İlber Ortaylı’dan öğrencilere: Hiçbir zaman kaçak yolla bir yere girmeyi, partilere ve tarikatlara güvenerek bir yerlere sızmayı denemeyin

İlber Ortaylı’dan öğrencilere: Hiçbir zaman kaçak yolla bir yere girmeyi, partilere ve tarikatlara güvenerek bir yerlere sızmayı denemeyin

Nazım Özgün ERBULAN- Ardacan UZUN/İZMİT (Kocaeli), (DHA)- TARİHÇİ, akademisyen ve yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, gençlere yaptığı tavsiyede “Hiçbir zaman kaçak yolla bir yere girmeyi, partilere, tarikatlara, şu, bu mezhep grubuna, şu, bu cemiyete güvenerek bir yerlere sızmaya, hele hele akrabalık ve hemşehrilik yoluyla hiç tevessül etmeyin; sonu kokar; uzun boylu gitmez. Sadece etrafınızı tarumar edersiniz” dedi.

Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi koordinasyonunda, Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) ev sahipliğinde Kocaeli Valiliği ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle dün başlayan Marmara Kariyer Fuarı (MARMARAKAF) bugün de devam etti. İzmit’te bulunan Kongre Merkezi’nde düzenlenen programda tarihçi, akademisyen ve yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu moderatörlüğünde ‘Meslek Seçimi’ başlıklı söyleşi gerçekleştirdi.

‘KABİLİYETİNİZ OLMAYAN YERLERE SULANMAYIN. HEM ETRAFI HEM DE KENDİNİ DAĞITIRSIN’

Öğrencilere tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Ortaylı, “Kurallara uyacaksınız. Kurallara uyma da şudur; iyi bir seçim yapmak için bazı şeylere dikkat etmeniz gerekiyor. Kuralın biri şu; kabiliyetiniz olmayan yerlere sulanmayın; bu kadar açık. Bunun sonu yoktur; çok bedbaht olursunuz” dedi. Nefesli saz çalmaya merak saldığını ancak Türk besteci ve eğitimci İlhan Usmanbaş’ın kendisine “Senin kulak kapasiten bu işe müsait değil” dediğini anlatan Ortaylı, “Kabiliyetsiz olduğun halde mesela bizde olduğu gibi bir yere orkestra üyesi olarak girersin ama sonunda mesleğinde er veya geç fire verirsin ve bedbaht olur. Hem etrafı hem de kendini dağıtırsın.” dedi.

‘ÜÇ KAĞITLA BİR YERE GİREN ÇOCUKLARIN İSTİKBALİ OLMAZ’

Üniversitelerde çok uzun zaman yolsuzluk yapıldığını söyleyen Prof. Dr. Ortaylı, “Üniversitelerimizde maalesef çok uzun bir zamandan beri yolsuzluk yapıldı. Yani imtihanların test geçişinde bazıları hak etmedikleri yere girdiler. Bu artık bir sır değil. Bu işi böyle yöneten ÖSYM Başkanı bile mahkum oldu. Sonra nasıl olduysa o indirildi, çıkarıldı, çıktı o beni alakadar etmez. Mahkeme kararı var; kesin. İftira atmıyorum. Böyle üç kağıtla bir yere giren çocukların istikbali olmaz; er veya geç fire verirler; etrafı dağıtırlar. Meslek seçimi bu. ‘Ben bunu yapacağım’ diye bir şey yok. Bu çok açık bir şey. Ortada şöyle bir laf dolaşıyor; ‘İşçinin çocuğu işçi mi kalacak?’ Kalır. Kabiliyetli ise mühendis olur. Daha kabiliyetliyse genel müdür de olur; olmazsa hamal olur. İşçi bile olmaz; kalifiye eleman olmaz; hamal olur. Bunda şaşılacak bir şey yok. Savcının çocuğu savcı olacak demek değil; gardiyan da olabilir. Doğru ki işini yapması lazım o ayrı ama herkes her şeyi yapamaz. 5 kardeşin 5’i bile birbiriyle aynı kabiliyette değil; bunu unutmayın. Böyle bir sistem olmaz; bunu kafanızdan çıkarın. ‘Efendim ben bunu niye yapamıyorum?’ Yapamıyorsun; olmuyor; bitti” ifadelerini kullandı.

‘BUNUN SONU TÜRK TOPLUMU İÇİN FELAKET OLUR’

Öğrencilere tavsiye ve uyarılarını sürdüren Ortaylı, şöyle devam etti;

