Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bolu-Kartalkaya faciasından turizmcilerimizin ders çıkaracağına inanıyorum

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bolu-Kartalkaya faciasından turizmcilerimizin ders çıkaracağına inanıyorum

Taha AYHAN/ ANKARA, (DHA)- CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "Turizmde yükselmek istiyorsak, zihniyet değişikliğine gitmemiz şart. İnsan hayatına ve onuruna gerekli değeri vermeyen bir anlayışın, bilhassa turizm sektöründe asla başarı şansı yoktur. Sektörün sağlıklı büyüyebilmesi için, çürükleri ayıklaması tercihten öte zaruret halini almıştır. Hepimizin yüreğini dağlayan Bolu-Kartalkaya faciasından turizmcilerimizin de gereken dersi çıkaracaklarına inanıyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu. Erdoğan, bölgesel ve küresel gelişmeler bağlamında tarihi sıfatının tam olarak ete kemiğe büründüğü bir dönemden geçildiğini söyledi. Erdoğan, "Dünya ve insanlık tarihine yön veren bu hadiselerin hemen hemen tamamı Türkiye’nin merkezinde yer aldığı coğrafyada cereyan ediyor. Bu hadiselerin doğrudan etkilediği ülkelerin en başında da hiç tartışmasız, Türkiye geliyor. Temkin, tedbir ve teyakkuzu bir an bile elden bırakmanın ağır sonuçlarının olacağının gayet farkındayız. Rehavete kapılma, gardımızı düşürme, hadiseleri seyrine bırakama gibi bir lüksümüzün olmadığını çok net biçimde görüyoruz. Karşımızdaki tabloyu, binlerce yıllık birikimin neticesinde tekemmül ve tebellür eden devlet aklının geniş merceğinden bakarak okuyoruz. Bunun için, dibini görmediğimiz suya adım atmıyoruz" dedi.

'GİDECEK DAHA ÇOK YOLUMUZ VAR'

Erdoğan, bin yıllık mirasın, yüz yıllık ufkun rehberliğinde bütün süreçleri titizlikle yönettiklerini söyleyerek, "Hamaset ve nostaljiyle değil, stratejik akıl ve sabırla hareket ediyoruz. Allah’ın yardımı, aziz milletimizin desteği, mazlum ve mağdurların duasıyla hedeflerimize doğru emin adımlarla yürüyoruz. Elbette daha yapacak çok işimiz, gidecek daha çok yolumuz var. Ama biz kararlıyız, azimliyiz; hedefe varmak için sabırsızlanan ok misali büyük ve güçlü Türkiye idealine kenetlenmiş durumdayız. Türkiye Yüzyılı’nın yavaş yavaş söken şafağı karşısında, milletimiz gibi, yüzünü ülkemize çevirmiş milyonlar gibi, büyük bir heyecan içindeyiz. Önümüze çıkan engeller ne kadar çetrefil olursa olsun, her birini aşacak irade, azim, kudret ve kuvvete, Allah’ın izniyle, ziyadesiyle sahibiz. Artan tehditler karşısında ülkemizin hak, hukuk ve menfaatlerini muhafaza ve müdafaa ediyoruz. Tüm bu süreçlerde kimin ne dediğine değil; 22 yıldır bize istikamet çizen aziz milletimizin ne dediğine bakıyoruz" diye konuştu.

'TÜRKİYE'Yİ GÜÇLENDİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ'

Erdoğan, muhalefetin kendilerini çekmeye çalıştığı sahte, sakat ve faydasız gündemlerin hiçbirine takılmadıklarını, hiçbirini zerre miskal umursadıklarını kaydederek, "Hayat nehrinde bulanmadan, donmadan akarken; 'iki günü birbirine eşit olanın ziyanda olduğu' gerçeğinden hareketle her günümüzü, her anımızı milletimize hizmet yolunda en güzel şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. Sorumluluğumuzun büyük, yükümüzün ağır olduğu bir gerçektir. Keza 22 yıldır milletimizin güvenine, teveccühüne mazhar olmanın bize ağır bir emanet yüklediğinin de fevkalade bilincindeyiz. Hamdolsun bugüne kadar bu emanete halel getirmedik. Milletimizi mahcup etmedik, milletimize hiçbir zaman mahcup olmadık. İnşallah bundan sonra da milletin emanetine leke sürdürmeyecek; milli iradeye kesinlikle gölge düşürmeyecek; Türkiye’yi her alanda büyütmeye, güçlendirmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

