Artvin Cerattepe’de yeniden keşif yapıldı... Yeşil Artvin Derneği: "Mahkemeden beklentimiz, bir kez daha iptal kararı vermesi yönündedir"

Artvin Cerattepe’de yeniden keşif yapıldı... Yeşil Artvin Derneği: "Mahkemeden beklentimiz, bir kez daha iptal kararı vermesi yönündedir"

Haber: Uğur İSTANBULLU

(ARTVİN) - Artvin Cerattepe madeni ile ilgili Danıştay’ın kararı doğrultusunda, Artvin’in Zelosman mevkiinde yeniden keşif yapıldı. Keşif sonrası açıklama yapan Yeşil Artvin Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Bedrettin Kalın, "Rize İdare Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin kararının ardından zaten ÇED olumlu kararını iptal etmişti. Mahkemenin bu kararından dönmesini hukuken mümkün görmüyoruz. Böyle bir karar, hukuka, adalete ve vicdana aykırı olur. Bu nedenle bugün mahkemeden beklentimiz, bir kez daha iptal kararı vermesi yönündedir" dedi.

Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde uzun yıllardır sürdürülen Cerattepe'deki maden mücadelesinde, Anayasa Mahkemesi 'hak ihlali' kararı vermişti. Bu karar doğrultusunda Rize İdare Mahkemesi, Cerattepe için verilen "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu" kararını iptal etti. Ancak bu iptal kararının ardından maden şirketi, hukuki süreci uzatmak amacıyla kararı Danıştay’a taşıdı. Danıştay, bölgedeki teleferik hattının taşıma kapasitesinin yetersiz olduğu iddiasıyla yeniden keşif yapılmasına karar verdi. Keşfe Yeşil Artvin Derneği üyeleri katılırken, siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri de destek verdi.

"Bu bozma kararı son derece dayanaksız ve geçersiz gerekçelere dayanıyor"

Keşif sonrası açıklama yapan Yeşil Artvin Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Bedrettin Kalın, şunları söyledi:

"Bugün Cerattepe davamızın keşfi vardı. Bildiğiniz gibi Cerattepe mücadelesinde geçmişte birçok hukuki kazanım elde etmiştik. 2015 yılında, 2009/7 Genelgesi'ne dayanarak alınan bir ÇED olumlu kararı vardı. Bu kararın hukuka ve adalete aykırı olduğunu düşündüğümüz için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştuk. Nitekim, Anayasa Mahkemesi yaklaşık 7 yıl süren bir yargılama sürecinin ardından bu kararı iptal etti. Aynı zamanda "hak ihlali" kararı vererek, dosyayı Rize İdare Mahkemesi’ne gönderdi. Rize İdare Mahkemesi de bu doğrultuda ÇED olumlu kararını iptal etti. Aslında bir hukuk devletinde olması gereken zaten buydu. Ülkenin en yüksek yargı organı olan Anayasa Mahkemesi bir karar veriyorsa, diğer tüm yargı organlarının, yasama ve yürütme organlarının bu karara uyması gerekir. Ancak, son yıllarda yargı sistemimize yerleşmeye başlayan yeni ve tehlikeli bir pratiği burada bir kez daha yaşadık. Danıştay, Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymayarak Rize İdare Mahkemesi’nin iptal kararını bozdu. Bu bozma kararı ise son derece dayanaksız ve geçersiz gerekçelere dayanıyor.

"Mesele rezervin taşınması değil, hiç çıkarılmamasıdır"

Danıştay, bozma gerekçesinde ‘teleferik hattının maden rezervini taşıyıp taşıyamayacağı’nın incelenmesi gerektiğini belirtti. Oysa bu husus bizim davamızla hiçbir şekilde ilgili değildir. Biz bu davayı, Cerattepe’de yürütülmek istenen madencilik faaliyetinin yaşam alanlarımıza, doğaya ve insan sağlığına vereceği zararlar nedeniyle açtık. Biz bu bölgede heyelanların tetikleneceği, suların kirleneceği, asit kaya drenajlarının önlenemeyeceği, ormanlık alanların yok olacağı, toz ve diğer zararlı maddelerin üzerimize yağacağı gerekçeleriyle mücadele ediyoruz. Yoksa bir maden şirketinin rezervini nasıl ve ne kadar taşıyacağı bizim zerre kadar umurumuzda değil. Aksine, bizim davamız bu rezervin taşınmasına değil, hiç çıkarılmamasına yöneliktir.

Danıştay’ın bunu kavrayamaması ve sanki mesele taşımayla ilgiliymiş gibi karar vermesi, yargının ne kadar uzaklaştığına işarettir. Ne yazık ki Rize İdare Mahkemesi de Danıştay’ın bu yanlış kararına uyarak bugün keşif yapılmasına karar verdi. Bugün mahkeme heyetine ve bilirkişi ekibine açık bir şekilde anlattık. Davamızın konusu teleferik hattının taşıma kapasitesi değil; çevresel tahribat, doğa ve yaşam hakkıdır. Ne kadar anladılar bilemiyoruz ancak dava sonucunda hep birlikte göreceğiz. Rize İdare Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi'nin kararından sonra zaten ÇED olumlu kararını iptal etmişti. Bu kararından dönmesini hukuken mümkün görmüyoruz. Böyle bir karar; hukuka, adalete ve vicdana aykırı olur. Bu nedenle, bugün mahkemeden beklentimiz, bir kez daha iptal kararı vermesi yönündedir."