Bakan Bolat: Dış ticaret açığımızı 24 milyar tasarrufla, 82 milyar dolara düşürdük (2)

Bakan Bolat: Dış ticaret açığımızı 24 milyar tasarrufla, 82 milyar dolara düşürdük (2)

CEVDET YILMAZ: DÜNYA EKONOMİSİNDE BELLİ BİR TOPARLANMA DEVAM EDECEK

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, MÜSİAD Ankara 26'ıncı Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin dünyaya açık bir ekonomik yapıya sahip olduğunu belirterek, "Dolayısıyla dünyada olup bitenleri değerlendirmeden sadece ülke ekonomisine bakmak sağlıklı bir yaklaşım olmayacaktır. Dünyada son yıllarda pandemi hadisesi yaşandı. Bu hadise bir taraftan dünyadaki ekonomik aktiviteyi yavaşlatırken diğer taraftan sosyal dengeleri bozdu. Özellikle devletler üzerinde de büyük bir borç yükü bıraktı. Hem azalan ekonomik aktivite onun vergilere yansıması hem de artan sosyal harcama ihtiyaçları nedeniyle bütün dünyada devletlerin borçluluk oranlarında ciddi artışlar yaşandı. Pandemi bitti, bir toparlanma süreci başladı ama hala dünya tam olarak eski günlerine dönebilmiş değil. Geçen yıl yüzde 3 civarında bir büyüme kaydetti dünya ekonomisi. Tarihsel ortalamalarının hala altında. Bir taraftan da bu pandeminin etkisiyle oluşan enflasyonist ortam var. Buna yönelik ortaya konan sıkı para politikaları var. Bunun da getirdiği sonuçlar var. Dolayısıyla dünya ekonomisi hem ekonomik büyüme hem ticaret anlamında normal bir dönemden geçmiyor. Buna ilave olarak dünyada giderek artan bir bloklaşma ve korumacılık eğilimi görüyoruz. Uzun zamanlar daha liberal bir küresel düzenden bahsedildi dünyada. Kuran bazlı, kurum bazlı bir ekonomik ortamdan bahsedildi. Ama bugün geldiğimiz noktada çok farklı söylemlerle ortaya çıkan yönetimler, yaklaşımlar var. ABD, Çin rekabetinden diğer meselelere varıncaya kadar korumacılık eğilimlerinin güçlendiği, bloklaşmaların arttığı ve rekabetin uluslararası kurallar dışında da sürdürüldüğü bir ortamdayız. Bu yıla baktığımızda 2025 yılın dünya şartlarına baktığımızda çok radikal bir değişim görmüyoruz. Ama geçen yıla göre nispeten bizim için daha iyi bir perspektif olduğunu söyleyebilirim. Dünya ekonomisinde belli bir toparlanma devam edecek. Enflasyonla mücadelede sağlanan ilerlemeler dünyadaki sıkı para politikalarının bir miktar gevşemesine yol açıyor. Diğer taraftan yine düşen faizler dünyadaki bu merkez bankalarının faiz düşürmesi dünyadaki finansal maliyetleri de olumlu yönde etkileyecek, gelişmekte olan ülkelere dönük finansal açıkları da nispi olarak kolaylaştırmış olacak. Bu bizim için bir avantaj. Bir taraftan da emtia fiyatlarının ılımlı seyrettiğini görüyoruz. Türkiye enerji başka olmak üzere ithalatçı bir ülke bu noktada. Emtia fiyatlarında da daha olumlu bir perspektif var, tahminler var. Bu da yine bir olumlu durum bizim için. Dünya zorlu bir dönemde ama nispi olarak bir düzen içinde diyebiliriz. Sadece ekonomik olarak değil jeopolitik gelişmelerle de dünyadaki ekonomik ortamın şekillendiğini görüyoruz" dedi.

