Yeni Yol grup toplantısı...Mahmut Arıkan'dan 'ikramiye' tepkisi: Emeklimize bu düzeni reva görenleri de bizi oyalayanları da ilk seçimde emekli edeceğiz

(TBMM) - Yeni Yol grup toplantısında konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, emekli ikramiyesinin 4 bin TL olarak belirlenmesine tepki gösterdi. Arıkan, "Açıklanan bu rakam, bir kişinin bir aylık fitresi bile etmiyor, bir çeyrek altın bile etmiyor, bir market arabası doldurmaya bile yetmiyor. Bu şartlar altında, emekliye 4 bin tl ikramiye vermek demek, bu bayram çocuklar, büyüklerimize harçlık versin demektir. Lükse, israfa, şatafata gelince her türlü para var. Kamu özel iş birliğine aktarmaya gelince bol bol var. İş, emekliye gelince imkan yok, kolaylık yok, para yok. Biz emeklimize bu düzeni reva görenleri de bizi oyalayanları da ilk seçimde emekli edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın" dedi.
DEVA, Gelecek ve Saadet Partilerinin çatı partisi Yeni Yol'un grup toplantısı yapıldı. Toplantıda konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Arıkan, sözlerine İstiklal Marşı'nın kabulünün 104. yıl dönümünü hatırlatarak başladı.
Konuşmasının devamında Suriye'de yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Arıkan, "Üç gün sonra, tarihler 15 Mart’ı gösterecek. Suriye'de başlayan iç savaş 14'üncü yılını bitirmiş olacak. 8 Aralık 2024’te muhalif güçlerin Şam'a girmesiyle 61 yıllık BAAS rejimi çökmüştü. Bizim o günden itibaren beklentimiz, bir an evvel Suriye'de silahların susması ve savaşın yaralarının sarılmasıydı. Bugün itibarıyla 3 aydan fazla bir zaman dilimi geçti. Tam 94 gün oldu. Suriye'de oluşan iyimser havanın yerini bugün bizi endişelendirecek bir atmosfer aldı" dedi.
"Suriye aklıselimin galip geldiği bir coğrafya olmalı"
"Suriye meselesinin, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük güvenlik sorunu olduğunu defalarca söylemiştik. Aynı şekilde uyarılarımızı yapmaya devam ediyoruz" diyen Arıkan, şöyle konuştu:
"Amerika’nın ipiyle kuyuya inen tarih boyunca o kuyudan çıkamamıştır. ABD’nin yol haritası ile bölgenin huzura kavuşacağını düşünen ölümcül bir hata yapar. Bu gerçeği artık herkes görsün. İsrail’in hedefi belli, kendi çevresinde düzenli orduya sahip bir tane ülke bırakmamak. Bu hedeflerini gerçekleştirebilmek için İsrail üniversitelerinde, bölgemizdeki etnik ve mezhepler üzerinde özel çalışmalar yapan birçok enstitüler, kürsüler kurulmakta. Bölge ülke halklarını, birbirine düşürmek için çalışmalar, yıllardan beri yapılmakta. Bugün o çalışmalar hız kazanmıştır. Dün Baas rejimi tarafından yapılan katliamların karşısında olduğumuz gibi bugün rövanşist anlayışla yapılan katliamların da karşısındayız. Suriye bugün kan davalarının sürüp gittiği değil, aklıselimin galip geldiği bir coğrafya olmalıdır. İktidara sesleniyorum. Etnik çatışmaları, mezhep kavgalarını engellemek sadece söylemle olmaz. Karşısındayız demekle olmaz. Burada asıl görev Türkiye’ye düşmektedir. Zafer sarhoşluğu içinde fotoğrafın tamamının görülmesini engelleyen, ayakları yerden kesilen, Şam’a 20 km yaklaşan İsrail’i dile getirmeye çekinenlere buradan sesleniyorum. Suriye’de asıl iş şimdi başlıyor. Suriye’nin doğru zeminde yol alması için doğru bir rehberliğe ihtiyaç var. Bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Suriye’nin kuzeyinde bir karışıklığa karşıyız. Suriye’nin güneyinde bir İsrail’e karşıyız. Suriye’de 'federatif' bir yapıya da karşıyız. Bu bölgede bölünme demek Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir adımının daha gerçekleşmesi demektir. Bu da 'Büyük İsrail' hayalini desteklemektedir.
