CHP Samsun İl Başkanı Özdağ: "Milli Eğitim Bakanı, emeklerinin karşılığını isteyen eğitim emekçilerine gözdağı vermeye kalkışıyor"
Haber: Mehmet Rebii Özdemir
(SAMSUN) - CHP Samsun İl Başkanı Mehmet Özdağ, "19 milyon öğrencimiz ve 1,2 milyon öğretmenimiz sorunlarla karşı karşıyayken, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, insanca yaşam için emeklerinin karşılığını isteyen ve bunun için 13 Ocak 2025 tarihinde sendikal haklarını kullanarak iş bırakan eğitim emekçilerine gözdağı vermeye kalkışıyor ve '29 Ocak 2025 tarihli iş bırakma eylemi' konulu yazısı bugün dönem başı yapan ülke genelinde eyleme katılan kamu emekçilerine tebliğ ediliyor. Kamu emekçilerini yıldırmaya yönelik bu baskılar açıkça mobbingdir ve hukuksuzluktur. Sendikal haklara yönelik bu tür baskıları asla kabul etmiyoruz" dedi.
CHP Samsun İl Başkanı Mehmet Özdağ, 2024-2025 eğitim öğretim yılının ikinci döneminin başlamasıyla birlikte eğitim sisteminde yaşanan aksaklıklara dikkat çekerek, parti binasında basın açıklaması düzenledi. Mehmet Özdağ, açıklamada şu sözlere yer verdi:
“2024-2025 eğitim-öğretim yılının ikinci yarısı bugün başlıyor. Maalesef bugün ihmalkârlıklar ve denetimsizlik yüzünden okulunda ikinci döneme başlayamayan 36 çocuğumuz var. Onlar, yarı yıl tatilinde aileleriyle birlikte gittikleri Kartalkaya'da yanarak can verdiler. Yetkililerin sorumluluk almayı kabul etmediği ihmaller yüzünden hayatını kaybeden 78 vatandaşımıza bir kez daha Allah'tan rahmet sevenlerine ve ülkemize başsağlığı yarılanlara acil şifalar diliyoruz. Geçtiğimiz dönem çocuklar, öğretmenler, yöneticiler, eğitim çalışanları, veliler, kısacası eğitimin tüm paydaşları ve ülkemiz için zor bir dönem oldu. Okullar fiziki olarak eğitime uygun hale getirilemedi. Temizlenemedi. Çocuklarımız nitelikli eğitim alamadı. Okulların güvenliği sağlanamadı. Öğretmenlerimiz atanamadığı mülakatlarda mağdur edildiler. Yoksulluk sınırı altında maaşlarla can güvenliği olmadan eğitim vermeye devam etti. Çocuklarımız okullara aç gitti, temiz suya erişemedi ve MESEM’ler de hayatlarını kaybettiler.
"Sendikal haklara yönelik bu tür baskıları asla kabul etmiyoruz"
Hal böyleyken 19 milyon öğrencimiz ve 1,2 milyon öğretmenimiz bu sorunlarla karşı karşıyayken, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, insanca yaşam için emeklerinin karşılığını isteyen ve bunun için 13 Ocak 2025 tarihinde sendikal haklarını kullanarak iş bırakan eğitim emekçilerine gözdağı vermeye kalkışıyor. Millî Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü'nün 29 Ocak 2025 tarihli iş bırakma eylemi konulu yazısı bugün dönem başı yapan ülke genelinde eyleme katılan kamu emekçilerine tebliğ ediliyor. Kamu emekçilerini yıldırmaya yönelik bu baskılar açıkça mobbingdir ve hukuksuzluktur. Sendikal haklara yönelik bu tür baskıları asla kabul etmiyoruz. Eğitim sistemimizin sorunlarını çözmek bir yana her geçen gün yeni sorunlar çıkartan ve hiçbir olumsuzlukta sorumluluk almayan Milli Eğitim Bakanı'na sorumluluklarını ve çözülmeyi bekleyen sorunları bir kez daha hatırlatıyoruz.
"Tüm okullarda tam gün eğitime geçilmesini sağlanmalı"
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adı verilen pilot çalışması bile yapılmadan okullarda uygulanmaya başlayan öğretim programını geri çekin. ÇEDES protokolüyle pedagojik formasyonu olmayan kişilerin okullara girmesini, çocuklarımıza uygun olmayan etkinlikler yaptırılmasını engelleyin. Çocuklarımızın okullarda temiz içme suyuna erişmesini sağlayın. Bir öğün ücretsiz okul yemeği verin. Kantinlerde satılan yiyeceklerin fiyatlarını kontrol altına alın. Asgari ücretin yanı sıra yarı zamanlı çalışan temizlik personeliyle okulları temizleyemezsiniz. Çocuklarımızın sağlığı ve güvenliği için kadrolu temizlik personeli ataması yapın. Çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin okullardaki güvenliğini sağlayın. Her okula bir güvenlik görevlisi gönderin. Çocuklarımızın ucuz iş gücü olarak kullanıldığı, yaralandığı ve öldüğü MESEM uygulamasını derhal ortadan kaldırın. İkili eğitim sistemini sonlandırın. Tüm okullarda tam gün eğitime geçilmesini sağlayın. Kapatılan köy okullarını açın. Her çocuğun okula güvenle ulaşmasını sağlayın. En az bir yıl okul öncesi eğitim her çocuk için zorunlu ve ücretsiz olmalıdır. Okul öncesi eğitimde katkı payı uygulamasını kaldırın. Devlet okullarında yaşanan sorunlar yüzünden özel okullara mecbur bırakılan velilere dayatılan fahiş ücretleri deneyin, denetleyin, kontrol altına alın. Özel okullarda emeği sömürülen, asgari ücrete çalıştırılan öğretmenlerimiz için taban maaş düzenlemesi yapın. Engelli öğretmenlere, rehber öğretmenlere, KPSS mağduru öğretmenlere, mülakat mağduru öğretmenlere, depremzede öğretmenlere verdiğiniz sözleri yerine getirin. Gerçek ihtiyaç kadar kadrolu öğretmen ataması yapın. Diplomasını almış öğretmenler yeniden aday statüsüne düşürülemez. Milli Eğitim Akademisi adı verilen öğretmenlerin diplomasını çalma projesinden derhal vazgeçin.
2024-25 eğitim öğretim yılının ikinci dönemine başlarken çözülmeyi bekleyen bu ve benzeri çok sayıda sorun var ancak sorumluluk alan ve çözüm üreten yok. Cumhuriyet Halk Partisi olarak tüm çocuklarımızın laik, bilimsel, kamusal, parasız ve eşit eğitim hakkı için hem görevde olan hem atama bekleyen öğretmenlerimizin hakları için çocukların nitelikli eğitim alabilmesi için maddi ve manevi olarak yıpranan velilerimiz için çalışmaya ve mücadele etmeye, tüm bu sorunları gündeme getirmeye, bakanlığa görev ve sorumluluklarını hatırlatmaya devam edeceğiz. Tüm öğrencilerimize ve öğretmenlerimize başarılı ve mutlu bir dönem diliyoruz."