Gül Çiftci: "Gözaltına alınanların sayısı bin 700'ün üzerine çıktı"

Gül Çiftci: "Gözaltına alınanların sayısı bin 700'ün üzerine çıktı"

Haber: İleyda ÖZMEN - Kamera: Berkin GÜLSOY

(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından gözaltına alınanların sayısının bin 700'ün üzerine çıktığını söyledi. Çiftci, "Her ilde bir hukuk komisyonumuz var. İl hukuk sorumlularımız aracılığıyla gözaltına alınan yurttaşlarımıza her ilde hukuki desteği ve milletvekillerimizin görüşme desteğini sağlıyoruz, sağlamaya da devam edeceğiz. Bu konuda bilgi almak isteyen, hukuki destek isteyen bütün yurttaşlarımız lütfen il başkanlıklarımızı arayabilirler" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere birçok ilde eylemlere katıldığı gerekçesiyle çok sayıda kişi gözaltına alındı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci, ANKA Haber Ajansı'na gözaltılara ilişkin son durumu paylaştı. 19 Mart'tan 25 Mart'a kadar geçen sürede bin 418 kişinin gözaltına alındığını belirten Çiftci şöyle devam etti.

"19 Mart darbe girişiminden sonra bütün yurttaşlarımız partimizce yapılan çağrıya ses verdiler ve demokrasi için, hak için, adalet için meydanlara, mitinglere geldiler ve gelmeye devam ediyorlar. İktidar tarafından kolluk gücüyle kullanılan bu orantısız güçle orantısız uygulamalarla yapılan haksız tutuklamaları, haksız gözaltıları yapmaya devam ediyorlar ve bundan sonra devam edeceklerini değerlendiriyoruz.

İktidar yine kendinden olmayanı her zaman ötekileştirdiği gibi de ötekileştirmeye de devam edecek. İstanbul'da dün gece 51, sabaha karşı yapılan ev baskınlarında ise 132 yurttaşımız toplamda 182 yurttaşımız gözaltına alındı. Ankara'da 40 yurttaşımız, İzmir'de 20 civarı yurttaşımız, Sakarya'da 17 yurttaşımız, Bursa'da 35'in üzerinde yurttaşımız Kocaeli'ndeyse 4 yurttaşımız gözaltına alınmış bulunmakta. Bu sabah gözaltına alınan toplam kişiler bin 700'ün üzerine çıktı ne yazık ki. Gözaltına alınan yurttaşlarımızla ilgili buradan sizlere aracılığıyla bildirmek isterim; her ilde bir hukuk komisyonumuz var ve hukuk komisyonumuzun başında il hukuk sorumlularımız var. İl hukuk sorumlularımız aracılığıyla biz gözaltına alınan yurttaşlarımıza her ilde hukuki desteği ve milletvekillerimizin görüşme desteğini sağlıyoruz. Sağlamaya da devam edeceğiz.

"Yurttaşlarımız bu belgeleri imzalamasınlar"

Buradan bir çağrı daha şöyle yapmak isterim; bu konuda bilgi almak isteyen, bu konuda hukuki destek isteyen, bu konuda herhangi bir destek isteyen bütün yurttaşlarımız lütfen il başkanlıklarımızı arayarak istedikleri bilgiye ulaşabilir durumdalar. Biz de genel merkeze tüm verileri toplayarak yeterince ve gereğince destek sağlamaya devam ediyoruz bütün yurttaşlarımıza Türkiye genelinde. Ancak şunu buradan belirtmek isterim ki ülkemizde çok büyük hukuksuzluklar yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor. Özellikle bazı kağıtlarda kolluk gücü hem elindeki gücü orantısız bir şekilde kullanıyor, elinde herhangi bir gösteri malzemesi olmayan, elinde herhangi bir silah olmayan yurttaşımıza biber gazıyla plastik mermiyle müdahale ediyor. Zaten bunların görüntüleri basına çıktı. Hem de gözaltına aldıkları yurttaşlarımıza avukat istemiyorum talepli bir belge imzalatarak onların savunma hakkından yoksun bırakılmasına zorluyorlar. Hiçbir yurttaşımızın bu haktan yoksun bırakılması bir kolluğun ya da iktidar gücünün yetkisi dahilinde değildir. Dolayısıyla yurttaşlarımız lütfen bu belgeleri imzalamasınlar.

Biz sürecin en başından bugüne kadar CHP üzerinden bütün meslektaşlarımız, bütün avukatlarla birlikte süreci takip ettiğimiz gibi Türkiye'de bulunan bütün barolar da bu konudaki hukuki desteğini yurttaşlarımızdan esirgemiyor. Bunun da altını özellikle çizmek isterim.

"Basın mensuplarının gözaltına alınmasının tek sorumlusu Adalet Bakanı'dır"

İstanbul'da bizlerle birlikte olan başka siyasi partilerin temsilcileri maalesef sizlerin meslektaşları basın mensupları görevlerini yaparak, siyasi parti temsilcileri seçme ve seçilme hakkının onlara vermiş olduğu hem hakları hem yükümlülükleri kullanırken maalesef gözaltılar yaşandı. Hukuksuz bir şekilde tutuklanarak cezaevine götürdü. Adalet Bakanı'nın tam ifadesi şu şekilde; 'Onların durumlarını bir soralım, araştıralım' diyor. Şimdi tutuklama bizim kanunlarımız gereğince en son başvurulacak tedbir iken ilk başvurulacak tedbir oldu. Ben o zaman buradan şunu anlarım Adalet Bakanı'nın yapmış olduğu açıklamadan, demek ki ilgili mahkemeler ilgili hakim savcılar gerekli araştırmayı yapmamışlar ve tutuklamışlar. 'Sonra bir bakalım durumlarına' demişler. Şimdi bu anayasal hakkın zedelenmesidir. Anayasal hakkın engellenmesidir. Anayasal hakları ihlal edilmiştir bu vatandaşlarımızın ve bu Adalet Bakanı'nın eliyle yapılmış demektir. Ben buradan bunu anlarım. Dolayısıyla Adalet Bakanı'nı şuna davet etmek isterim; bütün hakim ve savcıların görevlerini usulüne uygun yargı kuralları kapsamında yapmaktan sorumlu olan kişi, yapılmasını sağlamakla görevli olan kişi Adalet Bakanı. Dolayısıyla Adalet Bakanı görevini yeterince yapmıyor derim. O yüzden benim buradan çağrım Adalet Bakanı'na şu olur; bütün bunların sorumlusu demek ki sizsinizdir. Bir basın mensubunun hangi kurumda çalıştığı, hangi kartla çalıştığı belli iken alanda fotoğraf çeken bir basın mensubunu siz neyle suçlayıp gözaltına alırsınız? Bunun tek sorumlusu Adalet Bakanı'dır. Dolayısıyla ilgililer maalesef kendinden olmayanı ötekileştirdiği, kendinden olmayanı düşmanlaştırdığı için bugün bu ülkede bu haksızlıklar yaşanmaktadır. İktidarın korkusunun ne kadar büyük olduğunu bir kez daha görüyoruz. İktidarın tek korkusu demokraside, hakta, hukukta, adalette birleşen yurttaşlarımızın birleşmesini engellemesidir. Ancak bu birleşmeye engel olamayacaklar."