'BİR GECELİK HASILATINI 'MASRAF OLUR' DİYE HARCAMAYAN AÇGÖZLÜLER'

Ekonomiden sağlığa, güvenlikten çevre ve şehirciliğe, turizmden bölgeye ve ülkede yaşanan son gelişmelere kadar pek çok konuyu ele aldıkları bir kabine toplantısını daha az önce tamamladıklarını belirten Erdoğan, "Geçen haftaki kabine toplantımızı, Bolu Kartalkaya’daki yangının derin üzüntüsünü yaşadığımız bir atmosferde gerçekleştirmiştik. Facianın üzerinden geçen iki haftaya rağmen acımız da, öfkemiz de halen çok büyük. Tek bir kişiyi dahi atlamadan sorumluların hepsinin yargıya hesap vermesi ve adaletin tecellisi için gereken neyse yapıyoruz ve yapacağız. Meclisimizde kurulması kararlaştırılan Araştırma Komisyonu da bu sürece katkı verecek, bir daha benzer felaketlerin yaşanmaması için alınması icap eden tedbirleri, mevzuat düzenlemelerini ve diğer hususları belirleyecektir. Yangından hemen sonra görevlendirmesi yapılan Mülkiye, Çalışma ve Turizm Başmüfettişlerimiz raporlarını tamamlıyorlar. Bu raporlar, soruşturmayı yürüten Başsavcılığımızla da paylaşılmaktadır. Şunu tekrar açık açık belirtmek durumundayım; bir gecelik hasılatını 'masraf olur' diyerek yangın tedbirlerine harcamayan açgözlüler başta olmak üzere; hatası, kusuru, ihmali veya yanlışı olan kim varsa, hepsinden tek tek hesap sorulacaktır. Cumhurbaşkanı olarak; idari ve adli sürecin, vicdanları rahatlatacak bir sonuçla neticelenmesi için, yetkim dahilinde olan ne varsa, hepsini yapmaktan imtina etmeyeceğimin bilinmesini istiyorum. Kaybettiğimiz canlarla canımız yandı; yüreğimiz yandı; ihmali olanların da adalet önünde canının yanacağından kimsenin şüphesi olmasın. Rabbim, milletimizi ve ülkemizi bu tür büyük acılardan muhafaza eylesin, diyorum" dedi.

'2028'DE TURİZM HEDEFİ; 100 MİLYAR DOLAR'

Turizm sektörünün, tamahkarlıkla mücadele konusunda elini değil, tüm vücudunu taşın altına koyması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Her yıl daha çok turist ağırlayıp daha fazla para kazanırken; güvenliğe, konfora ve hizmete daha az yatırım yapamazsınız. Bakın, geçen sene 62 milyon 232 bin kişiyi ülkemizde ağırladık. Turizm gelirimiz ise 61 milyar 103 milyon dolarla rekor kırdı. 2024 yılı için açıkladığımız hedeflerin de ötesine geçmiş olduk. Turizmde 2025 yılı için hedefimiz 65 milyon ziyaretçi, 64 milyar dolar gelir. 2028’de de inşallah 100 milyar dolar rakamına ulaşmayı ümit ediyoruz. Şayet bu lige yükselmek istiyorsak, zihniyet değişikliğine gitmemiz şart. İnsan hayatına ve onuruna gerekli değeri vermeyen bir anlayışın, bilhassa turizm sektöründe asla başarı şansı yoktur. Sektörün sağlıklı büyüyebilmesi için, çürükleri ayıklaması tercihten öte zaruret halini almıştır. Hepimizin yüreğini dağlayan Bolu-Kartalkaya faciasından turizmcilerimizin de gereken dersi çıkaracaklarına inanıyorum" diye konuştu.

