Kadınlardan "normal doğum" tepkisi..."Çocuk işçi ölümleri gündemdeyken iktidar çocukları nasıl yaşatacağına kafa yormak yerine kadınların nasıl doğum yapacağına kafa yoruyor”

Kadınlardan "normal doğum" tepkisi..."Çocuk işçi ölümleri gündemdeyken iktidar çocukları nasıl yaşatacağına kafa yormak yerine kadınların nasıl doğum yapacağına kafa yoruyor”

HABER: Batuhan DÜKEL / KAMERA: Eylem Ladin DEĞER

(ANKARA)- Kadınlar, özel tıp merkezlerinde, tıbbi zorunluluk bulunmayan planlı sezaryen doğumlarını yasaklamasını ve iktidarın "normal doğumu" teşvik etmek gerekçesiyle yaptığı uygulamaları Ankara İl Sağlık Müdürlüğü önünde protesto etti. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Ankara temsilci Işıl Kurt "Ülkede çocuk işçi ölümleri gündemdeyken bu iktidar bu çocukları nasıl yaşatacağına kafa yormak yerine biz kadınların nasıl doğum yapacağına kafa yoruyor” dedi.

Sağlık Bakanlığı'nın, "normal doğumu" teşvik etmek gerekçesiyle, özel tıp merkezlerinde, tıbbi zorunluluk bulunmayan planlı sezaryen doğumlarını yasaklamasına tepki gösteren Genç Feministler Federasyonu ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Ankara İl Sağlık Müdürlüğü önünde iktidarı protesto ederek basın açıklaması düzenledi.

"Doğal olan kadınların kararına karışmamak" pankartı arkasında toplanan eylemci kadınlar basın açıklaması sırasında “Kararınız normal, bakanlık anormal”, "Sezaryanı değil cinayeti engelle" ve "Kadın cinayetlerini durduracağız" sloganlarını attılar.

Sivasspor-Fenerbahçe maçında, maç önces Sivasspor'lu futbolcuların sahaya “Doğal olan normal doğum” yazılı pankart açmasını hatırlatan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Ankara temsilci Işıl Kurt, iktidarın "normal doğum" söylemlerine tepki göstererek, “Bu pankartı onların eline verenlerse Türkiye’nin sağlığından sorumlu olan kurum Sağlık Bakanlığı. Sağlık Bakanı özür dilemek bir yana dursun kadınlar da bu maçları izliyor diye savunma yapmaya çalıştı. O maçları izleyen izlemeyen başka bir yöntemle doğum yapan veya doğum yapmamış kadınlar olarak diyoruz ki, ‘sizler bizim nasıl doğuracağımıza, bizlerin bedenlerimiz hakkında vereceği kararlara karışamazsınız, bunlar hakkında söz söyleyemezsiniz" dedi.

"Nerede kahkaha atacağımıza dair kurallar bitti; birde nasıl doğuracağımıza ilişkin kararlar mı başladı?"

Kurt, ayakta teşhis ve tedavi yapabilen sağlık kuruluşlarında artık planlı sezaryen doğum yapılamayacağına ilişkin resmi gazetede yayınlanan yönetmeliğe tepki göstererek şunları kaydetti:

"Daha dün bir yönetmelik gündeme geldi. Ayakta teşhis ve tedavi yapabilen sağlık kuruluşlarında artık planlı sezaryen doğum yapılamayacak. Yalnızca onların deyimi ile ‘normal doğum’ yapılabilecek. Bilimsel adıyla ise vajinal doğum. Peki neden vajinal doğuma, ‘normal doğum’ diyorlar? Çünkü ‘normal’ kurala uygun. Diyorlar ki, ‘kurala uygun doğum vajianal doğum’. Asla değil. Bizler kadınlar olarak nasıl doğuracağımıza ancak kendimiz karar veririz. Bu kuralları kimler belirliyor? Nasıl yaşayacağımıza, nerede ne giyeceğimize, nasıl nerede kahkaha atacağımıza dair kurallar bitti; birde nasıl doğuracağımıza ilişkin kararlar mı başladı?