'2026'DAN İTİBAREN YÜZDE 3'ÜN ALTINDA BİR BÜTÇE AÇIĞI PLANLIYORUZ'

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 2023 yılında Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremler nedeniyle belli bir bütçe açığı oluştuğunu ve bunu telafi edeceklerini belirterek, "Bu yıl yüzde 3'lere yaklaşacak, 2026'dan itibaren de yüzde 3'ün altına doğru giden bir bütçe açığı planlıyoruz. Tarihi ortalamamıza bakarsanız bizim dönemi kastediyorum; 2,6 civarında bütçe açığının milli gelire oranı. Gelecek yıldan itibaren yine o tarihi ortalamalara dönmüş olacağız. Sayın Bakanımızın da söylediği gibi bunu başardığımızda bütçemizde bir mali alan oluşmuş olacak. Bu alanı da iki temel öncelik için kullanmayı düşünüyoruz. Birincisi reel sektörün desteklenmesi, ikincisi farklı sosyal kesimlerin refahının desteklenmesi, sosyal adaletin güçlendirilmesi. Bu iki temel öncelik çerçevesinde de bütçe imkanlarımızı, mali imkanlarımızı önümüzdeki yıllarda kullanacağız" ifadelerini kullandı.

'YILLIK ENFLASYONUMUZDAKİ DÜŞÜŞ DEVAM EDECEK'

Enflasyonun dünyada da problem olduğunu ama Türkiye'de daha yüksek oranlarda olduğu için kararlı bir şekilde mücadelelerini devam ettirdiklerini kaydeden Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:

"Geçtiğimiz yılın mayıs ayında zirve noktasına ulaştı; yüzde 75'ler civarına. O zaman da ifade etmiştik; yılın 2'nci yarısında ciddi bir düşüş olacağını söylemiştik, nitekim öyle oldu. Yılın 2'nci yarısında hızlı bir şekilde geriledi. Mayıstan itibaren bakarsanız son açıklanan rakama kadar 31 puan gerileme oldu. Enflasyonu yüzde 44 gibi bir rakamla kapattık. Bu yılın ocak ayı henüz çıkmadı, ocak ayları nispeten yüksek olur. Yıllık ücret ayarlamalarının fiyat ayarlamalarının yapıldığı bir ay olduğu için, ocak ayı genel ortalamaların üstünde olur. Ama geçen yılın ocağına göre bu yıllık bir ocakta da yine daha düşük bir enflasyon bekliyoruz. Dolayısıyla yıllık enflasyonumuzdaki düşüş devam edecek. Önümüzdeki aylarda öncelikle yüzde 40'ın altını göreceğiz. Yüzde 40'ın altını yıllık bazda göreceğimizi tahmin ediyoruz. Yıl sonunda ise artık 20'li rakamlara gelmiş bir enflasyon olacak. Tabii ki enflasyonu tek haneli rakamlara kadar düşürünceye kadar bu işleri konuşmaya devam edeceğiz. Ama artık bugünkü kadar enflasyonu konuşmayacağız. Enflasyonun düştüğü ortamda aynı zamanda fiyat istikrarının olduğu dönemde öngörülebilirliğin olduğu, yatırım ortamının iyileştiği, sürdürülebilir büyümenin sağlanabildiği dönemlerdir. Bizim tarihimize de baktığınız zaman en hızlı hangi dönemlerde büyümüşüz diye baktığınızda enflasyonun ortalamasının daha düşük olduğu dönemlerde büyümüşüz. Enflasyon arttıkça büyümemiz darbe yemiştir. Dolayısıyla kısa vadede bazı etkilenmeler olsa da orta ve uzun vadede düşük enflasyon ve büyüme birbirinin zıttı değil, bir çelişki yok burada. Tam aksine büyümeyle düşük enflasyon bir arada sürdürülen süreçler." (DHA)

Umutcan ÖREN- Ali Oğulcan ARSLAN/ ANKARA, (DHA)-

FOTOĞRAFLI