ANKA Ekonomi Editörü Zülfikar Doğan'dan haftanın analizi: "İktidarın ekonomik kriz ve kredi notu artışında yeni umudu Öcalan ve PKK, dikkatler 22 Mayıs’ta"

ANKA Ekonomi Editörü Zülfikar Doğan'dan haftanın analizi: "İktidarın ekonomik kriz ve kredi notu artışında yeni umudu Öcalan ve PKK, dikkatler 22 Mayıs’ta"

Haber-Analiz: Zülfikar Doğan

(ANKARA) - İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu merkezli 19 Mart operasyonlarıyla ekonomideki sarsıntılara karşı faiz artışından milyarlarca dolarlık rezerv satışına, likidite senedi ihracından ihracatçının dövizinin yüzde 35’ine el koymaya kadar yeni önlemler alan iktidarın ekonomik krizi aşmak, yatırımcı çekmek, kaynak bulmak ve ekonomiyi toparlamak için yeni umudu Abdullah Öcalan’ın çağrıları ve PKK’nın fesih kararları oldu.

Geçtiğimiz ekim ayında MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Öcalan’a TBMM’de konuşma olanağı ve umut hakkı çağrısıyla başlayan süreç, geçtiğimiz hafta PKK Terör Örgütü’nün 12. Kongresi’nde aldığı "silah bırakma, teröre son verme, örgütü feshetme" kararlarıyla yeni bir aşamaya geçti.

PKK’nın ilk olarak 1984’te Eruh baskınıyla başlattığı ve bugüne kadar PKK mensupları, güvenlik görevlileriyle büyük bölümü siviller olmak üzere 70 binden fazla kişinin yaşamını yitirdiği 41 yıllık terör döneminin sona erdiği ilan edildi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek gelişmelerin ekonomide yeni bir yükseliş ve şahlanış başlatacağı görüşündeler. Yılmaz ve Şimşek’in açıklamaları, İmamoğlu depreminin hasarını durdurmaya çalışan ekonomi yönetiminin Öcalan ve PKK ile başlayan süreçten dış kaynak, yatırım, büyüme, ihracat, ticaret, istihdam ve benzeri artışı yanında ekonomik istikrar adına umutlandığını gösteriyor.

41 yıllık terör maliyeti 2 trilyon dolar: Kaynaklar yatırıma, büyümeye ayrılacak, kredi notu artacak

PKK’nın silah bırakma ve fesih kararı sonrası çeşitli hesaplar yapılmaya başlandı. Siyasi boyutta demokratikleşme, toplumsal barış, hukukun üstünlüğü, terör bahanesiyle kısıtlanan hak ve özgürlüklerin genişletilmesi, yeni anayasa, siyasi mahpuslara kısmi ya da genel af beklentileri tartışılıyor. Ekonomik boyutta ise yıllardır terörle mücadeleye, sınır ötesi operasyonlara, silahlanmaya harcanan kaynakların, terör nedeniyle yapılamayan yatırımların, bölgesel geri kalmışlığın giderileceği yeni bir dönemin başlaması beklentileri öne çıkıyor.

Terörle mücadelenin yanı sıra 2011’den bu yana Suriye’den gelen milyonlarca sığınmacıya, Afganistan, Irak’tan gelen göçmenlere harcanan milyar dolarlar göz önünde tutulduğunda, Türkiye ekonomisinin tüm bunlara rağmen dünyadaki ilk 20 ekonomi arasında kalmayı sürdürmesi gerçek potansiyelin nasıl heba edildiğini gözler önüne seriyor.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, terörün 41 yıllık doğrudan ve dolaylı maliyetlerinin 2 trilyon dolar (51,3 trilyon TL) tutarında hesaplandığını vurgularken; "Terörün tamamen ortadan kalkması algıları değiştirecek. Bölgesel dinamikleri değiştirecek. Büyük resmi görmemiz gerekiyor" dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de Londra’da Avrupa Kalkınma ve Yatırım Bankası (EBRD) yıllık toplantılarında, yabancı banka ve yatırımcılara Öcalan ve PKK’nın açıklamalarının, Türkiye’nin büyüme ve ekonomik reformlara odaklanmasına imkan sağlayacağını ifade etti. Bakan Şimşek, uluslararası finansörleri Türkiye’ye yatırıma davet ederek, şöyle seslendi:

