ANKA Ekonomi Editörü Zülfikar Doğan: Şimşek’in ekonomik mucizesi; 2 yıl önce göreve başladığında yüzde 38 olan enflasyon yine yüzde 38! Tek haneli enflasyon üçüncü kez ertelenerek 2027’ye kaldı!

ANKA Ekonomi Editörü Zülfikar Doğan: Şimşek’in ekonomik mucizesi; 2 yıl önce göreve başladığında yüzde 38 olan enflasyon yine yüzde 38! Tek haneli enflasyon üçüncü kez ertelenerek 2027’ye kaldı!

Zülfikar DOĞAN

(ANKARA) - Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2023 Haziran’ında bakanlık görevine başladığında önce 2025, ardından 2026 olarak ilan ettiği enflasyonda "tek hane" hedefini, bir kez daha erteledi. Bakan Şimşek Ankara’da düzenlenen IV. Tarım-Orman Şurası’nda yaptığı konuşmada enflasyonla mücadelede önemli mesafe kat ettiklerini belirterek "Enflasyonu 2027’de tek haneye indirme hedefimiz var" dedi.

Sürekli şekilde ikişer yıllık uzatmalara uğrayan tek haneli enflasyon hedefi 2023’te yeni kabine ve ekonomi yönetiminin göreve başlamasından bu yana 4 yıl ötelenirken, enflasyonla mücadelede kat edilen mesafe ise Bakan Şimşek’in iddiasının aksine sadece bir arpa boyu oldu.

2023 seçimlerinden sonra 3 Haziran’da yenin ederek göreve başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aynı günün akşamı açıkladığı yeni Cumhurbaşkanlığı Kabinesinde Hazine ve Maliye Bakanı görevine getirilen Mehmet Şimşek’in koltuğa oturduğu tarihte TÜİK’in açıkladığı Haziran 2023 ayının tüketici enflasyonu (TÜFE) yıllık yüzde 38,21, 12 aylık ortalamalara göre ise yüzde 59,95 idi.

20 ay sonra yeniden yüzde 38 olan enflasyonda patinaj başarı diye pazarlanıyor

Geçen hafta 3 Nisan’da TÜİK’in açıkladığı 2025 mart ayı TÜFE oranı yüzde 38,01 oldu. Şimşek ve başında bulunduğu ekonomi yönetimi ise enflasyonun 20 ay önceki seviyede olmasını kamuoyuna ekonomik programın başarısı olarak sunuyor. Yirmi ay sonra hâlâ yüzde 38 enflasyon oranında patinaj yapılması, geride kalan sürede geniş kesimlerin enflasyonla mücadele-dezenflasyon programıyla katlanmaya zorlandığı ağır bedellerin anlamsız ve nafile olduğunu somut şekilde gösterdi.

Tek haneli enflasyon hedefinin ise 2023’ten bu yana önce 2025, ardından 2026 ve Şimşek’in son açıklamasıyla 2027 yılına ertelenmesi, politika faizinde yeniden artış sürecine girilmesi ve Türkiye’nin kredi risk puanının (CDS) 377’ye yükselerek Kasım 2023’ten bu yana yeniden son 1,5 yılın zirvesine çıkması programın tutarsız ve başarısız olduğunu, yaklaşık iki yıldır katlanılan maliyetlerin boşa gittiğini gösteriyor.

Dövize talep dizginlenemiyor

Diğer yandan kurlardaki yükselişi ve dövize talebi frenlemek için 19 Mart siyaset ve yargı operasyonundan bu yana peş peşe alınan önlemlerin sonuç vermediği, döviz mevduatlarının 21 Mart haftasında 5,9 milyar dolarla tüm zamanların en yüksek haftalık artış düzeyine yükselmesiyle kendisini gösterdi. Merkez Bankası haftalık para-banka gelişmeleri verilerine göre 21 Mart haftasındaki bu rekorla birlikte yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatı mart ayının son iki haftasında 9 milyar 30 milyon dolar arttı. Toplam mevduat içinde TL tasarrufların payı yüzde 52’ye gerilerken döviz mevduatlarının payı yüzde 48’e yükseldi.

Yurt içi yerleşiklerin bireysel ve tüzel kişi döviz mevduat hesaplarındaki artışın bu hızla sürmesi durumunda, nisan sonunda ya da en geç mayıs ortasında bankalardaki döviz mevduatlarının toplam mevduat içindeki payının 2018 ve 2021’deki döviz-kur krizlerindeki patlamada olduğu gibi yeniden yüzde 50’yi aşması, TL’den kaçışın hızlanması kaçınılmaz görünüyor.