'ESKİ TÜRKİYE'NİN KÖTÜ BİR HATIRASI OLARAK GERİDE BIRAKTIK'

Sağlık, AK Parti iktidarında son 22 yılda en büyük yatırımları yaptığı alanların başında geldiğini söyleyen Erdoğan, “Bizden önce, imtiyazlı bir kesim dışında, halkımızın çoğu için nitelikli sağlık hizmeti almak ciddi bir problemdi. Çözüm değil sorun üreten, derman değil dert üreten bu sistemi, son 22 yılda attığımız adımlarla eski Türkiye’nin kötü bir hatırası olarak geride bıraktık. Bunun yerine, ulaşılabilirlik ve hizmet standardı açısından dünyada örnek gösterilen bir sistemi milletimizin istifadesine sunduk. Sağlık altyapımızın kapasitesini özellikle koronavirüs salgını döneminde 85 milyon olarak yakinen tecrübe ettik. Gelişmiş ülkelerin dahi altında ezildiği bir sağlık krizini, biz, hamdolsun başarıyla yönettik" dedi.

'KRONİK HASTALARIN RAPORLU İLAÇLARINI AİLE HEKİMLERİ YAZACAK'

Değişen şartlara ve ihtiyaçlara göre sağlık sistemini güncellediklerini, eksiklerini gidermek için çalışmaların sürdüğünü aktaran Erdoğan, "Önceki ay; Koruyan, Geliştiren ve Üreten sağlık modeliyle Sağlıklı Türkiye Yüzyılı programımızı duyurduk. Koruyan Sağlık Modelimizde vatandaşlarımızın sağlık hizmetine eriştiği ilk kapı, aile hekimlerimiz olacak. Böylece vatandaşlarımız doğru yerde, doğru zamanda etkin tedaviye ulaşacak, hastanelerimizdeki yoğunluk da azalacak. Doktorlarımızın her bir vatandaşımıza daha fazla vakit ayırabilmesi için de yeni uygulamaları devreye alıyoruz. Aile hekimlerimizi hastane randevu sistemine entegre ediyoruz. Hastanelerimizde aile hekimlerimiz için randevu kontenjanları ayırdık. 2025 yılında ilave bin Aile Sağlığı Merkezimizi daha açarak, koruyucu sağlık altyapımızı güçlendirmeyi hedefliyoruz. Aile hekimlerimiz sadece ilk 1 ay içerisinde 5 milyon 200 bin vatandaşımıza sağlık taraması yaptı. 620 bin vatandaşımızda koroner arter hastalığı, hipertansiyon ve diyabet gibi önemli hastalıklara erken tanı konuldu. Erken tanı konulan vatandaşlarımız yakın takibe alındı; tetkik ve tedavileri için gerekli yönlendirmeler yapıldı. Kronik hastalığa sahip vatandaşlarımızın raporlu ilaçlarını yazdırmak için hastanelere gitme zorunluluğunu kaldırdık. Artık bu ilaçları aile hekimleri yazabilecek. Bu durum vatandaşlarımıza büyük kolaylık sağlayacağı gibi hastanelerde oluşan yükü de hafifletecek" diye konuştu.

'ÖZEL HASTANELER YÖNETMELİĞİ'NDE ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLERE GİDİLDİ'

