CHP’li Pala’dan Bakan Memişoğlu’na: “Kayseri Şehir Hastanesi’nde bozuk solüsyon nedeniyle biyopsi numunelerinin zarar görmesiyle ilgili soruşturma başlatıldı mı?”

CHP’li Pala’dan Bakan Memişoğlu’na: “Kayseri Şehir Hastanesi’nde bozuk solüsyon nedeniyle biyopsi numunelerinin zarar görmesiyle ilgili soruşturma başlatıldı mı?”

(ANKARA) - CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’na “Kayseri Şehir Hastanesi’nde, bozuk olduğu iddia edilen formaldehit solüsyonu nedeniyle yaklaşık 400 ile 1000 hastaya ait biyopsi numunelerinin tanı koymaya elverişsiz hale geldiği belirtilmektedir. Bakanlığınız, bu konuda hangi tarih itibarıyla resmi soruşturma başlatmıştır? Başlatılan soruşturma hangi aşamadadır” diye sordu.

CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, Kayseri Şehir Hastanesi’nde bozuk formaldehit solüsyonu nedeniyle biyopsi numunelerinin zarar gördüğü iddiasıyla ilgili Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi verdi.

“Sayıştay raporları şehir hastanelerinin işletilmesiyle ilgili çok sayıda usulsüzlüğü ortaya koyuyor”

CHP’li Pala, bu olayda zarar gören hasta sayısının 400 ila 1000 arasında olduğunun ifade edildiğini vurgulayarak, “Bakanlığın resmi soruşturma başlatıp başlatmadığı, hastaların yeniden biyopsiye çağrılıp çağrılmadığı, tanı koymada yaşanan gecikmelerin sorumluluğunun nasıl üstlenileceği” sorularının cevap beklediğini belirtti.

Pala, Kayseri Şehir Hastanesi’nin patoloji laboratuvarının kamu-özel iş birliği modeli çerçevesinde YDA Sağlık Yatırım ve İşletme Sanayi Tic. A.Ş. tarafından işletildiği, bozuk solüsyonun alt taşeron ATM Sağlık Kayseri Yatırım ve İşletme A.Ş. tarafından sağlandığı, aynı şirketin Konya ve Manisa şehir hastanelerinde de işletmeci konumunda olması nedeniyle benzer bir durumun diğer şehir hastanelerinde yaşanıp yaşanmadığının araştırılması gerektiğine dikkat çekerek şunları kaydetti:

“Sayıştay raporları şehir hastanelerinin işletilmesiyle ilgili çok sayıda usulsüzlük, fazla ödeme, gereksiz ödeme, hatalı muhasebeleştirme, ihale dokümanı ve projelerde öngörülenden daha fazla alanın ticari alan olarak kullanılması gibi sorunu her yıl ortaya koymaktadır. Kayseri Şehir Hastanesinde yaşanan olay, bu modelin, tıbbi hizmetlerin sunulması sırasında da sorunlar yaşandığını ortaya çıkartıyor.”

“Bakanlığımız özellikle hasta güvenliği açısından şehir hastaneleri ile yapılan sözleşmeleri gözden geçirmeyi düşünüyor mu?”

Pala’nın Bakan Memişoğlu’na soruları ise şöyle:

“Kayseri Şehir Hastanesi’nde, bozuk olduğu iddia edilen formaldehit solüsyonu nedeniyle yaklaşık 400 ile 1000 hastaya ait biyopsi numunelerinin tanı koymaya elverişsiz hale geldiği belirtilmektedir.

Bakanlığınız, bu konuda hangi tarih itibarıyla resmi soruşturma başlatmıştır? Başlatılan soruşturma hangi aşamadadır? Söz konusu bozuk solüsyonlu kaplar yüzünden yanlış veya eksik tanı konulmuş ya da tekrar tanı amacıyla yeni girişim (örneğin endoskopi, bronkoskopi) yapılması gereken kaç hasta belirlenmiştir? Hastaların yeniden biyopsi için çağrıldığı örnekler mevcut mudur; varsa sayılan nedir ve bu hastalar hangi birimlerdedir?

