İBB’ye 4. dalga operasyonu…. Tülay Hatimoğulları: “Yargıyı sopa olarak kullanıp böyle kayyumcu, tutuklayan, gözaltına alan bir zihniyeti kabul etmek mümkün değildir"
Haber: Ahmet ÜN
(DİYARBAKIR)- DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ) yönelik düzenlenen 4. dalga operasyona tepki göstererek, “Seçilmişi hapse koyamazsınız. Bunları kabul etmek mümkün değildir. Siyasetle mücadele edemediklerinizi yargıyı bir sopa olarak kullanıp böyle kayyumcu, tutuklayan, gözaltına alan bir zihniyeti kabul etmek mümkün değildir” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisince Diyarbakır’da düzenlenen Yerel Yönetimler Kadın programında konuştu. Sezai Karakoç Kültür Merkezi’nde yapılan toplantıya, Hatimoğulları’nın yanı sıra Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ayşe Serra Bucak, DEM Parti milletvekilleri, DEM Partili belediye kadın eş başkanları ve çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.
İki gün sürecek toplantının açış konuşmasını yapan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu. Konuşmasında, yerel yönetimlerde kadının rolüne dikkat çeken Hatimoğulları, “Kadın yaşamdır, yaşam kendini yönetmektir şiarıyla bugün bir aradayız. Kadın yaşamdır ve kadının yaşamı yönetmesi başta kendi hayatı olmak üzere toplumdaki bütün farklılıklarla bir arada yaşam kültürünü örgütlemesi, özgürlük anlayışının toplumun bütün hücrelerine derinlemesine işlemesini sağlaması elbette hepimizin ortak görevi. Sizler sadece Türkiye'ye değil, inanın başta Orta Doğu olmak üzere bütün dünyaya örnek bir belediyecilik, örnek bir anlayışı, başta eş başkanlık ve eşit temsiliyet olmak üzere bunu bütün dünyaya göstermeyi başardınız. Çok büyük bir emek, çok büyük bir mücadeledir” diye konuştu.
Hatimoğulları, 8 yıllık kayyum yönetiminin ardından DEM Parti olarak 78 belediyeyi kazandıklarını ifade ederek, “Kazanan sadece DEM Parti değildir. Kazanan kadınlardır. Kazanan eş başkanlık ve eşit temsiliyet sistemidir” dedi.
‘Erkek eş başkana başkan diyorlardı, adın eş başkana yenge başkan diyorlardı’
“Kazanan, bugüne kadar onlarca yıldır mücadele veren kadınlardır” diyen Hatimoğulları, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“Bakın geçmiş dönem tarihimize dönüp baktığımızda kadınlardan bu anlamıyla temsil düzeyinde bahsetmek o kadar zordu ki. Eş başkanlık ve eşit temsiliyet gündeme geldiğinde halk toplantıları içine eş başkan gittiği zaman erkek eş başkana başkan diyorlardı, kadın eş başkana yenge başkan diyorlardı. Hatırlayın. Biz o günlerden bugüne geldiysek bilelim ki bu toprakta ağır bedel ödeyerek ilmek ilmek bu mücadeleyi ördüğümüzdendir ve bununla ilgili biz kadınlar kendimizle ne kadar gurur duysak az ve bir alkışı bu mücadele tarihi için yapalım.”
Her kayyum atandıktan sonra pes etmediklerini söyleyen Hatimoğulları, “Halk içinde çalışmalarımızı devam ettirdik ve her seçimde gücümüzü biraz daha katlayarak bütün baskılara rağmen yol almayı başardık” dedi.