Erdoğan, bir diğer hususun; dünyanın geneline göre Türkiye'de çok yüksek oranda seyreden ilaç, özelikle antibiyotik ve ağrıkesici kullanımı olduğunu söyleyerek, "İleriki dönemde ciddi sıkıntılara yol açan bu meseleyi de makul seviyelere çekmeyi hedefliyoruz. Buradan vatandaşlarımıza hekimlerimize güvenmelerini; kendi sağlıkları için doktor tavsiyesi olmadan ilaç kullanımından uzak durmaları gerektiğini tekrar hatırlatıyoruz. Yine geçtiğimiz hafta sağlık hizmetlerimizin kalitesini daha da yükseltecek ve istismarların önüne geçecek bir adım daha atıldı. Sağlık Bakanlığımız tarafından Özel Hastaneler Yönetmeliği'nde bazı önemli değişikliklere gidildi. Yapılan değişiklikle gerek hizmet standartları, gerek ücret politikaları, gerekse denetim konusunda özel hastanelerimizde artık farklı bir çalışma kültürünün yerleşeceğine inanıyorum" dedi.

'DEPREMZEDE KARDEŞLERİMİZLE KUCAKLAŞTIK'

6 Şubat 2025 Perşembe günü 53 binden fazla canın toprağa verildiği ‘Asrın Felaketi'nin 2'nci yıl dönümünü geride bırakacaklarını kaydeden Erdoğan, "Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybeden kardeşlerimizi tekrar rahmetle yad ediyor, ailelerine Yüce Allah’tan sabır diliyorum. İlk günden beri her kabine toplantımızda deprem bölgesinde yürütülen çalışmalarla ilgili değerlendirmelerde bulunduk. Başkalarının gündemi ne olursa olsun, depremzedelerimizin durumu ve ihtiyaçları her zaman bizim gündemimizin ilk sırasında yer aldı. Yapılan çalışmaları bizzat takip ettik. Nerede tıkanıklık varsa, açılması için müdahale ettik. Engellerin aşılması için ne yapılması gerekiyorsa, yaptık. Her fırsatta deprem bölgesini ziyaret ederek depremzede kardeşlerimizle kucaklaştık, dertleştik, inşa ve ihya çalışmalarını yerinde gördük" diye konuştu.

'DEPREMZEDELERİMİZİ 'DEPREM TURİSTLERİNİN' İNSAFINA BIRAKMAYACAĞIZ'

Erdoğan, depremin üzerinden 2 yıl bile geçmeden 201 bin 431 bağımsız birimi hak sahiplerine teslim etmenin bahtiyarlığını yaşadıklarını aktararak, şunları söyledi:

"'Hükümet bu enkazın altında kalır' ifadesiyle nasıl bir ruh halinde olduklarını gösteren kifayetsiz muhterislere cevabımızı, daha çok konut ve iş yeri teslim ederek verdik. İnşallah perşembe günü Adıyaman’ın misafiri olacağız. Hem Adıyamanlı kardeşlerimizle hasret gidereceğiz; hem de 2 yılda neler yaptığımızı milletimizle ve Adıyaman halkıyla paylaşacağız. Kabine toplantımızda ilgili bakanlarımızdan son bilgileri aldık. Amacımız; afetzede şehirlerimizi altyapısıyla, üstyapısıyla, tarihi ve doğal güzellikleriyle eskisinden daha görkemli, daha dayanıklı hale getirmektir. İlk gün ne dediysek, bugün de aynı hassasiyetle hareket ediyoruz. Yaralar tamamen sarılmadan; hak sahibi kardeşlerimiz ev ve işyerlerine kavuşmadan bize durmak, dinlenmek yok. Seçim döneminde 'bedava ev' vaat edip, 2 yıldır ortalıkta görünmeyenler, elbette bizim gayretimizi ve mücadelemizi anlayamazlar. Sırf sandıktan istediği sonuç çıkmadı diye depremzede kardeşlerimize hakaret edenler, bizim samimiyetimizi idrak edemez. Hep söylediğim gibi; siyasi tercihi ne olursa olsun, depremzedelerimizi 'deprem turistlerinin' insafına bırakmayacağız. Giden canları geri getiremesek de, inşallah, mümkün olan en kısa sürede depremin izlerini tamamen silmiş olacağız."

