İdris Şahin'den Mahmut Tanal'ın Adalet Nöbetine destek: Adalet bu ülkede fenerle aranan bir hale gelmiş durumda

İdris Şahin'den Mahmut Tanal'ın Adalet Nöbetine destek: Adalet bu ülkede fenerle aranan bir hale gelmiş durumda

(ANKARA) - DEVA Partisi Genel Başkan Yardımıcı İdris Şahin, CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal'ın Adalet Bakanlığı önünde protestolar nedeniyle tutuklanan öğrencilerin serbest kalması için başlattığı eyleme katıldı. Adalet Bakanlığı önünde konuşan Şahin, "Başta Sayın Erdoğan'ın olmak kaydıyla tüm iktidar yetkililerinin bu sese, bu çığlığa kulak vermesini diliyoruz." açıklamasında bulundu.

CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, protestolar nedeniyle tutuklanan öğrencilerin serbest kalması için Adalet Bakanlığı önünde adalet nöbeti başlattı. DEVA Partisi Genel Başkan Yardımıcı İdris Şahin'den eyleme destek geldi. Adalet arzusunun kalıbına sığmayan bir arzuya dönüştüğünü vurgulayan Şahin şöyle konuştu:

"Meclis'ten buraya gelirken önce Mahmut Bey'in bu eylemi başlattığını duydum. Sonra Ayşe Ateş bugün aramızda aslına bakarsanız son yıllarda yargının nasıl siyasallaştığını, maddi gerçeğin ortaya çıkartılması için bir annenin evlatlarıyla birlikte feryadına duyarsız kalan bir yargı sisteminin ne halde olduğunu göstermek adına bugün son derece anlamlı bir eylem gerçekleştiriyor. Biz buradan zamanında Mahmut Bey'le birlikte çalıştığımız yakın çalışma arkadaşımızdı Adalet Bakanımız Yılmaz Tunç'a sesleniyoruz, daha ne olması lazım? Ankara'nın ve Türkiye'deki vatandaşların adalet çığlığı Adalet Bakanlığı'nın yanı başında duyulmuyorsa, illaki bunu duyurmak için okyanus ötesinden Trump'tan mı ses gelmesi lazım? Veyahut da Almanya'dan mı talep gelmesi lazım? Bugün oldukça büyük mağduriyetler yaşanıyor cezaevlerinde, hapishanelerde hasta hükümlüler açısından, tutuklular açısından artık her gün adli tıp önünde, hastaneler önünde gelip giden mekik dokumalar bir Mahir Polat örneğini işte son günlerde yaşıyoruz. Önceki gün, bir annenin epilepsi hastası evladı 15 yaşında bırakılıyor ve hayatını kaybediyor. Bunları bizim iktidarımız duymayacak, bizim ülkemizi yönetenler duymayacak, adalet dağıtanlar duymayacak da kim duyacak? Dolayısıyla bugün bu yağmurlu havada eğer Ankara'da bir duyarlılık oluşturabilecek bir eyleme paydaşı olmak varsa, adalet hatlarına atılan bu adımda son derece büyük bir bahtiyarlık duyduğumuzu ifade etmek istiyorum.

"Yetkililerin bu çığlığa kulak vermesini, adalet arzusunun sağanak bir yağmura dönüştüğünü görmesini talep ediyoruz"

Eğer biz geçmiş dönemde baro başkanlığı yapmış, hak aramış, başkalarının hakkını aramış insanlar olarak bugün parlamentoda milletvekili olarak biz ülkemizde yaşanan bu adaletsizlikleri dile getirmeyeceksek, ne güne duruyoruz, niçin varız? Bu çığlıkların duyulmasını istiyoruz. Öncelikle bizim ülkemizi yönetenlerin bizi duymasını, buradaki taleplerin hiçbirinin siyasallaşmadan hak, özgürlük ve adalet talepli eylemler olduğunu hissetmeleri lazım. Bugün eğer Ayşe Ateş'le Mahmut Tanal'ı, Gamze Taşçıer'le İdris Şahin'i bu yağmurlu havada yan yana getiren bir tek şey varsa, hiçbir ideolojik birlikteliğimiz olmamasına rağmen, adalet arzumuz. Adalet bu ülkede, işte sizin yakmış olduğunuz projektör gibi fenerle aranan bir hale gelmiş durumda. Eğer şu projektörlerin ışığında dahi adalet arayışımızı biz burada sizlerin aracılığıyla duyurabiliyorsak ne mutlu bize, ama kendimizden daha ziyade ülkede çok ciddi mağduriyetler yaşanıyor. Hükümlüler açısından, tutuklular açısından büyük hak kayıpları var. Bunları dillendirmek, bunları gündeme getirmek ve bekleyen bu çözümsüzlükleri bir an önce parlamentoda, bak yine ifade ediyorum, bugün iktidar meclisi çalıştıramıyor, çalıştıracak çoğunluk bulamıyor. Vatandaşın beklediği öncelikli yasalar var. Bu öncelikli yasaların bir an önce Meclis'e gelmesini, Meclis'e geldiği zaman da muhalefet olarak olumlu tepki sunacağımızı da buradan sizlerin aracılığıyla ifade ediyoruz. Bir sefer daha yetkililerin bu çığlığa kulak vermesini, Ankara'daki şu adalet arzusunun sağanak bir yağmura dönüştüğünü görmesini talep ediyoruz.

"Başlangıcın çok çok daha gerisine giden bir adalet sistemiyle karşı karşıyayız"

Çok farklı bir duygu yaşıyorum. Gerçekten duygu, bir zamanlar iktidarın içerisinde de yer aldığımız dönemde de konuştuğumuz konular bu ülkede özgürlüklerin, adaletin sınırsızca yaşanabildiği bir ülke yaratmaktı. Hukukun üstünlüğünün tam manasıyla tescil edildiği bir ülke arzu ediyorduk. Başlangıçta iyi çıkılan bu yolculukta geldiğimiz nokta itibariyle, başlangıcın çok çok daha gerisine giden bir adalet sistemiyle karşı karşıyayız. Dolayısıyla herkesin burada, başta Sayın Erdoğan'ın olmak kaydıyla tüm iktidar yetkililerinin bu sese, bu çığlığa kulak vermesini diliyoruz."