"Mağdur ettiğiniz bütün kesimlerle helalleşin"
Suriye'deki gelişmeler karşısında Türkiye'deki huzur ve barışı sağlamak için atılacak adımların daha dikkatli değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Arıkan, "Bölgemize ve ülkemize; huzur ve barış getirecek her adımı destekleriz. İktidarın kin ve nefret dilini kullanarak seçimleri kazandıktan sonra bugün, 'kuşatıcı bir iklimi tesis etmek milletimize karşı asli görevimizdir' diyebilmesi iktidar açısından iyi bir gelişmedir. Madem millete karşı asli görevinizi hatırladınız, şimdi biz de diyoruz ki Türk, Kürt, Arap, Alevi, Sünni, muhalif, muhafazakâr; kimseyi ötekileştirmeden, hak ve adalet ekseninde bu ülke insanının tamamına kol kanat geriniz. Bugüne kadar yaptığınız bütün yanlışlardan dönünüz, mağdur ettiğiniz bütün kesimlerle helalleşiniz, faturayı halka kesip ülke kaynaklarını bir avuç yandaşa aktarmaktan vazgeçiniz. Buyurun bunları yapın, biz de yanınızda olalım" ifadelerini kullandı.
"Türkiye’de yaşananları sadece terör meselesi olarak görmek, yaşananları doğru okumamaktır"
"Tüm yeryüzünde haktan yana olmak ve barış için gayret göstermek bizim varlık sebebimizdir. Ancak, tüm bu sürecin insan hakları ve özgürlükler bağlamında değil de sadece terör ve güvenlik kapsamında ele alınması da doğru bir okuma değildir" diyen Arıkan, şunları kaydetti:
“Bu ülkede, baskı ve tahakküme dayalı politikaların karşısında olmanın bedelini defalarca ödemiş bir hareketin mensupları olarak, bazı gerçekleri hatırlatmaktan ve bazı uyarıları yapmaktan da geri durmayacağız. Türkiye’de yaşananları sadece terör meselesi olarak görmek, salt Doğu-Güneydoğu sorunu olarak tanımlamak ya da ekonomik açıdan geri kalmışlığa bağlamak yaşananları doğru okumamaktır. Baskı ve tahakkümle, güvenlikçi politikalarla insanları hizaya getirmeye çalışmak, büyük bir yanılgıdır. Peki, bu yanılgının farkına varılmamış mı? Elbette uygulanan politikaların yanlışlığını dile getirenler de çözüme dair arayışlar da hep olmuş. Başta Milli Görüş hareketi olmak üzere, bedel ödenerek yapılan, hak ve adalet arayışının neticesinde, iktidarlar bazı adımları atmak zorunda kalmışlardır. Ancak şeffaf olmayan, samimi olmayan, toplumun her kesimine açık yürütülmeyen süreçlerin sonunda, yapılan bu düzenlemelerin çoğunun kağıt üzerinde kaldığını görüyoruz.
