DEM Partili Bakırhan: Barışı toplumsallaştıracağız

Gıyasettin TETİK-Seyfettin EKEN/DİYARBAKIR, (DHA)- DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Olumsuz kimi pratiklerle, söylemlerle karşılaşabiliriz. Bunlar bizi korkutmalı, uzaklaştırmamalıdır. Biz toplumu savunacağımız gibi toplumu örgütleyeceğiz. Barışı toplumsallaştıracağız. Barış toplumsallaşırsa art niyetli olanlar bir süreci başka amaçlarla yapmak isteyenler bunu yapamaz. Çok önemli bir çağrı önümüzde duruyor” dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, 'Gençlik Buluşmaları' kapsamında Kayapınar ilçesindeki Amed Şehir Tiyatrosu’nda 'Gençlik Buluşması' gerçekleştirildi. Açılış konuşmalarının ardından söz alan Bakırhan, kendilerini yeni bir dönemin beklediğini belirterek, "Ne mutlu Kürt ve Türk gençlerine, ne mutlu bugün barışı mümkün kılanlara, ne mutlu bugün işte barış sürecinin başarıya ulaşması için emek ve çaba sarf ederek Türkiye’nin demokratikleşmesini, Kürt sorunun demokratik yollarla çözümü için emek harcayan gençlere ve halklarımıza diyorum. Demokrasisini sağlamış, siyasetini demokratikleştirmiş, kendi ülkesindeki bütün haklara ve inançlara eşit davranan ülkeler ne sarsılır ne Orta Doğu’daki bu girdaba kapılır ne de hegemonik güçlerin oyununa zemin oluşturmaz. İşte Öcalan’ın yaptığı çağrıyla bunu ifade ediyor. Öcalan bu girdabı uzun süre önce gördü. Türk ve Kürt haklarını birlikteliği ittifakı diğer halklar ve inançlar dahil olmak üzere kendi arasındaki demokratik zeminin, hukukun bu fırtınadan, bu girdaptan en az zararla çıkabileceğini düşünerek yeni bir sürecin kapısını araladı. Yeni bir başlangıç yaptı. Tabii ki haklı olarak belki sizin içinizde de vardır. İnsanlar soruyor, sorguluyor. Bu dönem niye böyle oldu, böyle bir başlangıca niye ihtiyaç duyuldu sorusunu sürekli duyuyoruz. Bu dönemi, bu süreci anlamayan, algılamayan bu ve bu süreç karşısında sağlam demokratik bir irade, yeni bir yol ve yöntem bulamayanlar da yıkılır diyor. 27 Şubat çağrısı da hepimize yeni bir dönemin, yeni bir sürecin aslında başladığını ve bu süreçten en başta Kürtlerin, halkların, Alevilerin, diğer inançların en az zararla çıkmasının kapısını araladı" dedi.
‘TÜRKİYE TOPLUMUNU, SİYASETİNİ DEĞİŞTİRMEK İÇİN KOLLARI HEP BİRLİKTE SIVAMAMIZ GEREKİYOR’
Barış sürecinde en çok gençlerin sorumluluk alacağı bir dönem olduğunu ifade eden Bakırhan, “Yeni dönemde Türk ve Kürt halkının bin yıllık o tarihsel ittifakını da dikkate alarak bundan sonra yaşayacağımız yüz yılları ve bin yılları garantiye alan halklar arasında örülen Berlin Duvarı gibi o duvarların yıkıldığının çağrısıdır. Öcalan halklar arasındaki o duvarı aslında işaret ediyor. Berlin Duvarı gibi artık o sonra yeni bir süreçte halkların artık birlikte demokratik bir zeminde kendi kimlikleriyle yaşaması gerektiğinin çağrısını yapıyor. İşte burada hepimize büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. Bu yeni dönemi en iyi siz anlarsınız, en iyi siz okursunuz. Yani gençler dinamik nitelikli okumalar yapar. Gençler yaptıkları okumalarla bu sürece sahip çıkabilirlerse işte bu duvarlar tamamen ortadan kalkarak demokratik bir cumhuriyete, demokratik bir ülkeye, Kürtlerin, Alevilerin ve diğer halkların ve inançların ötekileştirilmediği, yok sayılmadığı, zorla, baskıyla, inkarcı bir anlayışla tek bir kimliğe hapsedilmediği bir Türkiye'yi birlikte yaratabiliriz, inşa edebiliriz. Sorumluluğunuz çok büyük. Dolayısıyla bu süreç en başta gençlerin sorumluluk alacağı bir süreçtir. Sağa, sola bakmaya aleyhte yazılanlara çizilenlere yapılan yorumlara takınmadan karşıdaki sürecin yürütücülerinin kim olduğunu, geçmişte hangi nitelikte olduklarına takınmadan Türkiye toplumunu, siyasetini değiştirmek için kolları hep birlikte sıvamamız gerekiyor. Sistemler durduğu yerde değişmez. Sistemler değişmek istemez. Sistemlerin en büyük korkusu demokratikleşmedir. Türkiye'de demokratik bir zemin oluşturmak, bu demokratik zeminde, gençlerin, kadınların, Kürtlerin, Alevilerin ve Türkiye'de yaşayan 85 milyon insanın kardeşçe, eşitçe eşit haklara sahip oldukları bir Türkiye mücadelesi bizleri bekliyor. Olumsuz kimi pratiklerle, söylemlerle karşılaşabiliriz. Bunlar bizi korkutmalı, uzaklaştırmamalıdır. Biz toplumu savunacağımız gibi toplumu örgütleyeceğiz. Barışı toplumsallaştıracağız. Barış toplumsallaşırsa art niyetli olanlar bir süreci başka amaçlarla yapmak isteyenler bunu yapamaz. Çok önemli bir çağrı önümüzde duruyor. Demokratik toplum çağrısı sadece Kürt'e değil, 85 milyona demokrasi istiyor. Sadece Kürt'ün özgürlüğü değil Kürt'ün dışında Türkiye'de yaşayan bütün dillerin özgürlüğünü savunuyor” diye konuştu. (DHA)