Kadınlar Antakya’dan seslendi: 2025 aile değil mücadele yılı olsun

Kadınlar Antakya’dan seslendi: 2025 aile değil mücadele yılı olsun

Burcu Özkaya Günaydın

(HATAY)- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla Hatay’da da kadınlar alanlara çıktı; taleplerini, sorunlarını haykırdı. Hükümetin, “2025 aile yılı olsun” söylemine tepki gösteren kadınlar, “Bu yıl mücadele yılı olsun” dedi. Antakyalı kadınlar, Suriye’de kadınların ve çocukların katledildiğini belirterek, buna sessiz kalınmaması çağrısı yaptı.

6 Şubat depremlerinde yerle bir olan Hatay’da da kadınlar bugün alanlara çıktı. Necmi Asfuroğlu Lisesi önünde toplanan kadınlar, insan hakları ve kadın mücadelesinde öncü kadınlardan olan, depremde hayatını kaybeden Hatice Can’ın yaşamını yitirdiği Rana Apartmanı'na yürüdü. Arapça 'Mara hirra hürriya", Kürtçe "Jin jiyan azadi" diyerek "Kadın, yaşam, özgürlük" sloganları atan kadınlar, alkış ve zılgıtlarla yürüdü.

Yürüyüşte, "Depremde ölüm de kadın cinayetleri de politiktir", "Bizi aileye feda etmenize izin vermeyeceğiz" pankartları taşındı.

Antakya Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu adına açıklamayı yapan Ümran Büyükaşık, erkek egemen sistemin medyasıyla, yargısıyla, polisiyle, iktidarıyla, kadınların ve LGBTİ artı bireylerin bedenlerine, emeklerine, kimliklerine, tüm yaşamlarına yönelik baskılarını, saldırılarını arttırdığını belirterek, toplumda bir şiddet sarmalının örgütlemeye çalışıldığını vurguladı.

"Topraklarımız yağmalanmak, demografik yapı değiştirilmek isteniyor"

Depremin ikinci yılını geride bırakırken kadınları hâlâ aydınlatılmayan, caddelerde, sokaklarda, her türlü şiddete, tacize, tecavüze, tehlikeye açık, güvensiz ortamlarda yaşamaya mahkûm eden bu düzene karşı mücadeleyi büyüttüklerini vurgulayan Ümran Büyükaşık, şöyle devam etti:

“Ekonomik krizin bedelini bize ödetmeye, bizi ev içine hapsetmeye çalışanlar, bu kez 6 Şubat depremi sonrasında yaşadığımız toprakların her bir karışını ranta ve talana açmakta; rezerv yasasıyla, barınma hakkımızı, yaşam hakkımızı elimizden almaya çalışmaktadır. Topraklarımızı, sosyal ve kültürel dokuyu bozarak ve demografik yapıyı değiştirerek yağmalamak istemektedir. Biz kadınlar depremin ilk gününden bu yana, kurduğumuz dayanışmalarla, 'Ma Rıhna Nıhna Hon' diyerek gösterdiğimiz iradeyi, bundan sonra da Antakya’yı yeniden inşa etmek için büyüteceğiz."

"Bizlere yerlilik ve millilikle kuşatılmış tek tip aile dayatılıyor"

Hükümetin "2025 yılı aile yılı olsun" çağrısına itirazları olduğunu belirten Büyükaşık, Antakyalı kadınlar olarak şöyle seslendi:

"Bizlere yerlilik ve millilikle kuşatılmış bir tek tip erkek egemen aile anlayışı dayatılmakta, geleneksel cinsiyet rolleri ve eril tahakkümü pekiştiren cinsiyetçi düzenlemelere 'aile yılı' denilerek kadınların emeği ve kimliği görünmez kılınmaya çalışılmaktadır. Aynı 'kutsal aile birliği'ni korumak adına, şiddete maruz kaldığımızda ise sessiz kalınmaktadır. Bizler, bizi ev içine hapseden, emeğimizi yok sayan, LGBTİ artı düşmanlığını derinleştiren bu çağrıyı kabul etmiyoruz. 2025 yılı aile yılı değil, 'kadınların mücadele yılı olacaktır' diyoruz.

"Yanı başımızda HTŞ kadınları kaçırıyor, buna sessiz kalmayacağız"

Suriye’de kadınların, çocukların, Alevi, Kürt, Dürziler olmak üzere Suriye halklarının katliama uğradığını belirten Büyükaşık, “Bugün bölgemizde halklara savaş dayatılmaktadır. Egemenler, kârlarına kâr kattıkları, daha da zenginleştikleri yetmezmiş gibi sömürüyü daha da arttırma ve savaş yoluyla sömürgeleştirmeyi hızlandırmaya çalışmaktadır. Bölge halklarının payına ise imha, inkâr ve katliam düşmektedir. Suriye’de HTŞ ve SMO çetelerinin iktidarı almasıyla Alevilere, Kürtlere, Dürzilere, Türkmenlere ve bütün Suriye halklarına saldırı ve katliam politikaları uygulanmaktadır. Son üç günde, Suriye’de Alevilere yönelik katliamların tırmanışa geçmiştir. Yanı başımızda HTŞ, sivilleri, Alevi kadınları kaçırıyor, infaz ediyor, binlerce insanı katlediyor. Ve Suriye’ye demokrasi getireceğini iddia edenler sadece izliyor. Buna asla sessiz kalmayacağız."

Kadınların dünyanın dört bir yanında Filistin’de, Sudan’da Rojava’da, Şili’de, Polonya’da başka bir yaşamı kurmak için direndiğini, mücadele ettiğini kaydeden Büyükaşık, Antakya’dan tüm direnen kadınları selamlayarak, mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.