Ahmet Aras’tan İmamoğlu açıklaması: "Hükümet diyor ki, 'ben artık halkın teveccühünü kaybettim'"

Ahmet Aras’tan İmamoğlu açıklaması: "Hükümet diyor ki, 'ben artık halkın teveccühünü kaybettim'"

(ANKARA) - Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına ilişkin, ''Hükümet diyor ki 'ben artık halkın teveccühünü kaybettim'. Bunu farklı yöntemlerle, baskılarla veya bugün başvurdukları yöntemlerle en azından şimdilik baskılamaya çalışıyorlar, bunu geride bırakmaya çalışıyorlar. Ama bu işin hiçbir zaman sonu gelmemiştir. Her zaman baskılar, zulümler en sonunda dönüp bu işin aktörlerini etkiler'' dedi.

CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından TBB Başkan Vekili seçimi yapılıyor. Seçimler için Ankara'ya gelen Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, ANKA Haber Ajansı'na şunları söyledi:

''Konu sadece tutuklanma değil. Bu bir süreçti. Zaten altı yıldır ciddi baskılar altında görevini yapmaya, İstanbul’a hizmet etmeye çalışıyordu. Sonrasında diploma sürecine kadar bu konu geldi. Ahmak davası, arkasından Beylikdüzü'nde 12 yıl önceki ortaya tekrar çıkarılan, tekrar pişirilen dava. Üzerine hakaret davaları, savcıya hakaret davası gibi daha birçok konuda zaten üst üste ciddi bir baskı vardı. Sonra diploma meselesi ortaya çıktı. En son da hem terör hem de yolsuzluk suçlamasıyla gözaltı ve arkasından da tutuklama kararı geldi. Bu süreç siyasi bir rakibi bertaraf etme, karşınızda kazanacağı aşikar, halk tarafından büyük bir teveccüh gören, destek gören bir rakibi ve daha önce İstanbul'u seçim iptaline rağmen tekrar kazanmış, sonra bir daha kazanmış bir belediye başkanını ve cumhurbaşkanı adayını bertaraf etmekle ilgili bir konu.

Ekrem Başkanımız şu anda Türkiye Belediyeler Birliği'nde de görevini bir süre en azından sürdüremeyecek. O yüzden burada yeni bir seçimle bir başkan vekili seçimi var. Şimdi onun için biz de Ankara'ya geldik. Bütün delegelerimiz de burada. Şimdiden seçilecek olan sayın başkanımıza da buradan saygılarımızı sunuyoruz. Kolaylıklar ve başarılar diliyoruz. Biz de her zaman katkı sunmaya hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum.

"İnsanların bu demokratik haklarını kullanırken gözaltına alınması kabul edilemez"

Anayasa'nın 34’üncü maddesine göre her bir Türk vatandaşı hiç kimseye haber vermeden, izin almadan toplantı ve gösteri yapabilme hakkına haizdir. Bu anayasal bir haktır. Yani kişilik haklarından bir tanesidir. Ama şu var ki, gösteri yaparken, toplantı yaparken, yürüyüş yaparken hiç kimseye zarar vermemeniz gerekir. Bu kolluk güçlerine de vatandaşa da oradaki sisteme de zarar vermemek gerekir. İnsanların demokratik haklarını kullanırken gözaltına alınması kabul edilemez. Eğer bir şiddete karışmadıysa, bir vandallık yapmadıysa sadece slogan attı diye kimse gözaltına alınamaz. Tabii bunun hakaret boyutu da var. Mesela Cumhurbaşkanına yapılan hakareti kesinlikle kimse tasvip edemez. Biz de tasvip etmiyoruz. Ama öbür türlü sırf oraya katıldı diye 18, 22 yaşındaki çocukların büyük bir müdahaleyle, orantısız bir şekilde gözaltına alınması normal değil. Çünkü o çocukların hakkı bu. Onlar terörist değil, suçlu değil. Sadece onlarla da kalmıyor tabii. Gazeteciler mitingleri veya o gösteri yürüyüşlerini görüntülediler diye gözaltına alındılar. Gazeteci ne yapabilir? Televizyon onu görüntülemeyecekse o zaman televizyon. misyonu ne kaldı ki kapatsın gitsin o zaman. Gazeteci haber yapmak zorunda. Halkın haber alma özgürlüğü burada zaten devreye giriyor. Tabii ki normal olmayan bir durum bu. Televizyonların 10 gün süreyle karartılması, belli cezalar verilmesi veya ciddi büyük para cezalarıyla karşı karşıya kalması, özgür basının baskı altına alınması, susturulmasıyla ilgili bir konu.

Hükümet diyor ki, 'ben artık halkın teveccühünü kaybettim'. Bunu farklı yöntemlerle, baskılarla veya bugün başvurdukları yöntemlerle en azından şimdilik baskılamaya çalışıyorlar, bunu geride bırakmaya çalışıyorlar. Ama bu işin hiçbir zaman sonu gelmemiştir. Her zaman baskılar, zulümler en sonunda dönüp bu işin aktörlerini etkiler. Geniş halk kitleleri bazen konuşmuyor olabilirler, korkarlar ama en sonunda her zaman bu tür tedbirlere veya bu tür yöntemlere başvuran iktidarlar en kısa seçimlerde gitmiştir.''