Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Hanau katliamında hayatını kaybedenleri andı

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Hanau katliamında hayatını kaybedenleri andı

Haber: İlhan Baba

(ALMANYA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Hanau kentinde 19 Şubat 2020'de dördü Türk dokuz kişinin hayatını kaybettiği ırkçı terör saldırısının beşinci yılında anma mesajı yayımladı. Scholz, "Hanau kurbanları, ailelerinde, arkadaşlarında ve ülkemizde acı bir boşluk bıraktı ve bu boşluk devam edecek. Ama onları hatırlayabiliriz. Hanau’daki cinayetlerin temelinde yatan ırkçı nefretle yüzleşebiliriz" dedi.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, sosyal medya hesabından Hanau kentinde 19 Şubat 2020 tarihinde gerçekleştirilen ırkçı terör saldırısının beşinci yılı nedeniyle videolu mesaj paylaştı. Scholz, "Hanau kurbanları, ailelerinde, arkadaşlarında ve ülkemizde acı bir boşluk bıraktı ve bu boşluk devam edecek. Ama onları hatırlayabiliriz. Hanau’daki cinayetlerin temelinde yatan ırkçı nefretle yüzleşebiliriz" ifadelerini kullandı. Günümüzde nefretin açık bir şekilde kendini gösterdiğini vurgulayan Scholz, vatandaşların saldırıya uğrama korkusu yaşadığını belirterek, bu durumun kendisini derinden üzdüğünü dile getirdi.

19 Şubat 2020’de 43 yaşındaki Tobias Rathjen, şehir merkezinde bulunan iki kafeye silahlı saldırı düzenleyerek 9 kişiyi katletmişti. Saldırı sonrasında özel harekât timinin düzenlediği operasyonda, saldırgan Rathjen ve 72 yaşındaki annesi evlerinde ölü bulunmuştu. Rathjen’in avcılık belgesi olduğu ve saldırıyı gerçekleştirmeden önce bir mektup ve video bıraktığı tespit edilmişti.

Dönemin Almanya Başbakanı Angela Merkel, saldırının ardından yaptığı açıklamada, "Irkçılık zehirdir, nefret de zehirdir ve bu zehir toplumumuzda vardır" ifadelerini kullanmıştı. Saldırıya ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında Aralık 2021’de Federal Savcılık, olayda saldırgana yardımcı olan bir kişinin bulunduğuna dair yeterli delil olmadığını belirterek takipsizlik kararı vermişti.

Hanau Katliamı, Almanya'da aşırı sağcı tehditlere karşı farkındalığı artıran ve güvenlik önlemlerinin sıkılaştırılması gerektiğini gösteren bir dönüm noktası olarak kayıtlara geçti. Beş yıl sonra da kurbanlar, aileleri ve toplum tarafından unutulmayarak anılmaya devam ediyor.