Esenyurt’ta 100’üncü nöbet... Özgür Çelik: “İstanbul’u kaybetmeyi hazmedemeyenler, Türkiye’yi kaybetmenin telaşı içerisindeler”
![Esenyurt’ta 100’üncü nöbet... Özgür Çelik: “İstanbul’u kaybetmeyi hazmedemeyenler, Türkiye’yi kaybetmenin telaşı içerisindeler”](https://abone.ankahaber.net/static/image/72b700bb-f382-4a8a-b129-713880bd6d4d.jpg)
Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: MEHMET ÇALPAR
(İSTANBUL) Tutuklanarak yerine kayyum atanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer için ilçede başlatılan nöbette 100’üncü güne ulaşıldı. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, “Tek dertleri, yargı taciziyle siyaseti dizayn etmek istiyorlar. 2019’da ‘aşkım, sevdam’ dedikleri İstanbul’u kaybetmeyi hazmedemeyenler, şimdi Türkiye’yi kaybetmenin korkusu ve telaşı içerisindeler ama bilsinler ki korkunun ecele faydası yok. Erken seçim sandığı gelecek ve onlar gidecekler. Biz kazanacağız” dedi.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanarak yerine kayyum atanmasına karşı CHP’lilerin ilçede başlattığı Demokrasi Nöbeti sürüyor. Bugün 100’üncü güne ulaşan nöbet için CHP’liler, belediye önünden başlayarak Cumhuriyet Meydanı’na kadar yürüyüş yaptı.
“Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganının atıldığı nöbette konuşan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, şunları söyledi:
“Burası yıllık 10 milyar liranın üzerindeki bütçesiyle Türkiye’nin en büyük bütçeye sahip ilçe belediyesi. Onlar burayı yönettikleri dönem içerisinde bir kent suçları müzesine dönüştürdüler. Burada arsaları imara açtılar. Buralarda 5-10 katlı imarı olan yerlere 50-60 kat imar verdiler. Burayı rantla yönettiler. Şimdi Esenyurt’un rantını yönetmek için siyasi başkan yardımcısı atamalarıyla buraya bir kayyum atadılar. 100 günlük zaman dilimi içerisinde bir şafak operasyonuyla Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat, haksız, hukuksuz bir şekilde gözaltına alındı ve tutuklandı. Beşiktaş Belediye Başkanımız da şu anda Silivri zindanında rehin tutuluyor. Gençlik Kolları Genel Başkanımız Cem Aydın, genel merkezimizin hazırladığı bir videoyu paylaştığı için fiili gözaltıyla ifadeye çağrıldı. Kendisine yurt dışına çıkış yasağı koyularak adli kontrol şartı getirildi. Yine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu, ‘Türkiye’nin tüm evlatları adil bir düzende yaşayacak’ dediği için daha kürsü konuşması bitmeden jet hızıyla kendisi hakkında bir soruşturma başlatıldı. Yetmedi, Ekrem Başkanımıza gerçekleri kamuoyuyla paylaştığı için ismini söylemek istemediğim o bilirkişi hakkındaki açıklamaları gerekçe gösterilerek bir soruşturma daha başlatıldı.