‘Özellikle barışı konuştuğumuz bu günlerde kayyum rejiminden bir an önce vazgeçilmeli’
Kayyum yasasının lağvedilmesi ve atanan kayyumların geri çekilmesi gerektiğini dile getiren Hatimoğulları, “Bugün atılacak en temel adımlardan birisi bu sürece dair kayyum yasasının bir an önce lağvedilmesi ve atanmış kayyumların geri çekilmesi, gitsinler valilik yapsınlar, kaymakamlık yapsınlar, halkın seçmiş olduğu belediye eş başkanları görevlerinin başına gelsin. Bu toplumun en doğal hakkıdır. Başta Kürt halkı olmak üzere bu coğrafyada bulunan kayyım atanmış belediyelerdeki bütün seçmenin, bütün yurttaşın en doğal, en temel hakkıdır. Çünkü bakın demokrasinin asgari koşulu seçme ve seçilme hakkıdır. Seçimin demokratik bir zeminde gelişmesidir. Bunları insanların elinden aldığınız zaman geriye otokratik bir rejim kalır, otoriter faşizan bir rejim kalır. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bizler ümit ediyoruz ki özellikle barışı konuştuğumuz bu günlerde, demokratikleşme paketlerinin konuşulduğu bu günlerde bu kayyum rejiminden bir an önce vazgeçilir” ifadelerini kullandı.
‘Seçilmişi hapse koyamazsınız’
Hatimoğulları, konuşmasında bu sabah saatlerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne düzenlenen operasyona da değindi. Operasyona tepki gösteren Hatimoğulları, şöyle konuştu:
“Evet, biz HDP döneminde de şimdi DEM döneminde de kayyum rejimiyle ne yazık ki ama ne yazık ki çok tanış olduk. Şimdi ise kayyumcu, zihniyetin ve kayyumcu anlayışın batıda hızla yayıldığını görebiliyoruz. Bakın sadece belediyelere değil, mesela İstanbul Barosu’na, mesela Türk Tabipler Birliği'ne, mesela üniversitelere, mesela birçok işletmeye kayyum atandığını biliyoruz. Bunu asla kabul etmiyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne dönük gerçekleşen operasyonu asla doğru bulmadığımızın burada bir kez daha altını çiziyoruz. Seçilmişi hapse koyamazsınız. Bu operasyonun bugün sabah 4’üncü aşamasının yapıldığı, 4. dalganın yapıldığının haberiyle uyandık bu sabah. Bunları kabul etmek mümkün değildir. Siyasetle mücadele edemediklerinizi yargıyı bir sopa olarak kullanıp böyle kayyumcu, tutuklayan, gözaltına alan bir zihniyeti kabul etmek mümkün değildir.”
Hatimoğulları, bir an önce bütün bu antidemokratik uygulamaların son bulmasıyla çağrılarını yinelediklerini söyledi.
‘Toplumun demokratikleşmesi için atılacak adımlar konusunda elbette yapabileceğimiz çok şey var’
Terör örgütü PKK’nın silah bırakması ve feshini ilan etmesiyle başlayan yeni sürece ilişkin de konuşan Hatimoğulları, “Sayın Öcalan'ın gerçekleştirmiş olduğu çağrı çok önemli bir çağrı. Bu çağrının akabinde Türkiye'de silahların susması, barışın konuşması ve aynı zamanda bir demokratik toplum yapısına doğru bir değişim ve dönüşüm yaşamamız için bugün Türkiye tarihi 100 yıllık tarihine dönüp baktığımızda en önemli dönemeçlerden birini yaşamaktayız. Yani bugün bu salonda olan sizler başta olmak üzere toplumun tamamı tarihi bir ana tanıklık ediyor. Gerçekten biz bu dönemde Orta Doğu'da silahların konuştuğu, kadınların katledildiği, Alevi kadınlarının, Dürzilerin, Ezidilerin kaçırılıp köle pazarında satıldığı, 21. yüzyılda kadın bedeninin apaçık satıldığı bir yerde, bir ortamda bizim barışa ne kadar ihtiyacımız olduğunu sanırım en iyi biz kadınlar biliyoruz. Ve bu anlamıyla biz özellikle yerel yönetim anlayışımızda, toplumun demokratikleşmesi için atılacak adımlar konusunda elbette yapabileceğimiz çok şey var. Bu konuda bizlerin yapacağı en önemli çalışmalar değerli arkadaşlar, özellikle 21. yüzyılda kamucu anlayışı geliştirmek, 21. yüzyılda barış anlayışını geliştirmek, 21. yüzyılda demokrasinin tohumlarını daha da büyütmek gibi bir görev ve sorumlulukla karşı karşıya karşıyayız. Demokratik toplum soyut bir kavram değildir. Demokratik toplum bizim uzağımızda erişilmesi zor bir hayat tarzı hiç değildir” ifadelerini kullandı.
