İzmir'de Genel İş Sendikası üyesi belediye emekçileri 148 işçinin ücretsiz izne çıkarılmasını protesto etti
(İZMİR)- İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki İZENERJİ bünyesinde çalışan DİSK Genel İş Sendikası 148 işçinin işveren tarafından belirsiz süreli ücretsiz izne çıkarılmasına belediye emekçileri tepki gösterdi.
Sendika binası önünde toplanan yüzlerce belediye emekçisi, belediye yönetimine seslenerek ücretsiz izne çıkarılan 148 işçinin işlerine başlatılmadıkları takdirde 3 Şubat Pazartesi günü sabah saat 08:30‘da İzmir Büyükşehir Belediyesi Fuar 1 Nolu Hol’un önünde direnişe başlayacaklarını duyurdu.
Genel İş Sendikası İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Ercan Gül tarafından okunan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bildiğiniz gibi emekçiler her geçen gün daha da yoksullaşıyor, enflasyon yükseliyor ve işçilerin borçluluğu da her geçen gün artıyor. İşçiler geçinemiyor. Elbette bunun müsebbibi iktidar ve uyguladığı ekonomi politikalardır. Vergide ve gelirde adaletsizlik her geçen gün büyürken sermayeye kaynak aktarılmaya da devam ediyor. Bu koşullar altında işçilerin tek gelir kaynağı olan, alın terinin karşılığı olan ücretler aksadığında yaşanılan krizin yükü daha da dayanılmaz oluyor.
7-8 Ocak’ta İzmir Büyükşehir Belediyesi işçileri olarak iktidarın muhalif belediyeleri ekonomik kıskaç altına almasının bedelini emekçiler ödemesin gelin hep birlikte iktidarın bu baskısına karşı birlikte mücadele edelim diyerek sendikal hak ve özgürlüklerimizi kullanarak eylemlilik gerçekleştirdik. Ücretlerimizin ödenmesindeki gecikmelerin ve yaşanan aksaklıkların ivedilikle düzeltilmesi çağrısı da yaptık. Bu eylemlilikten sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin eyleme katılan işçilere yönelik tavrı ve hakkaniyetsiz uygulamaları ile karşı karşıya kalmaktan büyük bir üzüntü duyduk. Öncelikle yaşanan tüm sorunları diyalog yoluyla çözebileceğimizi belirtmek isteriz. Önceliğimiz elbette budur. İktidarın politikaları karşısında emek ve demokrasi mücadelesi bayrağını elinde tutan ve bu uğurda kurulduğu günden bugüne kadar bedeller ödeyen bir sendika olarak bu onurlu mücadelemizden de hiçbir zaman geri adım atmayacağımızın bilinmesini de isteriz.
"Bu yapılanlar sendikal hak ve özgürlükleri engellemektir"
Bakınız sendikal hak ve özgürlüğümüzü kullandığımız 7-8 Ocak tarihinden sonra belediye yönetiminin sendikamıza yönelik uygulamaları şunlar olmuştur: Sendikamızın örgütlü olduğu ESHOT Genel Müdürlüğü’ne ait olan 236 adet otobüs Belediye-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu İZULAŞ A.Ş’ye devretme işlemleri başlamıştır. Eyleme katılan işçilere tutanaklar tutularak disiplin süreci başlatılmıştır ki bu 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 'sendika özgürlüğünün güvencesi' başlıklı 25. maddesine aykırıdır. Bu maddeye göre; 'İşçiler, sendikaya üye olmaları veya olmamaları, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde işçi kuruluşlarının faaliyetlerine katılmaları veya sendikal faaliyette bulunmalarından dolayı işten çıkarılamaz veya farklı işleme tabi tutulamaz. İZENERJİ şirketinde çalışan 148 üyemiz, kendi rızası olmadan işveren tarafından belirsiz süreli ücretsiz izne çıkarılmışlardır. Ayrıca Kent Konseyi Müdürlüğü’nde çalışan 10 üyemiz 50 gün önce belirsiz süreli ücretsiz izne çıkarılmıştır. Bu uygulamalar yalnızca işçilerin haklarına değil, aynı zamanda Anayasa ile güvence altına alınmış temel özgürlüklere açık bir saldırıdır. Bu yapılanlar sendikal hak ve özgürlükleri engellemektir. Sosyal demokrat bir belediyeye yakışmayan tutum sendikamız açısından da kabul edilemezdir.