"PKK lideri terör örgütüne dağılma ve silahsızlanma çağrısında bulundu. PKK'nın bir kongresi vardı ve olumlu bir yanıt verdiler, dağılmayı ve silahsızlanmayı kabul ettiler. Bu çok olumlu bir gelişme. Artık enerjimizi ve kaynaklarımızı terörle mücadeleye harcamayacağız. Enerjimizi ve paramızı Türkiye'nin demografik yapısının son derece elverişli olduğu, ülkemizin doğu ve güneydoğusunu yeniden inşa etmeye harcayacağız. Burası Türkiye'nin büyümesinin yeni motoru olacak. PKK'nın silah bırakması, siyasi istikrarın sağlanmasına ve Türkiye'nin büyüme ile reformlara odaklanmasının önünü açacaktır. PKK’nın kendini feshetmesi kredi notu açısından olumlu sonuçlar yaratacaktır."

İmamoğlu tutuklanınca sarsılan ekonomi, Öcalan mektubu ve PKK feshiyle niye şahlanmadı?

Ekonomi yönetiminin umudunu Öcalan ve PKK’ya endekslediği yeni ekonomik açılım ve şahlanış beklentisine karşılık ortadaki güncel tablo ve iktidarın sergilediği siyasal yaklaşım oldukça farklı. Asıl yapısal ve insani reformlar, özellikle temel hak ve özgürlükler, yargı bağımsızlığı, hukuk devleti konusunda yıllardır terör bahanesiyle rafa kaldırılan demokratikleşme adımları atılmadıkça, Yılmaz ve Şimşek’in umutlarının boşa çıkma ihtimali yüksek.

Nitekim Erdoğan’a yakın AKP’li siyasetçilerden Savcı Sayan X’teki paylaşımında; "Ekrem İmamoğlu tutuklandığında borsa çöktü, döviz ve altın yükseldi. Yarım asırdır ülkemize saldıran PKK kendini feshedince neden borsa yükselmiyor, döviz ve altın düşmüyor?" diye sordu. Yanıtını ise demokrasi, adalet, hukuk devleti, bağımsız yargı ve özgürlüklerden yoksunluk yerine, iktidarın her zamanki algısal kolaycılığıyla ‘dış güçlere’ bağladı. Dolayısıyla terör bitse de toplumsal barış umutları artsa da iktidarın demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, anayasal hak ve özgürlüklere bakışı, otokrat ve baskıcı siyasi tavrı değişmedikçe; ekonomik istikrar, yabancı yatırımcının gelmesi, büyüme ve refahın artması, ekonomik demokrasinin yeşermesi zor görünüyor.

Dezenflasyonda yalnız kalan MB’nin 2’nci Enflasyon Raporu 22 Mayıs’ta, hedefte artış beklentisi

İlki 7 Şubat’ta açıklanan Merkez Bankası’nın (MB) 2025 Enflasyon Raporu’nun ikincisi 22 Mayıs’ta Başkan Fatih Karahan tarafından açıklanacak.

İlk raporda yüzde 21’lik yıl sonu enflasyon hedefinde artışa giderek orta noktası yüzde 24 olmak üzere üst sınırı yüzde 29’a yükselten Merkez Bankası’nın ikinci raporda hedefini tekrar yenilemesi öne çıkan beklenti. Bakan Şimşek, yıl sonunda enflasyonun yüzde 19-29’luk hedef aralığında kalacağını ifade etse de piyasa uzmanları, yabancı bankalar ve reyting kuruluşlarının beklentisi hedefte yeni artış yönünde.

Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay, Londra’da düzenlenen ‘Türkiye’ye Yatırım’ konferansında dezenflasyonun zorlu bir süreç olduğunu vurguladı. Sonucun sadece MB politikalarıyla değil, aynı zamanda maliye ve gelir politikalarıyla şekilleneceğini ifade etti. Akçay’ın bu sözleri, enflasyonla mücadelede MB’nin yalnız bırakıldığı, maliye politikaları ve diğer alanlarda gerekli adımların 2 yıldır hâlâ atılmadığı anlamına geliyor. Akçay’ın, gerekirse ek sıkılaştırmalara gidileceğini dile getirmesi ve dezenflasyon programının ‘başarısız’ olduğu algısının yanlışlığını öne sürmesi, gerektiğinde yeni faiz artışlarının ve enflasyon hedefinde revizyonların habercisi.