CHP'li Gürer: ''İklim şartları ve toprak özelliğine göre ekim ve dikim planlamasına öncelik tanınmalıdır''

(TBMM) - CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarımsal üretimde yaşanan kuraklığa dikkati çekerek, ''Ülkemizde sürekli gündeme getirilmesine rağmen çiftçiler üretim tercihini de belirledikleri biçimde sürdürmeye devam etmektedirler. Alıştığı ürün neyse onu ekmekte faydasını oradan sağlamaya çalışmaktadır. Burada üretim tercihi daha önceki tercihini sürdürenlerin oranı yüzde 74’tür. Yüzde 30’u alıcısı çok ürünlere, yüzde 30’u satışı hızlı ürünlere yönelmektedir. Kuraklık sürecinin doğru yönetilmediğinin bir göstergesi de bu verilerdir'' dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, bu yıl yaşanabilecek kuraklığa dikkati çekerek, tarımsal üretim üzerindeki etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gürer, şöyle konuştu:
''Ülkemiz ciddi bir kuraklık riskiyle karşı karşıyadır. Bazı bölgelerde yarattığı olumsuzluklar bugünden üretimi etkileyecek boyuta gelmiştir. Ürün üretiminin yanında meraların ot varlığı da bu kuraklıktan etkilenmesi olasıdır. Ülkemizde 1940’lı yıllarda 44 milyon hektar olan mera alanları 2001 yılında yapılan tarım sayımına göre, 14 milyon hektara kadar gerilemiştir. Bildiğiniz gibi şu an tarım sayımı TÜİK‘le birlikte Tarım ve Orman Bakanlığınca sürdürülmektedir. 22 yıldır yapılmayan bu sayım sonucu meraların son hali de ortaya çıkacaktır. Büyük olasılıkla meralarda yine daralma olduğu görülmüş olacaktır. Bu durumda 12 ay kapalı, yemle beslenen hayvanların varlığı dikkate alındığında yem tüketiminin artması fiyatların artmasini da beraberinde getirmektedir. Ülkemizde sürekli gündeme getirilmesine rağmen çiftçiler üretim tercihini de belirledikleri biçimde sürdürmeye devam etmektedirler. Alıştığı ürün neyse onu ekmekte faydasını oradan sağlamaya çalışmaktadır. Burada üretim tercihi daha önceki tercihini sürdürenlerin oranı yüzde 74’tür. Yüzde 30’u alıcısı çok ürünlere, yüzde 30’u satışı hızlı ürünlere yönelmektedir. Kuraklık sürecinin doğru yönetilmediğinin bir göstergesi de bu verilerdir.
Bitkisel üretim bölgesel şartlar değerlendirilerek yapılmalıdır. Bu daha çok verimi, daha az masrafı beraberinde getireceği unutulmamalıdır. İklim şartları ve toprak özelliğine göre ekim ve dikim planlamasına öncelik tanınmalıdır. Ürünler için tamam fiyat uygulaması ülkemizde uzunca süredir yapılmamaktadır. Taban fiyatı uygulamasını yeniden dönülmeli ve tavan fiyat altındaki ürün satışı ortadan kaldırılmalıdır.
''21 üründe bakanlığın belirlemesine göre arz açığı var''
Hasat zamanında enflasyon farkı gözetilerek çiftçi enflasyon karşısında korunmalıdır. 2023 yılında çiftçilerin ürettigi buğday 2024 yılında ürettikleri buğday fiyatlarına baktığımızda yüzde 12'lik bir artış olduğunu görüyoruz. Bu enflasyon karşısında çiftçinin korunmadığının açıkça bir göstergesidir. Üretim planlaması önceliklenmelidir. Gıda tedarik zincirinde oluşan sorunlar, küresel iklim değişikliği ve beklenmeyen afetler, başta gübre olmak üzere tarımsal girdi fiyatlarında oluşan sorunlarla sürdürülebilir üretim ve erişilebilir gıda için çok ciddi önemlerin ihtiyaç olduğu açıkça görülmektedir.
Gübre fiyatları arttıkça daha az gübre kullanılıyor. Gübre azaldıkça verim ve üretim düşüyor. Böyle olunca da Türkiye’de bazı ürünlerde arz açığı devam ediyor. 21 üründe bakanlığın belirlemesine göre arz açığı var. Arz açığı olan ürünlerin bir de gübreden dolayı verim kaybı yaşandığında ithalata yöneliş daha fazla olacak. Dünya genelinde gıda tedarik edebilen ülkelerin içinde bulunduğu koşullarda özellikle kuraklığın, küresel iklim değişikliğini yarattığı sorunlarla dışarıdan ürün getirmekle problemler de yaşanbileceği gibi fiyatlarda da artışların ortaya çıkması olası. Bunun için Türkiye’nin öncelikle stratejik ürün dediğimiz buğday gibi bitkisel ham yağının oluşmasına vesile olan ayçiçeği gibi belli ürünlerde daha öncelikli politikalar oluşturulması ve bu açığın ortaya çıkmadan önce önlemlerin alınması gerekiyor.''