"Sendikal hak ve özgürlüklerine dokunmayın"
Tekrar altını çizmek isteriz ki gelin hep birlikte demokrasi mücadelesi, hak mücadelesini büyütelim. Gelin hep birlikte iktidarın uyguladığı ekonomik kıskaç karşısında omuz omuza mücadele verelim. Ancak emekçilerin haklarına, alın terlerine, sendikal hak ve özgürlüklerine dokunmayın. İşçilerin emeğiyle mücadelesiyle tercih ettiği üyesi olmaktan onur duydukları DİSK/Genel-İş’li olma hakkını bir meclis kararıyla oldu bittiye getirerek TÜRK-İŞ’e bağlı Belediye-İş Sendikası’na geçirmek hem işçilerin sendika seçme hakkına müdahaledir hem de anayasal haklarına aykırıdır. DİSK/Genel-İş Sendikası olarak, ülkemizin batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine, her alanda örgütlenme mücadelesi veren onurlu bir sendikayız. Amacımız, her işçinin örgütlenme hakkını kullanabilmesi ve işçi sınıfının hak ettiği yaşam ve çalışma koşullarına kavuşmasıdır. Bu uğurda, üyelerimizin haklı mücadelesinin sonuna kadar yanında olacağımızı bir kez daha vurguluyoruz.
"Baskılara boyun eğmiyoruz"
DİSK/Genel-İş olarak, işçilerin onurlu ve özgür bir şekilde sendika seçme haklarını savunmaya, baskıya karşı dayanışma içinde durmaya devam edeceğiz. İşçi sınıfının hak mücadelesini hiçbir baskı durduramayacaktır.
Şunu belirtmek isteriz ki haksız ve hukuksuz yere ücretsiz izne çıkarılan 148 arkadaşımız pazartesi günü işlerine başlatılmadıkları takdirde ve ESHOT’ta 236 otobüsün devir işlemleri durdurulmadığı takdirde örgütümüzün almış olduğu karar doğrultusunda 3 Şubat Pazartesi günü sabah saat 08:30’da İzmir Büyükşehir Belediyesi Fuar 1 Nolu Hol’ un önünde direnişimize başlayacağımızı belirtmek isteriz. Haklarımızı savunuyoruz, baskılara boyun eğmiyoruz."
"Ekmeği bölüşmeye hazırız"
Açıklamanın ardından söz alan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ise şunları söyledi:
"Biz bugün bu açıklamayı bu konu için yapmamalıydık. Biz bugün Çağlayan'da adliyede olmalıydık. Biz bugün İzmir Halk TV'nin önünde olmalıydık. Yani demokrasi, özgürlük ve dayanışma mücadelesini bu karanlık ceberut iktidara karşı yan yana olduğumuzu bildirmek için orada 'özgür basın susturulamaz' diye slogan atmalıydık. Yan yana durmalıydık. Ama geldiğimiz noktada bugün işçilerin, emekçilerin ekmeğiyle uğraşıyorlar. biz Avrupa sosyal şart yani İLO Sözleşmesi’ni imzalayan ülkelerden biriyiz. Bunu en çok savunan da sosyal demokratlardır, devrimcilerdir, sosyalistlerdir. Çalışma hakkına saygı duyulma hakkı. Avrupa Sosyal Şart'ın altı bölü dört maddesinde grev hakkı dahil toplu eylem hakkı düzenlenmiştir. Avrupa Sosyal Haklar Komitesi maddenin yorumunda grev hakkını sadece toplu sözleşme prosedürü sırasında ve bu prosedürle bağlantılı olarak kullanılmayacağını kabul etmektedir. Yani komiteye göre sadece toplu sözleşme değil, işçilerin sözleşmesinin ya da işçilerin hak bireyi ya da toplu eylem yapma hakkı vardır demiş ve Yargıtay 24. Daire bunu onaylamıştır. Ey sosyal demokrat avukatlar, ey sosyal demokratlar bu maddeyi de bilmeden bu işçiler eylem yapıyor, toplu eylem yapıyor diye işten atıyorsanız suç işliyorsunuz. Bunu da böyle bilin. Ayrıca bu belediyede işçi fazlalığı var deyip 148 artı 10 arkadaşımızı işinden, ekmeğinden ediyorsanız bizim bir teklifimiz var. Biz 22 bin çalışanız. Biz aylık yüz liramızı kesip bu işçilere para ödemeyecek kadar küçüldüyseniz zarar ediyorsanız biz kendi aylıklarımızdan 100'er lira kesip bu işçi arkadaşlarımızın çalışmasına ekmeği bölüşmeye hazırız. Bir de çok işçi var diyorlardı. Çok işçi var. Soruyorum arkadaşlar. Nisan ayından bugüne kadar İZTARIM, İZDOĞA'dan iş başı yapanları toplam 400 kişi olarak kabul ediyorum. Sadece İZENERJİ'ye bin 360 kişi 1 Nisan'dan sonra başlamış. 400 kişiyi kenara çıkıyorum. Neden bin tane insan aldınız? Madem fazlalık vardı. Bu işçi fazlalığı var da neden alıyorsunuz? İşçi sınıfını bölmek için yapıyorsanız bunu başaramayacaksınız. Biz pazartesi günü direnme hakkımızı kullanmak için fuarda toplanacağız.”