BBP Genel Başkanı Destici'den 19 Mayıs mesajı: "Milletimizin birlikte var olma iradesine düşman herkes mağlup olmaya mahkumdur"

(ANKARA) - Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı mesajında “Anayasamızda yer alan ‘Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür’ ibaresi bir etnik köken göndermesi değil, bir millet tanımıdır. Üzerinden geçen 100 yılı aşkın süreye rağmen, hala Sevr hayalleri kuran; Türk’e, Türk’ün birliğine, değerlerine, ülkesinin bütünlüğüne, milletimizin birlikte var olma iradesine düşman olan herkes, mağlup olmaya, yok olmaya mahkumdur” ifadesini kullandı.
Destici, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda, Kurtuluş Savaşı'nın, milletin tarih sahnesine çıktığı günden bugüne sürdürdüğü var olma mücadelesinde verdiği en önemli sınavlardan biri olarak kabul edildiğini belirterek, şunları kaydetti:
"1. Dünya Savaşı’ndan mağlup olarak çıkmıştık. Payitaht işgal altındaydı. Meclis-i Mebusan kapatılmış, ordumuz dağıtılmış, topraklarımız işgal güçleri tarafından paylaşılmıştı. Sevr’le, Balkanlarda ve Anadolu’daki Türk varlığı, adım adım yok edilmeye çalışılıyordu. Tek başımızaydık. Milletimizin imanı, iradesi ve umudu dışında elimizde hiçbir şey yoktu. Yalnızdık ve neredeyse tüm dünyaya karşı savaşıyorduk. Paramız yoktu, askerimiz yoktu, silahımız yoktu ama milletimizin imanı, iradesi ve umudu galip geldi.
İnsan topluluklarının, aynı soydan gelmeleri, aynı dili konuşmaları, aynı inancı paylaşmaları elbette önemlidir ama onların millet olmalarına yetmez. Millet olabilmek için, ortak acıların, ortak mutlulukların, ortak başarıların ve bunların üzerinde yükselen bir birlikte var olma iradesine ihtiyaç vardır. Bunları, bizi millet yapan değerlerimizi kaybettiğimizde, her şeyi kaybedeceğimizi aklımızdan hiçbir zaman çıkarmamamız gerekir.
"19 Mayıs son büyük var olma savaşımızın başladığı gündür"
Kurtuluş Savaşımız, önümüze, ölüm gerçekliğinde tarihi bir ölçü koymuştur: Bu topraklarda yaşayan, dili, etnik kökeni, inancı ne olursa olsun, o mücadelede bizimle birlikte olanları, Türk milleti daima, kendinden, kendinin bir parçası, bizzat kendisi saymıştır. Anadolu irfanı; Türk milleti tanımını, bütün sosyolojik kriterlerin üzerinde, 'Kurtuluş Savaşı’nı kazanıp, devleti kuranlardır' şeklinde özetler ve bunun dışındaki tüm tartışmalara kapısını kapatır. Anayasamızda yer alan 'Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür' ibaresi esasen bu irfanın yansımasıdır, bir etnik köken göndermesi değil, bir millet tanımıdır. Üzerinden geçen 100 yılı aşkın süreye rağmen hala Sevr hayalleri kuran; Türk’e, Türk’ün birliğine, değerlerine, ülkesinin bütünlüğüne, milletimizin birlikte var olma iradesine düşman olan herkes, mağlup olmaya, yok olmaya mahkumdur.
19 Mayıs 1919, bizim, yokluklar içinde, el ele, omuz omuza vererek, geleceğimizi inşa ettiğimiz, son büyük var olma savaşımızın başladığı gündür. O savaşta, bizimle olanlar ebediyen bizden ve bizim; bize düşmanlık ve ihanet edenler, işgalcilerin uşağı olanlar, mağlup ve bedbaht olmuşlardır. Hiç kimsenin şüphesi olmasın, bugün yaşadıklarımızın da dünden bir farkı yoktur ve akıbet geçmişteki gibi olacaktır. 19 Mayıs’ı armağan ettiğimiz Türk gençliği, bu mücadeleyi, onun yaşandığı şartları, nasıl zafere ulaştığını ve sonuçlarını, geleceğine dair ideallerinin tam merkezine koymalıdır.
Kurtuluş Savaşı’nın başladığı gün olan 19 Mayıs 1919’un 106. yılında, Kurtuluş Savaşımızın muzaffer komutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, onun silah arkadaşlarını, Kurtuluş Savaşımızın şehitlerini, gazilerini; geçmişte Türk devletine, Türk milletine katkısı olan ve bugün ebediyete irtihal etmiş bütün vatan evlatlarını; terörle mücadelede şehit düşen askerlerimizi, polislerimizi, güvenlik korucularımızı, terörün hedef aldığı sivil şehitlerimizi, rahmetle, minnetle yad ediyor; aziz milletimizin ve Türk gençliğinin Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyorum."