözlemlendiğini ifade etti.
Araştırma komisyonlarının raporlarının genellikle ya genel kurula indirilemediğini ya da indirildiğinde rapordaki önemli konuların yasalaşmadığını ve adeta göz ardı edildiğini dile getiren Özdağ, "Eğer ciddi bir kanun teklifi hazırlanmış ve huzurda getirilmiş olsaydı, 2021 yılındaki bu rapor dikkate alınır ve bugünkü kanun da buna göre daha düzgün ve işlevsel olarak önümüze getirilirdi. Burada yine tipik bir iktidar tarzıyla karşı karşıyayız. Teklif metninde kamu kurum ve kuruluşlarının yetki ve sorumlulukları muğlak bırakılmıştır." dedi.
Özdağ'dan "Paris İklim Anlaşması" hatırlatması
Özdağ, mevcut İklim Kanunu teklifini eleştirerek, idari ceza ve yaptırımların yalnızca adının bulunduğunu, uygulamada ise gerçek bir yaptırımın olmadığını belirtti. Bakanlığın yetkilerinin ve sorumluluklarının takdire bırakıldığını, bunun ise kanunilik ilkesine aykırı olduğunu vurguladı. Ayrıca, 2022 yılında düzenlenen İklim Şurası'nda ülkedeki iklim düzenlemesinin Avrupa Birliği standartlarına uygun olması gerektiğinin ısrarla vurgulandığını, ancak bu hedeflerin ve taahhütlerin kanun teklifine yansımadığını söyledi. Özdağ, hükümetin, Paris İklim Anlaşması'nda 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefini taahhüt etmiş olmasına rağmen, bu hedeflerin de göz ardı edildiğini belirtti.
Özdağ, Avrupa Birliği'nin sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar yüzde 55 oranında azaltmayı hedeflediğini ve Türkiye'nin bu hedeflerin çok gerisinde olduğunu ifade etti. Özdağ, Türkiye'nin, atmosfere en fazla sera gazı salan 20 ülkeden biri olduğuna dikkat çekerek, iklim krizinden en çok etkilenecek bölgelerden biri olan Akdeniz havzasında yer aldığını vurguladı.
Özdağ, İklim Kanun teklifinin, kömür santrallerinin kapanmasını, toplu taşımaya öncelik verilmesini ve çevresel tahribatların önlenmesini sağlamadığını belirtti. Ayrıca, hava kirliliği ve fosil yakıt kullanımının artacağına işaret etti. İklim krizine yönelik somut hedeflerin ve sağlık, çevre koruma politikalarının da eksik olduğunu ifade etti.
"Kanun teklifini geri çekin"
Özdağ, kanunun, ekosistem ve insan sağlığını göz ardı ederek, yalnızca iktidarın yandaşlarına hizmet eden bir düzenleme olduğunu söyledi. Özdağ, bu düzenlemenin doğayı, çevreyi ve halkı korumak yerine, yalnızca belirli gruplara ekonomik avantajlar sağlamayı amaçladığını belirtti, özellikle kömür ve fosil yakıtlar kullanan santrallere sağlanacak avantajlardan, petrol ve akaryakıt firmalarının kârlarının artmasından bahsetti.
Özdağ, bu kanun teklifinin geri çekilmesi gerektiğini ifade ederek, "İktidara sesleniyoruz, bu kanun teklifini geri çekin, tekrar tali komisyonlar başta olmak üzere, esas komisyonlarda da görüşülerek, daha doğru, güzel, iklimi normalleştirecek, çevreyi, insanı, ekosistemi koruyacak bir kanunla huzurumuza gelin" dedi.