Kayseri İl Sağlık Müdürlüğü ve hastane yönetimi, bozuk olduğu iddia edilen formaldehit solüsyon tüplerini Türkiye ilaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na (TİTCK) göndermiştir. Bu solüsyonların incelenmesi süreci hangi tarihte başlamıştır; TİTCK’nin hazırlayacağı raporun ne zaman tamamlanacağı öngörülmektedir? Raporda ‘solüsyonun standart dışı olduğunun’ tespiti halinde hangi yaptırımlar uygulanacaktır? Basına yansıyan bilgilere göre, şehir hastanesi YDA şirketi tarafından işletilmekte, alt taşeronu ATM şirketi de söz konusu solüsyonu temin etmektedir. Aynı şirketin Konya ve Manisa Şehir Hastanelerini de işlettiği belirtilmektedir. Bakanlığınız, bu solüsyonun Konya ve Manisa başta olmak üzere, şirketin işletmekte olduğu başka şehir hastanelerinde de kullanılıp kullanılmadığını araştırmış mıdır?

Başka şehir hastanelerinde benzer vakalar tespit edilmiş midir? Şehir hastanelerinin kamu-özel iş birliği modeliyle işletilmesi, tıbbi cihaz ve malzeme temininde sorumluluğu özel şirketlere bırakmaktadır. Bu durumda, bozuk malzeme tedariki gibi olumsuzlukların önüne geçmek için Bakanlığınızın hangi denetim ve kalite kontrol mekanizmaları bulunmaktadır? Bu denetimler düzenli aralıklarla yapılmakta mıdır?

Basına yansıyan iddialarda bir hastada bronkoskopiyle alınan örnekte tanı konulamadığı, kısa süre sonra başka merkezde tekrarlanan biyopside ‘küçük hücreli akciğer kanseri’ tanısı konulduğu aktarılmaktadır. Bu tip örneklerde, hastanın kanser tanısının atlanması veya gecikmesi olasılığı ciddi mağduriyetlere yol açmaktadır. Bakanlığmız, böyle bir riskle karşılaşan ve tanı gecikmesi yaşayan hastalara yönelik ek bir tedbir veya tıbbi destek sağlamayı planlamakta mıdır?

Bozuk solüsyonlarla ilgili iddiaların doğrulanması durumunda, hastane yönetimi, taşeron şirket ve diğer sorumlular hakkında hangi idari veya cezai yaptırımlar gündeme gelecektir? Patolojik inceleme için alınan doku örneklerinin bozulması durumunda, hastaların yeniden invaziv işleme (örneğin endoskopi, kolonoskopi, bronkoskopi) girmesi gerekebilmektedir. Bu tekrarların olası komplikasyon ve mali yükleri nasıl karşılanacaktır?

Herhangi bir ameliyatın veya ciddi bir tetkikin tekrarlanması gerekecek hastalar için özel bir süreç tanımlanmış mıdır? Resmi açıklamalarda, laboratuvar cihazlarımn ve patoloji laboratuvannm özel şirketin sorumluluğunda olduğu belirtilmektedir. Özel şirketlerin sorumluluğundaki laboratuvarlarda patolojik incelemede kullanılan kimyasalların kalite güvencesini sağlamak için hangi resmî standartlar veya protokoller uygulanmaktadır?

Eğer bozuk formaldehit solüsyonu kullanıldığı teyit edilirse, sadece Kayseri değil, aynı işletmecilerin çalıştığı diğer şehir hastanelerinde de benzer sorunların yaşanmış olabileceği ihtimali doğmaktadır. Bakanlığımz bu olaydan hareketle benzeri vakaların tekrarlanmaması için hangi önleyici tedbirleri almayı planlamaktadır?

Kamu-özel iş birliği çerçevesinde işletilen laboratuvarlarda tıbbi malzeme teminini sıkı biçimde denetleyecek yeni bir protokol düzenlemesi düşünüyor musunuz? Şehir hastanelerinin kamuya çok yüksek maliyetinin yanısıra hasta güvenliğini tehdit eden bir yapısının da olduğu anlaşılmaktadır. Bakanlığımz özellikle hasta güvenliği açısından şehir hastaneleri ile yapılan sözleşmeleri gözden geçirmeyi ve hastalar ile kamu yararına değişiklik yapmayı planlamakta mıdır?”