Artvin'de HES borusunun patlaması sonucunda ahırı zarar görev vatandaşlar: "Biz burada hayvancılık yapıyoruz ama can güvenliğimiz yok"

Haber: Uğur İSTANBULLU
(ARTVİN)- Artvin’in Şavşat ilçesi Sebzeli Köyü'nde bir HES santraline su taşıyan su borusu geçtiğimiz günlerde patladı. Patlama nedeniyle ahırını su basan Fahrettin Kayadibi, "Buradan gelen su, buradaki toprağı ahırıma kadar götürdü ve yolları tahrip etti" dedi. Kayadibi’nin eşi Gönül Kayadibi ise "Burada çiftçilik ve hayvancılık yapıyoruz. Burada beşinci kez mağduriyet yaşıyoruz. Önceden de patlamalar olmuştu" diye konuştu.
Artvin'in Şavşat ilçesi Sebzeli Köyü'nde, Kıyı Enerji Elektrik Üretim A.Ş.'ye ait HES santraline su taşıyan borunun geçtiği yere düşen kaya parçası nedeniyle su borusu patlamış ve patlayan borudan tonlarca su yola taşmıştı. Taşan su nedeniyle ahırı zarar gören ve bu durumu defalarca yaşadıklarını söyleyen Fahrettin Kayadibi, şöyle konuştu:
"Şu noktada, gece saat 12’de bir taş düştü ve burada büyük bir delik oluştu. Üzerinde toprak yoktu ve düşen taş, boruyu patlatarak suyun 500 metre yukarıya fışkırmasına neden oldu. Buradan gelen su, buradaki toprağı ahırıma kadar götürdü ve yolları tahrip etti. Su nedeniyle ahırımın etrafında tehlike vardı. Bu boru, HES borusuydu ve yapılan işin zorluklarını biz çekiyoruz. Önceden de benzer olaylar yaşanmıştı; 100 metre ileride ve 200 metre ileride de aynı şey oldu ama o günden sonra hiçbir önlem alınmadı. Şimdi tamirat yapacaklarını söylüyorlar, Kaymakam Bey de geldi, bakalım yapılacak mı, inşallah yapılır. Ahırımda 20 tane hayvanım var ve hepsi mahsur kaldı. Gelip gitme yolumuz kapandı. Burada sürekli bir tehlike var. Burada yapılan çalışmalar sırasında kayalar yerinden oynatıldı, yukarıdan taşlar düküldü, ancak yapılan iş bırakıldı. Borular yolun içine yerleştirildi, ama buradaki taşlar hala yerinden oynuyor. Bu taşlar her an tehlike oluşturuyor.
"Biz burada hayvancılık yapıyoruz, geçimimizi sağlıyoruz"
Burası Sebzeli Köyü, Ulukent Mahallesi. Burada 30 hane var. HES, 500 metre ileride bulunuyor ve biz burada hayvancılık yapıyoruz, geçimimizi sağlıyoruz. Buranın 5 kilometre ilerisinde, bent kaldırılmış. Borunun patlamasıyla oluşan su nedeniyle yol geçilemez hale geldi. Ahırımın yan tarafını su doldurdu ve ben bir tarafını kullanamıyorum. Otum ve samanım ıslandı. Önceden mahkemeye başvurduk, ancak mahkeme kasıt olmadığına karar vererek sonuç alınmasını engelledi. Yukarıya hayvanlarımızı çıkarıyorduk ama artık çıkaramıyoruz. Burada yapılan harfiyat, doğrudan dereye döküldü ve bu, bizim arazimizi batırıyor. Gördüğünüz gibi, harfiyat derede."
“Bizim can güvenliğimiz yok”
Ahırı zarar gören Fahrettin Kayadibinin eşi Gönül Kayadibi şunları kaydetti:
"Burada çiftçilik ve hayvancılık yapıyoruz ve bu beşinci kez mağdur oluyoruz. Önceki mağduriyetlerimizin hiçbir karşılığı olmadı. Kolluk kuvvetlerini çağırıyoruz, tutanak tutuyorlar, savcılığa başvuruyoruz, ancak hiçbir sonuç alamıyoruz. Kovuşturma başlatılmıyor, çünkü kasıtlı bir durum olmadığı söyleniyor. Bu durumda ne olacak? Burada insan hayatı çok ucuz olmamalı. Biz, devletin vatandaşları olarak mağdur edilmemeliyiz. Bizim can güvenliğimiz yok, ya bizi buradan taşıyacaklar ya da buradaki projeyi iptal edecekler. Bizim tek isteğimiz, kendi işimizi kendi kararıyla yapabilmek. Ancak sürekli engellerle karşılaşıyoruz. Çok zor bir durumdayız."
“İnsan hayatı, hiçbir projeye kurban edilmemeli"
Sebzeli Köyü Muhtarı Mehmet Akif Bayraktaroğlu da şunları söyledi:
"Yatırımcı firmayı kötülemek istemiyorum, ancak yapılan eksikliklerin giderilmesi gerektiği bir gerçek. DSİ, bu eksikliklerin giderilmeden tesisin işletmeye alınmasını hatalı bir uygulama olarak görmüş ve tutanak tutmuştur. Eksiklikler giderildikten sonra DSİ onay verecek ve işletmeye devam edilecek. Bu bölge, coğrafi olarak farklı bir yapıya sahip. Yatırımlar, bölgenin yaşam koşullarını göz önünde bulundurmalı. Yüzlerce yıldır burada yaşayan halkın geçmişini göz ardı etmek bence yanlıştır. Devlet, doğayı ve çevreyi göz önünde bulundurarak projeler üretmeli. Bu şekilde, doğaya zarar vermeyen ve insanların yaşamını iyileştiren projeler yapılabilir. İnsan hayatı, hiçbir projeye kurban edilmemeli."
''Eğer devlet olarak biz sahip çıkmazsak, kimse sahip çıkmaz"
CHPi Şavşat İl Genel Meclisi Üyesi Yaşar Gülel, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Burada, daha önce patlamalar yaşandı ve yöre halkı hala büyük bir korku içinde. Yapılan HES projesinin doğru bir proje olmadığını düşünüyorum. Bu proje, yolu daraltarak vatandaşların hakkına girilmiştir. HES kanalı, Demirkapı ve Arsiyan Yaylası’na giden yolu daraltarak suyu getirmiştir. Burada, Gürcistan’a giden yol ve askeri birliğimizin kullandığı bir yol var. Ayrıca, orman işletmesinin bu yolu kullandığı da biliniyor. Ancak bu yol tamamen daraltıldı. Bu proje, kesinlikle doğru değil. HES projelerinin doğaya ve insanlara verdiği zararı kınıyoruz ve bu tür projelerin Şavşat’ta uygulanmasını kesinlikle kabul etmiyoruz. Ayrıca, iktidar vekillerimizden kırsalda yaşanan sorunlara duyarlı olmalarını istiyoruz. Eğer devlet olarak biz sahip çıkmazsak, kimse sahip çıkmaz."