Günlerdir suları akmayan Osmaniye konteyner çarşı esnafı, yetkililerden yardım bekliyor

(OSMANİYE) - Osmaniye'de Cebelibereket konteyner çarşısında bulunan esnaf, sularının akmadığını ve kimsenin kendilerine sahip çıkmadığını söyledi. Ev yemekleri dükkânı işleten esnaf Nagihan Başaran, susuzluktan bulaşıkları yıkayamadığını müşterilere yemek yapamadığını belirterek, "Dört günden beri sabah 8.30'da geliyoruz. Suları biriktiriyorum bulaşıkları öyle yıkıyorum. Öğlen yemeği çıkartamıyorum. Bizi neden cezalandırıyorlar? Bize bunun açıklamasını yapsınlar" dedi.
Osmaniye'de Cebelibereket konteyner çarşısında bulunan esnaf, suların günlerdir akmadığını ve perişan olduklarını söyledi.
Ev yemekleri dükkânı işleten esnaf Nagihan Başaran, şunları ifade etti:
"Sularımız dört gündür yok perişanız. Bulaşıklarımızı su biriktirip yıkıyoruz. Satış yapamıyoruz gelen müşterimize yemek çıkartıp veremiyoruz. Akşam iftar için hazırlık yapıyoruz. Yani çok perişanız. Sususuz... Bu böyle nereye kadar gidecek? Bunun sorumlusu kimse gelsinler. Ben geçen gün Vali Bey'in önüne çıktım Vali Bey'e anlattım. Kadınlar günü için yürüyüş yapıyorlarmış durumumu izah ettim. Ne olursunuz bize bir ses verin. Gelin bizi dinleyin dedim. 'Tamam' dediler ama dönüş yok. Kimse dönmüyor. AFAD'ı arıyoruz ama AFAD'dan ilgi yok. Hiç kimseden ilgi yok. Biz ne olacağız böyle? Bizim halimiz ne olacak. Dışarda bulaşıklarım öyle duruyor. Madem kadınlar günü ben kadın değil miyim? Biz insan değil miyiz? Bu kadar komşumuz insan değil mi biz ev geçindiriyoruz. Biz buraya çalışmaya geldik. Artık benim sinirlerim bozuldu. Dört günden beri sabah 8.30'da geliyoruz. Suları biriktiriyorum bulaşıkları öyle yıkıyorum. Öğlen yemeği çıkartamıyorum. Hiç oturmaksızın bu eziyet değil mi? Bu ramazanda yapılır mı? Afrika'da insanlara su kuyuları için para toplanıyor da biz kendi halkımız neden susuzlukla cezalandırılıyoruz. Bizi neden cezalandırıyorlar. Bize bunun açıklamasını yapsınlar.
"Kime gitsek kapılar suratımıza kapanıyor"
AFAD belediyeye atıyor. Belediye TEDAŞ'a atıyor. Bir türlü sorunu çözemiyoruz. Kime gitsek kapılar suratımıza kapanıyor. Gelsinler ilgililer kimse. Bunun çözümü neyse bulsunlar. Buraya keyfimizden gelmedik. Bizler depremzedeyiz. Bize denilen 'iş yapamıyorsanız çıkın gidin' buradan. Nereye gideceğiz? Ben burada üç kişi de olsa beklemek zorundayım. Benim kızım üniversitede. Ben o çocuğu okutmak zorundayım. O çocuk ayakta durmak zorunda. Ben oğlumu okutmak zorundayım. Ben evimi geçindirmek zorundayım. Nasıl yapacağız. Bu kadar kadın geldik buraya. Belediye başkanı caminin oradaki duvarı yıkacaktı söz verdi. Sizin burayı daha işlek hale getireceğim atıl durumdan kurtaracağım dedi hani nerde? Buraya her gelen bir vaatte bulundu. Geçen sene burada karanfiller dağıtıldı kadınlar gününde. Bu sene neden hatırlanmadık. Biz kadın değil miyiz? Biz emekçi kadınlar değil miyiz? Biz burada neyiz. Burası benim ekmek kapım. Bana çiçek vermesinler. Bana destek olsunlar. Biz işyerimizi pırıl pırıl yapıp evlerimizi geçindirmek istiyoruz. Yalancıktan bir kadınlar gününüz kutlu olsun demelerini istemiyorum. Güçlü kadın yok ben güçlü değilim. Ben çok yorgunum. Ben bu kadar ağır yükü kaldıramıyorum."
"Belediye başkanımızı biz buraya davet ediyoruz"
Konteyner çarşıda 108 esnaf olduğunu söyleyen ev yemekleri dükkanı işleten esnaf Özgül Fırtına ise şöyle konuştu:
"Suyumuz yok değil. Sadece bir hidroforun elektrik faturası ödenmedi diye bizi sudan mahrum bırakıyorlar. Bizim buranın elektrik faturasını belediye kabul etmiyor. AFAD kabul etmiyor. TEDAŞ da haklı olarak kesti. Burada herkesin kullandığı bir hidrofor var. Bu da elektrikle çalışıyor. Bu elektrik faturası ödenemiyor. Biz sahipsiz olduğumuz için bunlar oluyor. Belediye Başkanımız sağ olsun her yerde boy boy fotoğraf çekip atıyor. Helal olsun yapıyor ama bir sefer de buraya gel ya. Belediye başkanımızı buraya davet ediyoruz. Biz çok mağduruz. Çok rica ediyoruz bu sesimiz duyulsun. Buradaki arkadaşlarımız hepimiz aynı şekil zor durumdayız. Biz burada 108 esnafız. Hepimizde çok perişanız. Buradan lavabonun oraya gidin yirmi metre yaklaşamazsınız. Oralar leş gibi kokuyor susuzluktan. Biz hakkımızı istiyoruz. Biz ilgi alaka istiyoruz."
"Ben hak sahibiyim benden bunu almaya hakkı yok"
Konteyner çarşıda kuru temizleme dükkanı olan Sultan Seyhanlı ise "Biz keyfimizden gelmedik buraya. Dükkanlarımız yıkıldı. Olmayan dükkandan benden taksitini almayı biliyorsa devlet ben dokuz ay boyunca dükkanım kapalıyken benden vergiyi aldıysa bana da bu suyu vermek zorunda. AFAD'ın müdürü çıkıp da bize artistçe konuşma yapamaz. 'Biz sana ucu yanık mektup göndermedik buraya çağırmadık' diyor. Bu lafı bana söyleyemez. Onlar benim paramla bana hava yapıyor. Benim vergimle geziyor buralarda. Ondan karşıma geçip artistçe oturuyor. Maaşını bir gün alamasa acaba orda kaç gün durur. Biz eski müşterilerimizi buraya getirtmeye çalışıyoruz. Ucuz ucuz iş yapıyoruz. Siz pahalı yapıyorsunuz çekin gidin diyor bize. Elektriğimizi kestiler. Herkes aboneliğini aldı. Herkes faturasını ödüyor. Ben hak sahibiyim benden bunu almaya hakkı yok ama ben faturamı ödüyorum. Ne kazanıyorsam öderim razıyım dedim. Başka yerde hak sahiplerinden ücret almıyorlar bizden neden alıyorlar" ifadelerini kullandı.