"iktidar kamuoyunu doğru bilgilendirmeli"
Peki, şimdi ne yapılmalı? 10 maddede çözüm önerilerimizi açıklamak istiyorum. Süreç, şeffaf bir şekilde yürütülmeli, iktidar, kamuoyunu doğru bilgilendirmelidir. İnsan onuru ve yaşam hakkı her şeyin üzerinde tutulmalıdır. Düşünce ve ifade özgürlüğü üzerindeki kısıtlamalar kaldırılmalıdır. Sosyal medya paylaşımları yüzünden; şafak operasyonlarıyla gözaltı uygulamalarına son verilmelidir. Siyaset yapmanın, gazetecilik yapmanın, sivil toplum çalışmalarının önündeki engeller kaldırılmalıdır. Yargı; muhalefeti susturmak ve cezalandırmak için kullanılmamalıdır. KHK’larla oluşturulan mağduriyetler giderilmelidir. Beraat edenler, takipsizlik alanlar görevlerine iade edilmelidir. Adil yargılanma hakkı göz ardı edilmemelidir. Kayyum uygulamalarından vazgeçilmelidir. Muhalif kesimlere karşı kin ve nefret dilinden, kutuplaştırıcı söylemlerden vazgeçilmelidir. Irkçı emperyalizmin bölgemizdeki plan ve projeleri hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir. Bu süreç başta ABD olmak üzere, emperyalist merkezlerin bölge ülkelerini borçlandırma, bölgenin enerji kaynaklarına ve madenlerine çökme, limanlarını ve üretim tesislerini kontrol etme ve bölge insanını ucuz iş gücü haline getirme planlarının bir parçası haline dönüştürülmemelidir. Sürecin işgalci İsrail karşısında bölge ülkelerinin gücünü zayıflatacak bir zemine evrilmesine izin verilmemelidir. Süreç ihtilafları değil, ittifakları öne çıkararak; barış ve kardeşliği pekiştirecek, iş birliğini artıracak, onurlu bir şekilde birlikte yaşamı kolaylaştıracak biçimde yönetilmelidir."
"Emekliye 4 bin TL ikramiye vermek, bu bayram çocuklar büyüklerimize harçlık versin demek"
Emeklilere verilecek 4 bin liralık emekli maaşı ikramiyesine tepki gösteren Arıkan, "Açıklanan bu rakam, bir kişinin bir aylık fitresi bile etmiyor, bir çeyrek altın bile etmiyor, bir market arabası doldurmaya bile yetmiyor. Emekli Ahmet amca, bu sene ramazanda fitreye mahkum edilmişti. Ayşe teyze, tenceresini zaten ramazan kolisiyle kaynatabiliyordu. Bu şartlar altında, emekliye 4 bin TL ikramiye vermek demek, bu bayram çocuklar, büyüklerimize harçlık versin demektir" diye konuştu.
'Yaparsa AK Parti' yapar derken, bu kadar yapabileceğinizi hiç kimse tahmin edememişti" diyen Arıkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şöyle Türkiye’nin genel olarak tablosuna baktığınızda beşli çeteye gelince her türlü imkan var. Faiz lobilerine gelince her türlü düzenleme var. Yandaş şirketlere, gelince her türlü kolaylık var. Lükse, israfa, şatafata gelince her türlü para var. Kamu özel iş birliğine aktarmaya gelince bol bol var. İş, emekliye gelince imkan yok, kolaylık yok, para yok. Biz emeklimize bu düzeni reva görenleri de, bizi oyalayanları da ilk seçimde emekli edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.
"Almanya'nın emeklisi, Alanya'da tatilde, bizim emeklimiz iş arıyor"
Bizi kıskanan Almanya’nın emeklisi, Alanya’da tatilde. Bizim emeklimiz nerede? Ankara’da Şaşmaz’da, İstanbul’da Maslak'ta iş arıyor. Bizim iktidarımızda, emekli yarın ne yiyeceğini, kirayı nasıl ödeyeceğini, hangi ek işte çalışacağını değil; nerede tatil yapacağını, oğluna kızına hangi hediyeleri alacağını, torunuyla geçireceği güzel vakitleri düşünecek. Söz veriyoruz, geçmişte hayata geçirdiğimiz, insanları mutlu ettiğimiz bu icraatları tekrar hayata geçireceğiz."