'YUNANİSTAN'DAKİ SARSINTILAR, BEKA MESELESİNİ HATIRLATMAKTA'

Erdoğan, Ege'de art arda yaşanan depremlere de değinerek, "Son birkaç gündür Ege’nin Yunanistan tarafında yaşanan sarsıntılar, hem yaptığımız çalışmalarının değerini, hem de depreme hazırlık konusunun ülkemiz için bir beka meselesi olduğunu bizlere tekrar hatırlatmaktadır. İstanbul başta olmak üzere şehirlerimizi süratle depreme dayanıklı hale getirmek dışında bir seçeneğimiz bulunmuyor. Yerel yöneticilerin de artık bu konuya hak ettiği önemi vermesi, siyasi ikbal peşinde koşmak yerine kentsel dönüşüm projeleriyle yönettikleri şehirleri depreme hazırlaması gerektiğini bugün tekrar ifade etmek istiyorum" ifadelerini kullandı.

'PEK ÇOK ALANDA KAYDA DEĞER ADIMLAR ATIYORUZ'

Erdoğan, son kabine toplantılarından bugüne il kongrelerinde teşkilatlarıyla buluştuklarını söyleyerek, "Bölgedeki gelişmeleri anbean takip ettik, hem de eser ve hizmet siyasetimiz ile reform çalışmalarımızdan ödün vermedik. 2025-2029 dönemini kapsayan 4’üncü Yargı Reformu Strateji Belgesi’ni 23 Ocak tarihinde milletimizin ve yargı camiamızın takdirine sunduk. 5 amaç, 45 hedef ve 264 faaliyetin yer aldığı 4’üncü Strateji Belgemizle pek çok alanda kayda değer adımlar atıyoruz. Vatandaşlarımızda ciddi şikayetlere sebep olan trafik emniyetini tehlikeye atanlarla; düğün, nişan, asker uğurlama gibi sebeplerle silahla ateş edenlere yönelik cezaları önemli ölçüde artırıyoruz. Kamuoyunda yaygınlaşma emareleri gösteren cezasızlık algısının önüne geçecek uygulamaları ve tedbirleri de devreye alacağız. Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin hazırlanmasında emeği geçenleri tebrik ediyor; ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum" dedi.

'ESİR VE TUTUKLU TAKASLARI DEVAM EDİYOR'

Cumhurbaşkanı Pol Kagame ve heyetinin 23 Ocak’taki ziyareti, Ruanda’dan Türkiye'ye devlet başkanı seviyesinde gerçekleştirilen ilk resmi ziyaret olması hasebiyle son derece önemli olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle dedi:

"Türkiye ile Ruanda arasında imzalan 4 anlaşmayla bu ziyareti taçlandırdık. Afrika kıtasındaki tüm ülkelerle 'kazan-kazan ve eşit ortaklık' temelinde iş birliğimizi daha da geliştirmek arzusundayız. 11 Aralık’ta ev sahipliğimizde Etiyopya ile Somali arasında gerçekleşen tarihi zirve ve mutabakat, ülkemizin duruşunu ve kıta ülkeleri nezdindeki itibarını göstermesi açısından önemli bir referanstır. İnşallah bundan sonra da barış, adalet ve kalkınma için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Bosna-Hersek Temsilciler Meclisi Başkanı Denis Zıvizdiç’i kabulümüzde bu ülkedeki ve Balkanlar’daki güncel gelişmeleri ele aldık. Türkiye-Azerbaycan-Özbekistan dışişleri, ticaret ve ulaştırma bakanlarını kabulümüz, Türk dünyasıyla iş birliğine atfettiğimiz önemin bir nişanesiydi. Türk dünyası olarak, Merhum İsmail Gaspıralı’nın 'dilde, fikirde, işte birlik' şiarına uygun şekilde her alanda dayanışmamızı güçlendiriyoruz. Hamas Şura Meclisi Başkanı Sayın Muhammed Derviş ve beraberindeki heyetle Gazze’deki son durumu detaylıca değerlendirdik. Ülkemizin katkılarıyla sağlanan ateşkes mutabakatının kalıcı hale gelmesi için bize düşen ne varsa, yapmaya hazır olduğumuzu kendilerine açıkça ifade ettim. Hamas heyeti de Türkiye’nin, Filistin davasına ve Gazze halkına verdiği güçlü destek için müteşekkir olduklarını söyledi. Esir ve tutuklu takasları, İsrail’in tüm kışkırtmalarına rağmen devam ediyor. 15 aylık ağır ablukanın ve yıkımın ardından Gazze’ye insani yardımlar da girmeye başladı."

