Emek ve Demokrasi Güçleri: " Halkların iradesi gasp edilemez, özgür basın susturlamaz"

Emek ve Demokrasi Güçleri: " Halkların iradesi gasp edilemez, özgür basın susturlamaz"

HABER: Batuhan DÜKEL / KAMERA: Berkin GÜLSOY

(ANKARA)- Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri, Siirt Belediyesi'ne atanan kayyuma ve gazetecilere yönelik gözaltı ve tutuklamalara ilişkin basın açıklaması yaptı. Platform adına açıklama yapan DEM Parti Ankara İl Eş Başkanı Fatin Kanat, "Siz gerçekleri saklamaya çalıştıkça biz gösteriyoruz, siz unutturmaya çalıştıkça biz hatırlatıyoruz ve siz susturmaya çalıştıkça biz daha güçlü söylüyoruz ki, halkların iradesi gasp edilemez, özgür basın susturlamaz" ifadelerini kullandı.

Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri, Siirt Belediye Başkanı Sofya Alağaş'ın terör örgütü üyeliğinden hüküm giymesi ve bunun akabinde Siirt Belediyesi’ne atanan kayyum'a ve gazetecilere yönelik gözaltı ve tutuklamalara karşı Ankara, Sakarya Caddesi’nde basın açıklaması yaptı. Toplanan kalabalık, “Halkın iradesi gasp edilemez” sloganı attı. Topluluk adına basın açıklaması yapan DEM Parti Ankara İl Eş Başkanı Fatin Kanat şunları söyledi:

"Dün sabah saatlerine yine bir kayyım darbesi ile uyanmış bulunmaktayız. Siirt Belediye Eş Başkanları Sofya Alağaş ve Mehmet Kaysi görevlerinden uzaklaştırılarak Siirt Belediyesi'ne kayyım atanmıştır. Daha önce yaşanan kayyım pratiklerinden gördüğümüz üzere, belediye binası ablukaya alınmış, halkın ve halkın seçtiklerinin binaya giriş çıkışları engellenmiştir. Kayyım olarak atanan Siirt valisinin ilk icraatı ise kendisine yaptırdığı özel isimlik ile seçilmediği bir makama yerleşerek poz vermek olmuştur. Ülke yangın yerine dönmüşken, her güne yeni bir katliam yeni bir facia haberleriyle başlanırken, seçimlerden bu yana iktidarın yaptığı tek icraat halkın iradesini gasp ederek 10 belediyeye kayyım atamak olmuştur.

"Halkların iradesi gaspedilemez, özgür basın susturlamaz"

Yönetemedikçe saldırganlığını artıran bu iktidar, yaşanan katliamların, felaketlerin, irade gasplarının, insanlık suçlarının üstünü örtmek için kayyım politikalarından medet ummasının yanı sıra gözünü özgür ve muhalif basına dikmiştir. 22 Aralık tarihinden bu yana basına yönelik defalarca kez operasyon düzenlenmiş, onlarca gazeteci gözaltına alınmış ve ETHA, Mezopotamya Ajansı, Yeni Yaşam Gazetesi, Jin News çalışanlarına ek olarak, son gerçekleşen Halk TV operasyonuyla birlikte toplam 16 basın emekçisi tutuklanmıştır. Bu sadece basına yönelik saldırı ve sindirme politikası değil aynı zamanda halkın haber alma özgürlüğüne yönelik de bir saldırıdır.

Halkın iradesini temsil eden Siirt Belediye Eş Başkanı Sofya Alağaş da aynı zamanda bir gazeteci ve basın emekçisidir. Gazetecilik faaliyetleri gerekçe gösterilerek, hakkında siyasi bir kararla verilen cezanın ardından yerine kayyım atanması halkın iradesine bir darbe olduğu kadar aynı zamanda basına ve gazetecilere yönelik baskı, sindirme ve gözdağı politikalarının devamı olarak okunmaktadır.

Halkların iradesine, en temel demokratik haklarına ve haber alma özgürlüğüne saldıran iktidar, kendisini zorla kabul ettirmeye ve gerçekleri gizleyeceğini düşünerek var olmaya çalışmaktadır. Unutulmamalıdır ki, ne bir halkı zor ile yönetebilirsiniz ne de gerçeklerin üstünü örtebilirsiniz. Siz gerçekleri saklamaya çalıştıkça biz gösteriyoruz, siz unutturmaya çalıştıkça biz hatırlatıyoruz ve siz susturmaya çalıştıkça biz daha güçlü söylüyoruz ki, halkların iradesi gasp edilemez, özgür basın susturlamaz."

"Özgür basın varsa özgür toplum vardır"

Kanat'tan sonra söz alan DEM Parti Çankaya İlçe Eş Başkanı Gazeteci Ercan İpekçi de şunları söyledi:

“Gazetecilerin üzerinden elinizi çekin. Siirt Belediyesi'ne kayyum atamak için bir gazetecinin yapmış olduğu haberler yine suistimal edilerek kullanıldı. Geçmişteki gazetecilik faaliyetinden dolayı hakkında açılmış olan dava Sofya Alağaş'la ilgili birdenbire yargılama süreci hızlandırılarak hakkında bir ceza verildi ve arkasından da belediyeye kayyum atandı. Hukuk dışı bir işlemi, hukuk dışı bir yargılamayla, suçlamayla gerekçelendirmeye çalışıyorlar. Gazeteci meslektaşlarımızla ilgili olarak ileri sürülen tek iddia terör suçu. Başka türlü hakkında gözalt kararı verilmesi, tutuklama yapılması, ceza verilmesi zaten mümkün değil.

Adalet Bakanı'nın ‘Cezaevinde mesleki faaliyetlerinden dolayı gazeteci yok’ lafı bir palavradır. Meslektaşlarımızla ilgili olarak iddianamelerdeki tek delil onların haberleridir. Haberleri gerekçe gösterilerek terörle ilişkilendirilmeye çalışılıyor. Haberden terör çıkmaz. Gazeteciden terör çıkmaz. Bütün meslektaşlarımız yargılamaları bittikten sonra, cezalarını da çektikten sonra yine iş yerlerine dönüp gazetecilik faaliyetlerine devam ediyorlar. Siyasi iktidar barış süreci söylemleri arasında 2025 yılına biraz hızlı başladı. Önceki yıllarda 20 ile 30 arasında gazeteci tutuklanırken bu yılın başında 10 gazeteci gerek Kürt medyasından, gerek sosyalist basından ve son olarak da muhalif medya olarak nitelendirilen Halk TV'den bir meslektaşımızla birlikte 10 gazeteci Ocak ayında tutuklandı. Eğer barıştan söz edilecekse, eğer özgürlüklerden söz edilecekse önce gazetecilerin özgürlüğünden başlanması gerekiyor. Önce özgür bir ortam olacak ki ondan sonra diğer sorunları çözebilirsiniz. Önce herkes düşüncesini özgürce ifade edebilecek ki, tartışabilecek ki ondan sonra çözümü getirebilirsiniz. En başta söylediğimi şimdi tekrar söyleyeyim. Gazetecilerin üzerinden elinizi çekin. Özgürlük, gazetecilere tanınacak özgürlüklerle başlar. Onların özgürlüğüyle başlar. Herkesin kulağına küpü olması gereken eski bir sloganımız vardır gazeteciler olarak, özgür basın varsa özgür toplum vardır.”