“Benim çocuğum bilmem nereyi ne puanıyla kaybetti, almadılar. İşte müdüre para verseymişsin bir araba alırlar’ imiş. Bu Türkiye’de çok yaygındır. Versen ne olacak; girse ne olacak? Öbürü kayacak senin yüzünden. Yani senin çocuğunun girdiği yerden başka biri aşağı kayıyor. Yani ‘Yolsuzluk yaparak da gelsem nimettir’ düşünüyor; toplum sakat. Bunlarda vicdan muhasebesi ve usul yok. Çok farklılık bu. İngiliz toplumunda, Alman toplumunda usule uyuluyor. Anası çocuğa diyor ki ‘Bu okul böyledir ama böyle imkanı var; bu olmuyor, sen buna da girersen olursun’ diyor. Pekala olur. Çünkü bir toplumda ustabaşının bazen mühendisten daha çok işe yaradığı baki. ‘Efendim ben şimdi bu tahsili yaptım; sevmedim.’ Olabilir. İnsanlar evliliği bile değiştiriyorlar; günah değil. Yapamadığın, götüremediğin takdirde dağıtıyorsun. Yani böyle bir şey yok. Bazı dinlerde yasak olan boşanmalar vardı; biteli yıllar oldu. Dolayısıyla ikincisini tahsil edersin; imkanlar vardır. Başka yola gidersin ama hiçbir zaman kaçak yolla bir yere girmeyi, partilere, tarikatlara, şu, bu mezhep grubuna, şu, bu cemiyete güvenerek bir yerlere sızmaya, hele hele akrabalık ve hemşirelik yoluyla hiç tevessül etmeyin; sonu kokar; uzun boylu gitmez. Sadece etrafınızı tarumar edersiniz. Bugün Türkiye'de maalesef, bugüne has bir şey değil bu, korkunç bir nepotizm var. Yani 82 vilayetin 82 rakamını çok kolay unutuyorlar. Böyle 2-3 vilayete yükleniyorlar. Bu doğru değil; bunun sonu Türk toplumu için bir felaket olur. Çünkü Türkiye toplumunun tarihi kuruluşu ve oluşumu, bölgeciliğe ve sınıfçılığa aykırıdır. Yani ‘Sınıflar yok’ demek değil. Zengin olur, fakir olur. Elinde iktidar olan olur tabii olan olur. Bu başka.”

‘PARA KAZANACAĞIM DİYE MESLEK SEÇİLMEZ’

Meslek seçimi ile ilgili uyarılarını sürdüren Prof. Dr. Ortaylı, “Hepiniz endüstri mühendisi olmaya kalkmayın. İnşaat mühendisi de var; başka şey öğrenecek adam da var. Para kazanacağım diye endüstri mühendisi olunmaz. ‘Efendim ben avukat olacağım; işleteceğim.’ Öyle herkes avukat olmaz; o ayrı bir şeydir; onu bilen yapar. Aksi takdirde 400 hukuk fakülteniz olur; çıkan cahilleri kimse işe alamaz. Bütün avukatlara yeşil pasaport verirsen skandal olur. Yeşil pasaportun fonksiyonu kalmaz şimdiki adliye bakanının yaptığı gibi. Bunlar, bir toplum için sonuç değildir. Bu tip yan yola sapmalar hiçbir zaman sizi açmaz. Yani uyarak saparsanız siz batarsınız. Sizin hayatınız altüst olur.” diye konuştu.

‘BİR İNSAN YAPTIĞI İŞİ BİLMEK ZORUNDA’

İnsanın yaptığı işi bilmek zorunda olduğunu ifade eden Ortaylı, “Bir adam ‘Benim pekala biyolojiye yahut matematiğe kafam eriyor’ derken kalkıp mühendisliği illa şart koşarsa kendisine o da hata yapar. Para kazanacağım diye makine mühendisliğine aklı çok eren bir adamın falanca dala girmesi hoş değildir. Hepiniz işletmeci oluyorsunuz; ne olduğunu biliyor musunuz? Mutlu olacak mısınız? Bir insan yaptığı işi bilmek zorunda; bilirsen kazanırsın; bu kadar açık. 50 tane tarih bölümü açılmaz; açıldıysa da gidilmez. ‘Lise çocuklarına tarih öğreteceğim’ demek şarlatanlıktır; bunu anlatamıyoruz. Yani ‘Açmayın’ diyoruz çünkü tarih bilim değildir ama bilimin üstünde bir şeydir. İçinde bilim, yöntem, metot vardır; bilimin üstünde bir imaj vardır. Bir çocuğun bunu kavraması için 16 yaşını geçmesi ve bir birikimi lazım” dedi.

MESLEK SEÇİMİ İLE İLGİLİ TAVSİYELERDE BULUNDU

Meslek seçimi konusunda öğrencilere tavsiyelerde de bulunan Prof. Dr. Ortaylı, “Önce bir kere lisan öğreneceksiniz. Amerikalı bile olsanız öğreneceksiniz. Çünkü İngilizce'den başka hiçbir şey bilmeyen Amerikalı, hödüktür; istikbali kıttır; hiçbir işe yaramaz. Amerika’da doğru dürüst sekreterlik bile yapamaz. Çok açık bir şeydir bu. İkincisi coğrafya öğreneceksiniz; öyle coğrafya bilmeyen okumuş, yazmış insan olmaz. Türkler coğrafya bilmez. Son zamanda bu olaylar çatladı, patladı; Türklerin hatta yazar geçinenlerin coğrafya bilmediklerini anladık. Tarih de bileceksiniz çünkü bazı şeylerin ezber yaşı vardır. 20 yaşından sonra piyanist olup nota, solfej öğrenemeyeceğiniz gibi 20 yaşından sonra tarih okuyup kronoloji falan da öğrenemezsiniz; Türkler kronoloji bilmez. Milattan öncesiyle, milattan sonrasını kademelendirmekte problem çekerler. Bunlar çok şarttır. Herkes için gerekli şeyler. Bunlar yapılacak ve girdiğiniz mesleği severek okuyacaksınız” ifadelerini kullandı. (DHA)

https://64k.net/media/dha_img/202504/68110b6e561c1.jpg