'GAZZELİ MAZLUMLARA DESTEK OLMA ÇAĞRIMI TEKRARLIYORUM'

Gazzelilerin evlerine, topraklarına, vatanlarına sahip çıkma iradelerini gördükçe, onlara olan saygılarının daha da arttığını vurgulayan Erdoğan, "İsrail tarafından salınan tutuklular ile Hamas’ın bıraktığı esirler arasındaki devasa farka bakmak bile, zihniyet farkını görmek için kafidir. Gazzeli kardeşlerimizi bu dönemde yalnız bırakmamamız gerekiyor. Ramazan-ı Şerif öncesinde Gazzeli mazlumlara daha fazla destek olma çağrımı bugün bir kez daha tekrarlıyorum. 30 Ocak tarihinde kura töreni heyecanını paylaştığımız 1075 hakim ve savcımızı tebrik ediyor; her birine vazifelerinde başarılar diliyorum. Yarıyıl tatili sonrasında bugün okulları, arkadaşları ve öğretmenleriyle buluşan tüm öğrencilerimize Rabbimden zihin açıklığı temenni ediyorum" dedi.

'İLK KEZ HAYVANCILIK YAPACAK GENÇ VE KADINLAR PROJEDEN İSTİFADE EDEBİLECEK'

Tarımda, üretimin artması ve kırsalda kalkınmanın sağlanması için çalışmalarını çok yönlü bir şekilde sürdürdüklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "'Kırsalda Bereket Hayvancılığa Destek Projesiyle', hayvancılık yapan aile tipi işletmelerimizi güçlendirmeyi, gençlerimizin ve kadınlarımızın tarım sektöründe daha fazla yer almalarını amaçlıyoruz. Halihazırda faaliyette olan aile işletmelerinin yanı sıra, ilk kez hayvancılık yapacak genç ve kadınlar bu projeden istifade edebilecek. Proje kapsamında, TİGEM işletmelerimizdeki gebe büyükbaş hayvanları uygun maliyetlerde üreticilerimize vereceğiz. Üreticilerimiz, Ziraat Bankası’ndan 2 yıla kadar ödemesiz, 3 veya 5 yıl geri ödemeli olarak sübvansiyonlu kredi kullanabilecek. Üreticilerimizin, bir yıl boyunca; aylık bir asgari ücret tutarı kadar, yani toplamda 270 bin liralık bakım ve besleme giderini biz karşılayacağız. Ayrıca üreticilerimiz hayvanlarını TARSİM'den 1 yıl sigortalı olarak alacak, bunun da bedeli devletimiz tarafından ödenecek. Projede 15 olan hayvan sayısını; veteriner hekim, ziraat mühendisi, gıda mühendisi gibi meslek gruplarından gençlerimizin yapacağı başvurularda 30 olarak uygulayacağız. Bunda da gayemiz; bu mesleklerden mezun olmuş gençlerimizin kendi işlerini kurması ve kendi memleketlerine fayda sağlamalarıdır. Deprem bölgesindeki üreticilerimize bu projede de öncelik vereceğiz. Hayvancılıkta, yerli ve yeterli üretime ciddi katkı sunacak projenin hayırlı olmasını diliyorum. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken kabine toplantımızın ve alınan kararların hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum" ifadelerini kullandı. (DHA)

https://media.64k.net/img/202502/67a106f2ae086.jpg

https://media.64k.net/img/202502/67a106f2ae088.jpg

https://media.64k.net/img/202502/67a106f2ae089.jpg

https://media.64k.net/img/202502/67a106f2ae08a.jpg