‘Yerinde yönetim, ademi merkeziyetçi yönetim ve güçlendirilmiş yerel yönetimler’
Güçlendirilmiş yerel yönetimi amaçladıklarını söyleyen Hatimoğulları, demokratik toplumdan kasıtlarının bu olduğunu dile getirdi. Yerel yönetimlerde anadilde hizmetin olması gerektiğine vurgu yapan Hatimoğulları, şöyle konuştu:
“Bakın basitçe sadece kentimizden hareketle birkaç noktayı ifade etmek istiyorum. Kentlerimizde halkların tamamı eşit ve özgür yaşayabilmeli. Kentlerimiz bir halkın değil bütün halkların dostu olan olabilmeli. Bütün halkların evi olabilmeli. En önce engellilerin, çocukların, kadınların, dil, din, ırk, renk ayrımı yapmaksızın, cinsiyet ayrımı yapmaksızın bütün farklılıkların kenti ana unsuru olması, sokakları aydınlık içinde olduğu kadar beyinleri, kalpleri, ruhları aydınlık içinde olmalı. Kadınları özgür, eşit olmalı. Hizmet toplumsal cinsiyete duyarlı olmalı. Kamucu olmalı, komüncü olmalı. Ana dilde hizmet olmalı. Kentimizde kadına, çocuğa, engelliye, doğaya, hayvanlara karşı bütün şiddet son bulmalı. Bunun için elbette ki çok sistematik bir çalışmaya ihtiyaç var. Bunu da pekala başta yerel yönetimler olmak üzere merkezi hükümetin yapacağı çok şey var bu anlamıyla. Her evin içinde sıcacık bir çorba, sıcacık bir ekmeğin kokusu yayılmalı. Hiçbir evde açlık çekilmemeli. Velhasılıkelam güçlü bir kent yönetimi, velhasılıkelam güçlendirilmiş yerel yönetimler. İşte demokratik toplumdan tam da kastımız bu. Yerinde yönetim, ademi merkeziyetçi yönetim ve güçlendirilmiş yerel yönetimler. Biz bugün barışı konuşurken bunları konuşmaya ihtiyacımız var.”
“Artık yeter, artık barış diyoruz”
“Bizler barışın toplumsallığı için başka yerellerimizde olmak üzere çalışmalarımızı halka halka her yere yaymak durumundayız” diyen Hatioğulları, şu ifadeleri kullandı:
“Bugün evleri dolaşıyoruz. Evet, barışı konuşmak için, demokratikleşmeyi konuşmak için. Aynı zamanda elbette parlamentoya düşen çok önemli görev ve sorumluluklar var. Bunların en başında kayyımın ortadan kaldırılmasıyla ilgili yasanın acilen çıkarılması, bununla beraber yerel yönetimlerin daha da güçlendirilmesi demokratik topluma giden yol buradan geçer. Ve bizler demokrasinin bu ülkede yaşayacağına inanıyoruz. Kadın-erkek eşitliğinin ve kadının özgürlüğünün bu topraklarda inşa olacağına inanıyoruz. Biz bugün bu barış mücadelesi bu kadar güncel, bu kadar yakıcı bir sorun olarak önümüzde dururken, bunu inşa ederken elbette görev ve sorumluluklarımızın farkındayız. Ama aynı biçimde aynı görev ve sorumluluklar başta devlet olmak üzere bütün iktidar gücünün tamamına da bağlıdır. Bunu çok iyi biliyoruz. Biz bu konuda elbette sonuç alabiliriz. Biz kadınlar bu topraklarda çok bedel ödedik değerli arkadaşlar. Çok katledildik. Biz kadınlar erkek egemen zihniyette, zihniyet anlayışının ürünü olarak katledildik. Kadın cinayetlerinde katledildik. Biz kadınlar savaşlarda köle gibi alınıp satıldık. Biz kadınlar tacize, tecavüze maruz kaldık. Biz kadınlar göç yolunu tutmak zorunda kaldık. Artık yeter. Artık barış diyoruz. Barış, barış, barış tek çaremiz.”