Grand Kartal Otel Yangını Bilirkişisi Servet Timur: Dünyada 7'nci büyük otel yangınını yaşadık

Aliekber METE- Canberk ÖZTÜRK/ ANKARA, (DHA)- TBMM Kartalkaya Kayak Merkezi Otel Yangınını Araştırma Komisyonu’nda sunum yapan Grand Kartal Otel Yangını Bilirkişisi Prof. Dr. Servet İbrahim Timur, "Maalesef dünyada 7'nci büyük otel yangınını yaşadık. Trajedimiz büyük, 78 can kaybımız var. Yangın aslında çok basit bir şey ama işin kimyası ve termodinamiği farklıdır" dedi.
TBMM Kartalkaya Kayak Merkezi Otel Yangınını Araştırma Komisyonu, AK Parti Erzurum Milletvekili Selami Altınok başkanlığında toplandı. Komisyon toplantısının açılışında konuşan Altınok, ”Kartalkaya'daki otel ve buna benzer facialar bir daha olmamalı. Bu ülkemize, milletimize, devletimize yakışan olaylar değildir. 2025 yılını yaşadığımız bugünlerde artık bunları elimizin tersiyle geride bırakmış ve önümüze farklı ve sağlıklı bakışlarla bakmamız lazım gelir. Burada da bizim komisyonumuzun amacı; Kartalkaya'da meydana gelen yangın noktasındaki sorumlu kurumların tespitini sağlamak ve bir daha milletimizin bu gibi acılarla karşılaşmaması için neler yapılabileceğidir. Yangınla mücadelede ve öncesinde alınacak tedbirlerle alakalı profesyonellikleri olan arkadaşlarımızı dinliyoruz. Sona doğru yaklaşıyoruz, tüm bunları rapora dökeceğiz. Rapora döktükten sonra da yasal boyutuyla yapılması gerekenlerin TBMM tarafından değerlendirilmesini, idari boyutuyla yapılması lazım gelenler varsa da onları Cumhurbaşkanlığı makamına arz edeceğiz" ifadelerini kullandı.
'UYKUYA DALAR GİBİ VEFAT ETMİŞLER'
Komisyon Başkanı Altınok’un ardından İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Bilirkişi Heyeti Koordinatörü Doktor Hikmet İskender söz aldı. İskender, bilirkişi raporunun 189 sayfadan oluştuğunu hatırlattı ve heyetin yaptığı çalışmalardan bahsetti. İskender, bilirkişi heyeti raporunda yer alan bir görsele işaret ederek, "Bugün burada olmayan Alper Hocamızın liseden bir alt dönemden arkadaşının eşi Ferda Apak orada vefat etmiş 39 yaşında, kızı var 11 yaşında. Bir şekilde bana ulaştılar ama bilirkişi olduğumu bilmiyorlar. 'Siz bu konuda uzmansınız, acaba şunu öğrenebilir miyiz? Acaba kızının acı çektiğini annesi görmüş müdür ya da bunlar yanarken acı çekmişler midir?' dediler. Burada söyleyeceğimiz husus şudur, orada en çok acıyı çeken Şevval Şahin isimli kızdır, atlamıştır ve 2 gün yoğun bakımda kalmıştır. Diğerleri yangında oluşan karbonmonoksit gazından zehirlenerek ki açıkçası, hani uykuya dalar gibi vefat etmişlerdir, sonra cesetler yanmıştır. Otopsi raporlarındaki o deformasyonlar vesaire sonradan oluşmuştur" ifadelerini kullandı.
''İTFAİYE GEÇ GİTTİ' HABERLERİ KESİNLİKLE DOĞRU DEĞİL'
Ardından Bilirkişi Heyetinin hazırladığı raporda yer alan bilgileri paylaşan Grand Kartal Otel Yangını Bilirkişisi Prof. Dr. Servet İbrahim Timur, "Maalesef dünyada 7'nci büyük otel yangınını yaşadık. Trajedimiz büyük, 78 can kaybımız var. Yangın aslında çok basit bir şey ama işin kimyası ve termodinamiği farklıdır. Bize verilen görev tanımı belli ve mümkün olduğu kadar o tanıma uyduk. İtfaiye maalesef mesafe olarak uzak bir yerde, basında, 'İtfaiye geç gitti' haberleri kesinlikle doğru değil. Kaç kilometre mesafede olduğunu net görüyorsunuz, gidebildikleri kadar hızlı gidiyorlar. Maalesef can kayıplarımızın büyük olmasının nedeni, otelin bir yüzünde yangının çok daha fazla olmasıdır. Otelin diğer yüzü nispeten daha az yanmış ve itfaiyenin kurtarabildiği kişiler de ön yüzde bulunan veya bu kısma gelenlerden oluşuyor. Yangının başladığı yer restoran alanı, tartışmalara son verme açısından ifade ediyorum. Net olarak bütün zamanlar saniyesi saniyesine doğrulanmıştır, test edilmiştir, tartışmaya açık değildir" diye konuştu.
'15 GÜN LPG BORULARINI ARADIK'
Otele ilk olarak Jandarma Kriminal ekibinin gittiğini söyleyen Timur, ekibin çektiği video görüntüleri üzerinde düzenlemeler yaptıklarını söyledi. Timur, "Olay yeri incelemeye ilk giden ekip, şu gördüğünüz yerde LPG borularını görmüyorsunuz. Şimdi göstereceğim" derken Bilirkişi Heyet Koordinatörü Hikmet İskender, "15 gün bu LPG borularını aradık. Şimdi burada görüyorsunuz. Bu, Ankara'dan gelen Jandarma Kriminalin olay yeri videosundan alınmıştır. Şimdi o boruyu biz arıyoruz zaten ama o boruyu bulamadık, sonradan bulduk" değerlendirmesinde bulundu.