“Her gün bir hukuksuzluğa imza atıyorlar”
31 Ocak Cuma günü Ekrem Başkanımız ifade vermek üzere Çağlayan Adliyesi’ndeydi. Biz de Türkiye’nin dört bir yanından gelen yurttaşlarımızla Çağlayan Adliyesi’ndeydik. Tüm engellemelere rağmen 100 binlerle Çağlayan Adliyesi’ni doldurduk, adalet arayışımızı haykırdık. Çağlayan’da bizi güvenlik güçleriyle karşı karşıya, devletin polisiyle karşı karşıya getirmeye çalıştılar ama buna geçit vermedik. Büyük bir nezaketle polisimizle karşı karşıya gelmeden adalet haykırışımızı hep birlikte dile getirdik. Peki, halktan ve gerçeklerden kopan iktidar ne yaptı? Yine talimatla yargıyı sopa olarak kullanmaya başladılar. Yıllardır cezaevlerinde iddianamesi bile hazırlanmadan bekleyen insanlar var. 100 gündür Ahmet Özer’in iddianamesi hazırlanmıyor ama 2 hafta bile geçmeden jet hızıyla Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu hakkında bir iddianame hazırladılar. Ne istiyorlar? 7 yıl 4 aya varan hapis cezası ve siyaset yasağı istiyorlar. Sadece bugün mü siyaseti bir yargı sopası olarak kullanıyorlar, hayır. 2019’da Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da seçimleri kazanınca ta 2015’te Beylikdüzü’ndeki bir ihaleden kendisi hakkında bir dava açtılar. Yine Ahmak Davasını biliyorsunuz. Davalarla, soruşturmalarla büyükşehir belediye başkanımızı durdurmaya çalışıyorlar. Henüz iddianameye avukatlar bile ulaşmadan medyaya iddianameyi servis ediyorlar. Biz bunların ne anlama geldiğini, ne yapılmak istendiğini, ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Sandıktan korktuklarını artık o kadar aşikar ettiler ki, gözlerini kırpmadan her gün bir hukuksuzluğa imza atıyorlar. Tek dertleri, yargı taciziyle siyaseti dizayn etmek istiyorlar. 2019’da ‘aşkım, sevdam’ dedikleri İstanbul’u kaybetmeyi hazmedemeyenler, şimdi Türkiye’yi kaybetmenin korkusu ve telaşı içerisindeler ama bilsinler ki korkunun ecele faydası yok. Erken seçim sandığı gelecek ve onlar gidecekler. Biz kazanacağız. Hak kazanacak, halk kazanacak.”
“Olmayan suçun delili de olmaz”
Ahmet Özer’in cezaevinden 100’üncü nöbet gününe özel gönderdiği mesajı da kızı Avukat Seraf Özer okudu. Özer, mesajında şunları kaydetti:
“Öncelikle 100 gündür kar kış demeden, yağmur çamur demeden Esenyurt Cumhuriyet Meydanı’nda Demokrasi Nöbeti tutan bütün yol arkadaşlarıma, Esenyurt halkımıza Silivri zindanının soğuk hücresinden en sıcak selamlarımı yolluyorum. Kayyuma karşı gösterdiğiniz bu meydan direnişi hem siyasal tarihimizdeki yerini alacak hem de çocuklarımıza onurla hatırlayacakları bir demokrasi mücadelesi mirası olacaktır. Hepiniz tarihe adınızı altın harflerle şimdiden yazdırdınız. Sizler bu haklı mücadelenin onurlu neferlerisiniz. Zira hep söylediğim gibi demokrasi mücadelesi bir insanın en onurlu mücadelesidir. Böyle baskıcı dönemlerde ağır bedelleri vardır. Demokrasi için bu bedelleri ödemekten geri durmayanlar sayesinde geleceğe dair, özgürlüğe ve eşitliğe dair, adalete dair umutlarımız hep diri kalmıştır. Düzmece bir dosya ile bize kumpas kuranlar, 100 gün oldu, hâlâ bir iddianame hazırlamadılar. Olmayan suçun delili de olmaz. Delili olmayan dosyanın iddianamesi de olmaz. Bu kumpasın siyasi olduğunu biliyoruz. Bu yüzden bir an evvel iddianamenin hazırlanarak adil yargılanma ve savunma hakkımızı kullanabilmek istiyoruz. Bu düzmece dosyadan aradıkları medeti bulamayanlar, düzmece ve itibar suikastının bir parçası olan iftiraları, iddiaları kamuoyunda meşruiyetini kaybettiğinde ikinci bir düzmece dosya ile bana ikinci bir tutuklama kararı verdiler.”