DEM Parti Grup Başkanvekili Koçyiğit: "AKP’nin araçsallaştırdığı yargı ve hukuk sistemine karşı gerçek hukuksal düzeni ve yargıyı sağlamaya çalışacağız"

DEM Parti Grup Başkanvekili Koçyiğit: "AKP’nin araçsallaştırdığı yargı ve hukuk sistemine karşı gerçek hukuksal düzeni ve yargıyı sağlamaya çalışacağız"

(TBMM) - DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Gerçek bir adaletin ve hukuk sisteminin kurulması için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da elimizden gelen mücadeleyi yürütmeye devam edeceğiz. AKP’nin araçsallaştırdığı yargı ve hukuk sistemine karşı gerçek hukuksal düzeni ve yargıyı sağlamaya çalışacağız" dedi.

Koçyiğit, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Depremde yaşananları unutmadıklarını ifade eden Koçyiğit, şunları söyledi:

"Parayla bölgeye yıkım vinci gönderenleri, kan ve çadır satan Kızılay’ı unutmadık. Ülkenin ve dünyanın dört bir yanından gelen yardımları depolara kilitleyip seçim zamanı seçmenlere dağıtan bu iktidarı unutmadık. 'Kimse var mı?' diye enkazın altından bağıran, şarjının son dakikasında yerini bildirmek için mesaj atmaya çalışan insanların bant daralmayla sesinin kısıldığını, enkaza bir kez de hükümet eliyle gömüldüğünü unutmadık, unutmayacağız. Bunların hepsi hafızalarımızda ve gün gelecek bunu yapanlardan hukuk önünde hesabını soracağız.

"Demokrasinin ilk şartı barıştır; barışın yolu da Kürt sorununun demokratik çözümünden geçer"

Kürt sorununa ve yeni sürece değinen Koçyiğit, şöyle konuştu:

"Gündemimizde Kürt sorununun çözümü ve barış da var. Bu meseleyi konuşmak üzere 42 merkezde halkımızla bir araya geldik. Tartıştık, buluşmalar gerçekleştirdik, bildiklerimizi halkımıza anlattık. Halkımızın barışa olan özleminin çok diri olduğunu ifade etmemiz gerekiyor. Onlara söylediğimiz her şeyi büyük bir ilgi ve merakla dinleyip kafalarındaki her bir soruyu da bize sordular. Sürece dair bütün gelişmelerle ilgili yine ilk elden halkımızla bir araya gelip tartışmaya devam edeceğiz. Diğer bir taraftan da Ekmek Adalet ve Barış Kampanyamız devam ediyor. Bu kapsamda, Türkiye'nin pek çok kentinde buluşmalar gerçekleştirdik. Gerçek anlamda derin bir yoksulluğun olduğunu, geçim sıkıntısının olduğunu herkes görüyor. İnsanlar gerçek anlamda bir isyan aşamasında ve itiraz ediyorlar. Çünkü sofralarındaki ekmeğin savaş nedeniyle çalındığını çok iyi biliyorlar. Bu anlamıyla da bir an önce bu sorunun bitmesi, toplumsal refahın ve barışın olduğu bir iklimin yaratılması gerektiğini herkes söylüyor. Barış olmadan demokrasi olmaz. Bunu hem buluşmalarımızda hem de toplantılarımızda herkes ifade etti. Demokrasinin ilk şartının barış olduğunu, barışın Kürt sorununun demokratik çözümünden geçtiğini ifade etmemiz gerekiyor. Bunu dilimiz döndüğünce anlatmaya devam ediyoruz."

"RTÜK bu ülkenin ayıbıdır"

Gazetecilere yönelik gözaltılara işaret eden Koçyiğit, basın özgürlüğünün en temel haklardan biri olduğunu vurguladı. Koçyiğit, şöyle devam etti:

"BirGün gazetesinde çalışan gazeteci arkadaşlar gözaltına alınıp daha sonra denetimli serbestlikle bırakıldılar. Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toptaş cezaevinde. Özgür basında ise Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in katledilmesini protesto eylemlerinde en son Öznur Değer Mardin’de polis tarafından hedef gösterildi, darp edilerek gözaltına alındı. Cezaevinde çıplak aramaya maruz kaldı. Yani her gün gazetecilere yönelik hak ihlallerini duyuyoruz.

Ama bununla da yetinmiyorlar. RTÜK Başkanı şimdi de editoryal meselelere el atmış, haber içeriklerini belirlemek istiyor. Elinden gelse akşam haberlerinden önce yapılan toplantılara katılıp orada hangi haberin yapılıp yapılmayacağına karar verecek. Böyle bir aymazlık içerisinde olduğunu görelim. RTÜK’ün haber alma hakkına kastettiğini, bu ülkenin demokrasisine kastettiğini, halkın en temel hakkına kastettiğini açık ve net söyleyelim. Bu RTÜK olduğu sürece, bu RTÜK yapısı devam ettiği sürece ülkede basın özgürlüğünden ve haber alma hakkından bahsedemeyiz. RTÜK’ün bir an önce lağvedilmesi gerekiyor. Yayın kuşaklarında dünya kadar sorunlu şey varken onlarla ilgilenmeyip sadece hükümeti eleştiren programları, hükümeti eleştiren TV kanallarını hedef alan; AKP’nin yaptıklarını eleştirenleri para cezalarıyla yıldırmaya çalışan, terbiye etmeye çalışan RTÜK gerçeğinden bu ülkenin kurtulması gerekiyor. RTÜK bu ülkenin ayıbıdır. Çok açık ve net RTÜK'ün varlığı bu ülkenin demokrasisine, basın özgürlüğüne ve haber alma hakkına bir kasıttır."

"Tam bir istibdat rejimini hukuk eliyle kalıcılaştırmak için adım atıyorsunuz"

TBMM'de bu hafta yapılacak çalışmalarla ilgili de Koçyiğit, şunları söyledi:

"Bu hafta yine uluslararası sözleşmeler var Meclis gündeminde. Bu uluslararası sözleşmelerden şerhimiz olanlara ret oyu vereceğiz. Yine Adalet Akademisi kanun teklifinin kalan maddeleri gündeme getirilecek. Ülkede adalet yok ama Adalet Akademisi üzerinden bir algı oluşturulmaya çalışıyor. Hakkın hukukun yerle bir edildiği, adaletin çürütüldüğü, en temel hakların yok sayıldığı bir iklimde Meclis’te Adalet Akademisi üzerinden bir gündem oluşturan iktidara seslenmek istiyoruz: Mesele akademi değildir. O akademide nasıl yandaş savcı ve hukukçular yetiştirdiğinizi çok iyi biliyoruz. Siz yeni Akın Gürlekler yaratmak istiyorsunuz, tıpkı geçmişte Zekeriya Özlere destek verdiğiniz gibi. Her yere operasyon çekecek, size karşı söz söyleyenleri gözaltına alıp tutuklayacaksınız. Tam bir istibdat rejimini hukuk eliyle kalıcılaştırmak için adım atıyorsunuz. Bunu görüyoruz ama asla buna teslim olmayacağız. Gerçek bir adaletin ve hukuk sisteminin kurulması için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da elimizden gelen mücadeleyi yürütmeye devam edeceğiz. AKP’nin araçsallaştırdığı yargı ve hukuk sistemine karşı gerçek hukuksal düzeni ve yargıyı sağlamaya çalışacağız."