Ali Babacan: "Milletin iradesine parmak sallayıp da yenilmeyen, demokrasiye kafa tutup bozguna uğramayan kimse olmadı, olmaz"

(ANKARA) - DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Olup biten her şeye rağmen umudumuzu asla kaybetmeyeceğiz. Rahat olacağız, ama rehavet içinde de olmayacağız. Ülkemiz bu günleri de atlatacak. Demokrasimiz aldığı her darbe sonrası nasıl daha da güçlendiyse, nasıl dövülen bir demir gibi daha da mukavim hale geldiyse yine öyle olacak. Bayram sabahı çocuklarınızla, ailenizle, dostlarınızla bayramlaşırken bu söylediklerimi hatırınızdan çıkarmayın. İçiniz çok ferah olsun. Milletin iradesine parmak sallayıp da yenilmeyen, demokrasiye kafa tutup bozguna uğramayan kimse olmadı olmaz. Mesele sadece zaman meselesi, mesele sabır meselesi" dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Ramazan Bayramı nedeniyle parti teşkilatlarına yönelik kutlama mesajı paylaştı. Babacan, şunları söyledi:
"Önceliğimiz, yasakçı zihniyetle mücadele etmek"
"Değerli arkadaşlar, biz mücadelemizi meşru demokratik siyaset zemininde veriyoruz. Ülkemizin sorunlarını çözmenin doğru yolu siyasettir diyoruz. Bunun meşru yolu da budur diyoruz. Ancak iktidar adım adım o siyaset zeminini de yok ediyor. Bizim şu an önceliğimiz, bu yasakçı zihniyetle mücadele etmek ve siyaset yapmanın o zeminini korumak…
"Gün gelir, bu iddiaların açığa kavuşturulmasıyla ilgili de söyleyecek çok sözümüz olur merak etmeyin"
Son bir haftadır CHP ve İBB etrafında meydana gelen gelişmelere de öncelikle bu pencereden bakmak zorundayız. Bugün meselemiz diploma meselesi veya kent uzlaşısı değil… Bugün meselemiz CHP kurultayındaki şaibeler veya Büyükşehirle ilgili yolsuzluk iddiaları da değil… Gün gelir, bu iddiaların açığa kavuşturulmasıyla ilgili de söyleyecek çok sözümüz olur merak etmeyin.
"Biz otoriterliğe karşı, demokrasinin yanında durduk"
Ama arkadaşlar, bizim bugünkü meselemiz siyasetin yapılacağı ‘maç sahasını’ açık tutabilmek. Çünkü maçın oynanacağı saha kapanırsa kimin şike yaptığının, kimin doping kullandığının bir önemi kalmayacak. Mesele tam da burada… Demokrasi sahası tamamen kapanınca, oynayacak maç kalmayacak, siyaset yapacak zemin kalmayacak. İşte tam da bu sebeple geçen hafta salı gününden bu yana, bizim yanında durduğumuz ana muhalefet partisi değildi. Bizim yanında durduğumuz, Büyükşehir’in Belediye Başkanı da değildi. Biz, yasaklara karşı, özgürlüklerin yanında durduk. Biz, keyfiliğe karşı, hukukun yanında durduk. Biz otoriterliğe karşı, demokrasinin yanında durduk. Bugünkü önceliğimiz bu.
"Memleketimizin çok duaya ihtiyacı var; önce tedbir sonra tevekkül"
Memleketimizin içine düştüğü duruma baktığımızda, gerçekten çok duaya ihtiyaç var. Ama biliyorsunuz, önce tedbir sonra tevekkül… Evet, hep beraber ülkemiz için daha çok dua edeceğiz. Ama arkadaşlar aynı zamanda, ülkemiz için hep beraber daha çok çalışacağız, dosdoğru çalışacağız.
