Ekrem İmamoğlu'nun ifadesinden: ''Milletimize ve ülkemize ödetilen bu bedelin karşılığını bu kötü niyetli suçlamaları hazırlayanlar asla ödeyemeyecekler"

Ekrem İmamoğlu'nun ifadesinden: ''Milletimize ve ülkemize ödetilen bu bedelin karşılığını bu kötü niyetli suçlamaları hazırlayanlar asla ödeyemeyecekler"

(İSTANBUL) - İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu emniyette verdiği ifadesinde, hakkındaki gizli tanık ifadeleri esas alınarak yöneltilen tüm sorulara, "Bu soruyu muhatap almıyorum. Tüm isnatları şiddetle reddederim" yanıtını verdi. Diğer suçlamaları da reddeden İmamoğlu, ''Türkiye’nin ulusal ve uluslararası birçok çözüme muhtaç konusu varken yukarıda sorulan sorular göstermiştir ki kumpas, uydurma, yalan ve komplo teorilerinden oluşan mesnetsiz suç isnatları ile gözaltına alındığım an itibarıyla Türkiye’nin ve bütün dünyanın gündemine düşmüş olmak, ülkemizin itibarının ciddi zarar görmesi, demokrasi ve adaletin zedelendiğinin yaşanması çok üzücüdür'' ifadesini kullandı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İBB'ye yönelik "Kent Uzlaşısı" ve "Medya AŞ" başta olmak üzere bazı iştiraklerine yönelik ihale soruşturması kapsamında Ekrem İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu 106 kişi hakkında 18 Mart’ta gözaltı kararı verdi. İmamoğlu evinde yapılan aramanın ardından gözaltına alındı.

Soruşturma kapsamında İmamoğlu’na ''suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak'', ''rüşvet'', ''ihaleye fesat karıştırma'', ''edimin ifasına fesat karıştırma'', ''irtikap'' ve ''nitelikli dolandırıcılık'' suçlamaları yöneltildi. İmamoğlu'nun Vatan Emniyet’te ifadesi alındı.

İmamoğlu’na kendi ismi adına olan kredi kartları, firma, işyeri, vekaletnameleri soruldu. İmamoğlu, İBB iştirakleri hakkındaki sorulara ise ''32 adet Belediye iştiraki mevcuttur. Bunlar yine resmi kayıtlarda görülebilir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi web sitesinden şirketlerle ilgili her türlü bilgi temin edilebilir'' yanıtını verdi.

"Burada bulunmamın yegane sebebi hakkımda başlatılan bir siyasi müdahele ve mücadele modelidir"

İmamoğlu’na 98 kişinin fotoğrafları gösterilirek tanıyıp tanımadığının sorulması üzerine, şunları söyledi:

''Şu anda cevap vermek durumunda olduğum muhtelif soruların içeriğini anlamış bulunmaktayım. Aslında burada bulunmamın yegane sebebi hakkımda başlatılan bir siyasi müdahele ve mücadele modelidir. Bu mücadele biçimi ne yazık ki bir yargı tacizi şeklinde tarafıma yıllardır sürdürülmektedir. Muhtelif çeşitleriyle hakkımda açılan davalar ve sürdürülen soruşturmalar daha gözaltına alınmadan bir gün önce kreşlerin kapatılmasıyla ilgili tarafıma tebliğ edilen soruşturma belgesi gösteriyor ki halkın iradesine saygı duymayan iktidar mensuplarının tarafıma yürütmüş olduğu müdahalelerin bir biçimiyle de şu an itibariyle karşı karşıyayım. 16 milyon İstanbullunun, İstanbul tarihindeki en yüksek üç oy oranına sahip bir biçimde seçim kazanmış birisine bu soruların sorulmasını halkın iradesine dönük sürecin bir parçası olarak görüyorum. Bu sebeple bu açıklamayı yapıyorum. Devamında soracağınız sorularla ilgili olarak esas itibarıyla Cumhuriyet Başsavcılığında ayrıntılı yanıt vereceğim olmakla birlikte gerekli gördüklerime de yanıt vereceğim.''

İmamoğlu, emniyette kendisine yöneltilen gizli tanık ifadeleri kapsamında sorulan tüm sorulara, "Bu soruyu muhatap almıyorum. Tüm isnatları şiddetle reddederim" yanıtını verdi.

Hakkındaki tüm suçlamaları reddeden İmamoğlu, soruların ardından soruşturma sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İmamoğlu, şunları kaydetti:

''Gözaltına alındığım saatlerden, ifadeyi verdiğim şu ana kadar hissettiklerimden ifade anında sorulan sorulardan sonra kendimi; milletimiz, şehrimiz ve ülkemiz adına çok daha kötü hissettiğimi ifade etmek isterim. Türkiye’nin ulusal ve uluslararası birçok çözüme muhtaç konusu varken yukarıda sorulan sorular göstermiştir ki kumpas, uydurma, yalan ve komplo teorilerinden oluşan mesnetsiz suç isnatları ile gözaltına alındığım an itibarıyla Türkiye’nin ve bütün dünyanın gündemine düşmüş olmak, ülkemizin itibarının ciddi zarar görmesi, demokrasi ve adaletin zedelendiğinin yaşanması çok üzücüdür.

Bilgi edindiğim kadarıyla ekonomiye yüksek etkisi, insanlarımızın umutsuzluğunun büyümesi ve özellikle gençlerin feryatla yapılan kötü muameleye tepkisiyle sonuçlanmıştır. Milletimize ve ülkemize ödetilen bu bedelin karşılığını bu kötü niyetli suçlamaları hazırlayanlar asla ödeyemeyecekler. Ben şahsen sadece kendi savunmamı yapmayacağım aynı zamanda bu hazırlığı yapan, bu suç isnatını bana yükleyen ve 16 milyon İstanbullunun gözaltına alınmış bir Belediye Başkanı dönemini yaşatan bu insanlarla ilgili yasal tüm haklarımı hayatım boyunca arayacağımı yargılanmaları için elimden geleni yapacağımı milletimin huzurunda söz veriyorum.

Benim hayat idealim tam da bu uygulamaların karşısında milletimizin adil bir ortamda yaşamını sürdürmesi mücadelesidir. Bu mücadele şu an itibariyle milyon kat artmıştır. Yapacak çok işimiz var. Önce adalet, sonra demokrasi ve bu kavramlarla güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti sürecinin Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılına kazandırmak olacaktır. Kimsenin hakkının yenmediği, hukuk sisteminin en üst seviyede adil olduğu, gençlerin umutlu olduğu, liyatkatli bir yönetişim modelinin kamuda var olduğu bir gelecek için koşullar ne olursa olsun çalışmaya devam edeceğim. Bütün bunların olabilmesi için de bana düşen; yaşatılan ve yaşanan yargı tacizi dahil yürütülen tüm soruşturma süreçlerinde görüldüğü üzere yargının ne yazık ki siyasi menfaatler için kullanıldığı ortama tümüyle son vererek; yeni bir demokratik ve adil bir sistemin ülkemizde var edilme mücadelesidir."