İstanbul - Ahmet Özer hakim karşısında - 1

Ayşe GÜREL / İSTANBUL (DHA) – TUTUKLANAN Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in, terör örgütüne üye olma suçundan yargılandığı davanın duruşması başladı. Özer savunmasında, " Benim irademin dışında üçüncü şahıslar arasında yapılan konuşmada adımın geçmesi nasıl mümkün olabilir Sırf bir insanın kendi iradesi dışında üçüncü şahıslar arasında adının geçmesi o kişiyi nasıl suçlu kılar, örgüt üyesi yapar."dedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 'Terör' soruşturması kapsamında 4 Kasım’da tutuklanan ve ardından görevden alınan, yolsuzluk soruşturması kapsamında ise, 'İhale yolsuzluğu' suçlamasıyla tekrar tutuklanan, görevinden uzaklaştırılan CHP’li eski Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in, 'Silahlı terör örgütü PKK/KCK üyesi olmak' suçundan 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı duruşma başladı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütülen davanın duruşması, salonunun yetersiz kalması nedeniyle Silivri Adliyesi 1 numaralı salonunda görülüyor. Duruşmaya, tutuklu sanık Ahmet Özer ile avukatları, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve çok sayıda partili katıldı.
Tutuklu sanık Ahmet Özer, 150 bin lira aylık geliri olduğunu söyleyerek, "Böyle iddialarla muhatap olmak, barışa ve bilime kendini vermiş biri olarak beni yaralıyor. Yaşamım boyunca insan haklarından, demokrasiden ayrılmadım. 2011 yılından itibaren PKK ve başka bir ideolojik düşünceyle bağlantım olmadı. Böyle birşeyle itham edilmek benim için zuldür. 'Adlarımız farklı olsa da soyadımız Türkiye’ye aittir' sözü mesela bana aittir. Bugün barış sürecinde yürütülenler, benim yıllarca savunduğum görüşlerdir. Bu süreçten memnuniyet duyduğumu belirtmek istiyorum. Benim burada bulunmamın birinci nedeni Esenyurt Belediye Başkanı olmamdır. Ben Esenyurt Belediye Başkanı olmasaydım üniversitelerde belki de rektör olacaktım, profesör olacaktım. Ben üniversitelerde olsaydım belki de beni barış sürecinde konuşma yapmaya çağıracaklardı. Ben Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atayacakları için buradayım. Eskiden beri 'Esenyurt’u alan İstanbul’u alır, İstanbul’u alan Türkiye’yi alır' denir. Bana bu yapılanlara Esenyurt halkının yüzde 80’i itiraz ediyor." dedi.
'BUNU BİLMEM MÜMKÜN DEĞİLDİR'
Özer, "Öncelikle burada benimle ilgili olup olmadığı belli olmayan bu iddiaların hiçbirini kabul etmiyorum. Ayrıca tanık 2019’da itirafta bulunmuş. Gizli tanık 2020’de itiraflarda bulunmuş. Madem o zamanlar itirafta bulunmuş, neden o zamanlar ismimi vermemiş. Hadi o zaman söylemediler, benim adaylığım ilan edildiğinde neden gidip emniyete konuşmamışlar. Ben Belediye Başkanı olduktan sonra, Türkiye’nin en büyük ilçesini yönetirken neden gidip ihbarda ve itirafta bulunmamışlar. Bulunamazlardı çünkü ne onlar beni tanıyor ne de ben onları. Bulunamazlardı çünkü olmayan bir şeyin itirafı, ifadesi de olmaz. Biliyorsunuz ki İmralı görüşmelerinde benim ismim geçiyor ki bu iddiaları kesinlikle reddediyorum. Benim irademin dışında üçüncü şahıslar arasında yapılan konuşmada adımın geçmesi nasıl mümkün olabilir Sırf bir insanın kendi iradesi dışında üçüncü şahıslar arasında adının geçmesi o kişiyi nasıl suçlu kılar, örgüt üyesi yapar. Bu akla, mantığa, hukuka uygun mudur. İkinci iddia taziye görüşmesi. Bir taziye telefonu nedeniyle suçlanıyorum. Van’da Mehmet Kaya’nın babası vefat etmiş. Mehmet Kaya’yı arıyorum, 'Başınız sağolsun, aileniz sizin gibi değerli evlatlar yetiştirdi' demişim. Meğerse bu Mehmet Kaya’nın iki kardeşi örgüt üyeliğinden içeride. Ben onlara bunu söyledim diye suçlanıyorum. Bunun neresi suç olabilir. HTS kayıtları iddiasına gelecek olursak, 694 teröristle görüşmüşüm. Takdir edersiniz ki aradığım kişilerin adli kayıtlarının olup olmadığını bilmem, görüşmelerden önce GBT araştırması yapamam. Kim nedir, bir yargılaması var mı, yok mu, adli işlem geçirmiş mi, geçirmemiş mi bunu bilmem mümkün değildir. Ayrıca bu 694 kişiyi ben mi aramışım, onlar mı beni aramış o da belli değil. Konuşmaların içeriği belli değil, ne zaman aramışım, aranmadan önce mi sonra mı adli işlemleri olmuş, bütün bunlar belirli değil" ifadelerini kullandı.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, soruşturma kapsamında Özer hakkında teknik takip ve iletişimin dinlendiği bilgisine yer verildi. İddianamede Diyarbakır D Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndaki aramada ele geçirilen dokümanda, örgüt elebaşı Abdullah Öcalan ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinden oluşan heyetin görüşmesi sırasında, Ahmet Özer’in de aralarında olduğu bazı akademisyenlerin 'Demokratik Özerklik' projesine katkı sunmak istediğini terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’a ilettikleri aktarıldı. İddianamede, Özer’in silahlı terör örgütüyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz edecek şekilde organik bağ kurarak terör örgütü üyesi olduğu anlatılarak, “silahlı terör örgütüne üye olmakö suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis istemiyle cezalandırılması talep edildi. (DHA)