Egemen Bağış: "Yavaşlayan reform sürecini yeniden hızlandırmak ülkemizi AB sürecinde hızlandırır"

Egemen Bağış: "Yavaşlayan reform sürecini yeniden hızlandırmak ülkemizi AB sürecinde hızlandırır"

(ANKARA) - Eski AB Bakanı Egemen Bağış, "FETÖ ihanetleri nedeniyle yavaşlayan reform sürecini yeniden hızlandırmak ülkemizi AB sürecinde de NATO içinde de güçlendirir. Türkiye’nin uzlaştırıcı rolüne ABD’nin de AB’nin de ihtiyacı var. Reformlar AB için değil, Türk insanının yaşam kalitesini artırmak için önemli" dedi.

Eski Avrupa Birliği Bakanı ve AB Başmüzakerecisi Egemen Bağış, İstanbul Aydın Üniversitesi Aydın Düşünce Platformu'nda yaptığı konuşmada, "Dünya çalkantılı bir dönemden geçiyor. Günümüzde dünyanın birçok ülkesinde akil lider açığı var. Reagan’ın koltuğunda Trump, Kohl’un yerinde Scholz gibi yöneticiler bulunmakta. Gazze’de insanlık dramı yaşanıyor. Suriye’de yaşananlar ortada. Avrupa’da kargaşa mevcut. Almanya’da koalisyon görüşmeleri sürüyor. Fransa başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde ırkçılık artıyor. Trump’ın kapitalizm anlayışı, Amerikan şirketlerine yabancı devletlere rüşvet vermeyi dahi serbest bıraktı" dedi. Bağış, şunları kaydetti:

"Türkiye açısından en hassasiyetle değerlendirilmesi gereken konu, düne kadar yakın müttefiklerimiz olan ABD ve AB arasındaki çatlaklar. Dışişleri Bakanımız Sayın Hakan Fidan Financial Times’a verdiği mülakatta bunu 'Cin şişeden çıktı' diyerek, Amerika’nın Avrupa’yı terk etmesini değerlendirdi. Avrupa bu yeni süreçte 'NATO ve Amerika yanımızda durursa ne ala ama dursa bile biz kendi güvenlik şemsiyemizi kendimiz kuracağız' dedi ve önceki gün Avrupa Birliği güçlü bir karar aldı.

"Fikirdaşlık, AB üyeliğiyle değil Avrupa güvenliğiyle ilgiliydi"

Bu kararın ertesi günü, Avrupa 'fikirdaş ülkeler zirvesi' düzenledi, online yapılan zirveye Türkiye adına Cumhurbaşkanımız katıldı. Aynı zirvede Kanada, Norveç, İzlanda gibi NATO üyesi olup AB üyesi olmayan ülkeler de vardı. Yani 'fikirdaşlık' AB üyeliğiyle değil Avrupa güvenliğiyle ilgiliydi. Önemli bir jeopolitik kırılmaya tanıklık ediyoruz. Amerika’nın Ukrayna’yı yalnız bırakmasıyla başladı. Avrupa ABD’ye güvenini kaybetti. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Avrupa’nın Rusya’ya karşı nükleer caydırıcılığa sahip olması gerektiğini söylemesi üzerine yeni bir tartışma çıktı. ABD’nin olmadığı bir Avrupa savunmasında Avrupalı iki nükleer güç olan İngiltere ve Fransa’nın Rusya’ya karşı yeterli caydırıcılık üretip üretemeyeceğini tartışılır. Almanya hemen karşı çıktı çünkü Almanya, Fransa tarafından korunan bir ülke olmak istemiyor.

Fransa'nın etkili gazetesi Le Monde'a göre Türkiye zayıflayan Avrupa Birliği için artık 'vazgeçilmez bir ortak' haline geldi. Gazeteye göre Paris'te yapılan Avrupalı liderler zirvesine Türkiye'yi çağırmamak stratejik bir hataydı. Rusya, Brüksel aldığı silahlanma kararıyla tehlikeli jeopolitik oyunlar oynuyor derken, eski Yunanistan Başbakanı Samaras, 'Batı’nın siyasi sistemi çöküyor' tezini savundu. Rusya, Brüksel aldığı silahlanma kararıyla tehlikeli jeopolitik oyunlar oynuyor derken, AB, Türkiye'nin de aralarında olduğu 5 NATO ülkesi ile savunmada iş birliğini artırmak istiyor. Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan'ın da davet edildiği Fikirdaş Ülke Liderleri Çevrimiçi Toplantısı'nın ardından benzer düşünen NATO ortaklarıyla iş birliğinin hayati önem taşıdığını ve koordinasyonun süreceği ortaya çıktı.

"Yavaşlayan reform sürecini yeniden hızlandırmak ülkemizi AB sürecinde de NATO içinde de güçlendirir"

Avrupa ile Amerika arasında bir tercih yapmaya zorlanmak Türkiye için tabii ki tercih edilen bir durum olmaz. Rusya ve Ukrayna arasında olduğu gibi bu konuda arabuluculuk rolü birinci tercihimiz olacaktır. Musk’ın NATO’dan çıkma söyleminin gerçekleşmesi durumunda Türkiye olarak bu ittifakın en büyük askeri gücü haline geliriz ama ittifak ciddi güç kaybına uğrar. Ancak her halükârda AB tam üyelik sürecine odaklanmak gerekir. Bunun için de ülkemiz içinde reform sürecinin yeniden canlandırılması gerekir. FETÖ ihanetleri nedeniyle yavaşlayan reform sürecini yeniden hızlandırmak ülkemizi AB sürecinde de NATO içinde de güçlendirir. Türkiye’nin uzlaştırıcı rolüne ABD’nin de, AB’nin de ihtiyacı var. Reformlar AB için değil, Türk insanının yaşam kalitesini artırmak için önemli.”