"Siyaset, iş dünyası, basın, sivil toplum, gençler baskı altında; önceliğimiz yasakçı zihniyetle mücadele"
Bakın demokrasimiz büyük sınamalardan geçiyor. İktidarın baskı rejimi, her alanda yoğunlaşıyor. Meydanlarda seslerini duyurmaya çalışan gençler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. 260 kişi, tam 260 bugün. Gencecik çocuklar. İşleri sadece haber yapmaya çalışmak olan gazeteciler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, ev hapsine tabi tutuluyor. Basın kuruluşlarına para cezası kesiliyor, günlerce kapatma cezası veriliyor. İş dünyasını temsil eden kuruluşların başkanları, asıl yatırım yapacak istihdam oluşturacak kişiler, sadece sorunları açık şekilde dillendirdikleri için, polis eşliğinde karakola ifade vermeye götürülüyor. Sivil toplumdan, sanat dünyasından muhalif görüşlü insanlar kendilerini demir parmaklıkların arkasında buluyor. Şu anda ülkemizde iki siyasi partinin genel başkanı tutuklu… Pek çok ilçe belediye başkanı tutuklu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı tutuklu…
"Her zaman doğruya doğru, yanlışa yanlış dedik"
Değerli arkadaşlar, biz her zaman doğruya doğru, yanlışa yanlış dedik. Tek başımıza da kalsak, hakkın ve adaletin yanında durduk. Bu yüzden alnımız ak, başımız dik… Çok şükür, sokağa çıktığınızda, insanlarla konuştuğunuzda biz DEVA Partisi’ndeniz, biz DEVA Partiliyiz dediğinizde hiç kimse size diyemez ki ‘Ya siz bizi aldattınız’, ‘Ya kardeşim siz şurada bir yanlış yaptınız, siz şöylesiniz böylesiniz’ diyemez, çok şükür. İşte tam da bu yüzden sevdiklerimizin yüzüne, gönül rahatlığı ile bakabiliyoruz. En önemlisi de aynadaki suretimize gönül rahatlığıyla bakabiliyoruz. Hamdolsun, Allah bozmasın, Allah utandırmasın…
"İktidarın yaptıklarını da görüyorsunuz, ana muhalefetin durumunu da görüyorsunuz; işimiz çok"
Önümüzdeki haftalarda, önümüzdeki aylarda arkadaşlar yapacak çok işimiz var. İktidarın yaptıklarını da görüyorsunuz, ana muhalefetin durumunu da görüyorsunuz. Türkiye’yi bu iki tercihten birisine mecbur bırakamayız. ‘Bu ikisinden birini seçmek zorundasınız, başka çareniz yok’ diyemeyiz. Bu bizim siyasi sorumluluğumuzdur. Milletimizin karşısına çıkmak, ‘Buradayız’ demek aynı zamanda bizim vicdani sorumluluğumuzdur. Ahlaki sorunluluğumuzdur. DEVA Partisi’nin varlık sebebi tam da budur. İşte biz ne yapacağız arkadaşlar, milletimizin karşısına çıkacağız ve ‘Biz buradayız’ diyeceğiz ‘burada.’ Umutsuz olanların umudu olacağız. ‘Çaresizim’ diyenlere, ‘Çare biziz, millet olarak çare hepimiz’ diyeceğiz. Hep beraber DEVA Partisi’nin bu ülkeyi nasıl yöneteceğini kapı kapı anlatacağız. Sokak sokak, cadde cadde, mahalle mahalle anlatacağız. Ve unutmayalım, ilkelerimizden sapmayacağız. Konuşunca doğruyu söyleyeceğiz. Söz verince tutacağız. Emanete hıyanet etmeyeceğiz. Devletin dini adalettir diyeceğiz. İşi ehline vereceğiz. Her daim istişare ile hareket edeceğiz. Açık olacağız, şeffaf olacağız. Her zaman hesap vermeye hazır olacağız. Bunları yapacağız, korkmayacağız.
"Her şeye rağmen umudumuzu asla kaybetmeyeceğiz"
Evet, olup biten her şeye rağmen umudumuzu asla kaybetmeyeceğiz. Rahat olacağız, ama rehavet içinde de olmayacağız. Ülkemiz bu günleri de atlatacak. Demokrasimiz aldığı her darbe sonrası nasıl daha da güçlendiyse, nasıl dövülen bir demir gibi daha da mukavim hale geldiyse yine öyle olacak. Bayram sabahı çocuklarınızla, ailenizle, dostlarınızla bayramlaşırken bu söylediklerimi hatırınızdan çıkarmayın. İçiniz çok ferah olsun. Milletin iradesine parmak sallayıp da yenilmeyen, demokrasiye kafa tutup bozguna uğramayan kimse olmadı olmaz. Mesele sadece zaman meselesi, mesele sabır meselesi. Yeter ki biz azimli olalım, yeter ki sebat edelim, yeter ki biz çok çalışalım ama dosdoğru çalışalım. Tüm bu duygularla Ramazan Bayramınızı tekrar kutluyorum. Ailenize, dostlarınıza, akrabalarınıza, komşularınıza, sevdiklerinize selamlarımı ve sevgilerimi iletiyorum. Bayramı sevdiklerinizle birlikte, sağlık ve bereket içinde geçirmenizi temenni ediyor, nice bayramlara diyorum."