'HERHANGİ BİR İŞLEVİ YOK DİYE DÜŞÜNÜP BIRAKMIŞLAR'
Ardından sunuma devam eden Timur, LPG borusunun yangının kimyasını değiştirdiğini ve olay yerine kariyerinde ilk kez birden fazla gittiğini ekleyerek, "Gördüğünüz gibi LPG borusunu, Jandarma Kriminal ekipleri alıp bu tarafa bırakıyorlar. Alıyorlar, olay yerinde buradan söküyorlar, bu tarafa bırakıyorlar çünkü, 'Herhangi bir işlevi yok' gibi düşünüyorlar. Oysaki gerçek, yerde de görüyorsunuz. Duvardan direkt LPG hattı geliyor. Bu LPG hattı üzerinde tek bir tane vana var, o teknik bir konu. Vana sökülmüş olarak duruyor. Vana kaplamanın arkasında yani ulaşabileceğiniz bir yerde değil. Mutfaktan gelen LPG hattı bu. O vanayı sizin kapamanız, görmeniz mümkün değil. Zaten otomatik kapanması lazım, o sistemler de yok. Ancak maalesef otomatik kesme yok" ifadelerini kullandı. Bilirkişi Heyet Koordinatörü İskender, LPG vanasının 21 Ocak tarihinde ana tanktan kapatıldığını ancak 2 piknik tüpü kadar gazın akışının devam ettiğini ve birinin patlaması durumunda yangının çıkabileceğini aktardı.
'VANANIN NE ZAMAN KAPANDIĞINI BİLMİYORUZ'
İskender, otel yangınını inceleyen Ankara Jandarma Kriminal ekiplerinin eğitimlerinin yetersiz olduğunu söyledi. Raporun geç hazırlandığına ilişkin eleştirileri değerlendiren İskender, "Şimdi bu içerideki tesisatı kim çekmiş? Bakımlarını ve kontrollerini kim yapmış? Bununla ilgili bilgi, belge gelmiyor maalesef. O zaman biz şunu soruyoruz: Buradaki sızdırmazlığı kim kontrol etmiş? Bunun şov alanına girmesine kim izin vermiş? Algılayıcı ve önleyici tedbirleri veya söndürme tedbirlerini kim almamış? Burada tabii sıkıntı şu: Dediğiniz gibi vananın ne zaman kapandığını da bilmiyoruz. Yani orada sürekli bir gaz geçişi de olmuş olabilir. Bu benim size söylediğim minimumudur yani vananın kapatıldığını düşünürsek dahi, dışarıda otomatik bir şekilde kapansa dahi hatta kalan ki minimumudur yani siz bunu 3'le, 5'le çok rahat çarpabilirsiniz" diye konuştu.
'YANGIN SÖNDÜRME CİHAZI, YANGINDAN SONRA ALINMIŞ'
İskender, bina içerisinde iç asansörlerin olduğunu ancak mutfakta bulunan asansörün çalışmadığını vurgulayarak, "Bu arada yangın söndürme cihazını da oradan almışlar. Yani bu yangın olduktan sonra alınmış. Onu kim, nereden alır? Tabii, siz söyleyin, müdafi avukatlar vesaire var. 3 kere ifade aldım benim bildiğim, belki daha fazla, her konuştukça işte, 'Orada söndürme tüpü vardı' vesaire deyince birileri o tüpü yok etmiş, onu da bulamadık. Ve bu tüp kesinlikle yangından sonra alınmış. Orada izleri var zaten, görüyorsunuz" dedi.
'YANGIN DEDEKTÖRLERİ ÇALIŞMADI'
Yangın uyarı sisteminin çalışmadığını vurgulayan Timur, elektrik panosunun ise duvardan söküldüğünü ve olay yerinde bulamadıklarını belirtti. Bilirkişi heyetinde yer alan Prof. Dr. Levent Trabzon ise yangın dedektörlerinin işlevi ile ilgili, "Yangın sırasında, kamera görüntülerinde insanların kaçış tepkileri, haberi oluşlarının kameralara yansıması, bunlar hep bize yani görsel ve işitsel bir uyarı almadan yangından haberdar oldukları izlenimini gösteriyor. Özellikle yedinci kattaki insanların kurtulma sırasındaki tepkileri birbirlerinin seslerinden, işte ayak seslerinden vesaire onlardan etkilenerek haberdar olup koridora çıkıp, 'Ya, ne oluyor, bir şey mi var?' şeklindeki tepkilerinden, vücut dillerinden bunları anlıyoruz, yani bizim raporumuzda yer alan ifade çalıştığına dair bir izlenim oluşmamıştır şeklinde" değerlendirmesinde bulundu.
'YANGIN TÜPÜNÜ ALMAYI DENEYEN YOK'
Timur, otel personelinin yangın konusunda eğitimli olmadığını kaydederek, şöyle devam etti:
"Personelin hiçbir eğitimi yoktu. Net görüşümüz, kendi ifadeleri de var bundan bağımsız çünkü olayı ilk gördükleri anda bakın şu panik anı, gidiyor. Giderken şurada bir yangın tüpü var, yangının başladığı yerde bir yangın tüpü var. Burada görünmeyen hemen şu alanda bir tane daha yangın dolabı var, onun da önüne tezgah yapılmış ulaşamazlardı zaten ama hiç yangın tüpü almayı deneyen yok. Baş aşçının odasının kapısının önünde var ama yerlerini bile hatırlamıyorlar. Dolayısıyla da eğitim almamışlar. Yani orada net yola çıkıyoruz, ifadelerinden bahsediyoruz ki: Yangın eğitimi almadı bu personel." (DHA)