"Bir kadın anne olmaya karar vermişse o çocuğu nasıl doğuracağına yalnızca kendisi karar verebilir"

Bu kararların hiçbirine bizim adımıza karar veremezsiniz. Normal olanı, doğal olanı biz size söyleyelim: Doğal olan kadınların kendi kararlarını kendileri verebilmesi. Doğal olan bizim kararlarımıza karışmamanız. Doğal olan, doğal ölüm ile ölebilmemiz. Eğer bir kadın anne olmaya karar vermişse o çocuğu nasıl doğuracağına yalnızca kendisi karar verebilir. Bu konu hakkında yalnızca hekimi tıbbi tavsiyeler verebilir."

Kurt, Türkiye'nin gündeminde "normal doğum" meselesinden daha önemli sıkıntılar olduğunun altını çizerek, sözlerine şu şekilde devam etti:

"Evleneceğiz. Çocuk doğuracağız birde bu çocuğu acılar içinde doğuracağız çünkü makul kadınlık, kutsal annelik bunu gerektiriyor. Çocukların nasıl doğacağını düşündüğünüz kadar nasıl yaşayacağını hiçbir zaman düşünmediniz. Yeni doğan bebekler öldürüldü. Daha bugün yeni doğan çetesinin duruşması vardı. Türkiye’de enflasyon savaş halindeki ülkelerden bile daha yüksek. Aileler açlık sınırının altında ücretler ile yaşam mücadelesi veriyor. Çocuklar beslenemiyor, çalışmak zorunda kalıyor. Ülkede çocuk işçi ölümleri gündemdeyken bu iktidar bu çocukları nasıl yaşatacağına kafa yormak yerine biz kadınların nasıl doğum yapacağına kafa yoruyor”

Kurt'tan sonra söz alan Genç Feministler Federasyonu Temsilcisi Damla Düşünmez de şu ifadeleri kullandı:

"Bilindiği üzere 19 Mart'tan bu yana mevcut hükümetin baskıcı politikalarına, antidemokratik tutumuna ve hukuksuz uygulamalarına karşı alanlardayız. Ancak görüyoruz ki bu uygulamalar son bulmamakta, aksine katlanarak ve farklı kesimleri hedef alarak devam etmektedir. Bugün de siyasi iktidarın, çok uzun bir süredir kadınlara çevirmiş olduğu oku daha fazla sivriltebilmek için yöntemler aradığını görüyoruz. 2025 yılının hükümetin ilan ettiği gibi kadınların içinde ne yaşadıklarının umursanmadığı 'Aile Yılı' değil, mücadele yılı olduğunu örgütlü mücadelemizle göstermeye devam ediyoruz. Sivassporlu futbolcuların üzerinde 'Doğal olan normal doğum' yazan pankartla maça çıkmaları ile başlayan 'normal doğum' dayatması, Sağlık Bakanlığı'nın yayınladığı yönetmelikle tıp merkezlerinde planlı sezaryen yapılmasını yasaklamaya çalışmasıyla devam etti. Bu uygulamalar apaçık bir şekilde 'Kadın bedeni üzerinde kararı biz veririz' mesajını vermek ve kadınların tercihlerini görmezden gelmektir. Kadın bedeni üzerinden yapmış olduğunuz bu baskıcı tutumları da, bu anormal yönetmelikleri de kabul etmiyoruz.

"Doğal olan, kadınların gözaltında cinsel tacize uğramamasıdır"

Kadınlar üzerinde kurmaya çalıştığınız bu baskılara teslim olmayacağız. Doğal olan doğum şekline siz değil, biz karar veririz. Doğal olan, kadınların gözaltında cinsel tacize uğramamasıdır. Siyasi iktidar bunu kriminalize etmeye çalışsa da biz gözaltında cinsel tacize uğrayan kadınları her gün konuşacağız. Doğal olan anayasal hakkını kullanan genç arkadaşlarımızın tutuklu olmamasıdır.Doğal olan hükümetin LGBTİQ+’ları hedef alan yasa tasarısıyla ayrımcılık yapmamasıdır.Arkadaşlarımızın hukuksuz bir şekilde cezaevinde olması, kadınların gözaltında cinsel tacizi yaşaması, demokrasi hakkımıza ve irademize darbe vurulması normal de, kadınların sezaryen doğurmaları mı anormal? Tutuklu arkadaşlarımız cezaevinden çıkana kadar ve kadınlar üzerindeki bu baskıcı tutumlarınız son bulana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Arkadaşlarımızı alacağız, kadınlar üzerinde kurmaya çalıştığınız kontrole karşı özgürlüğümüz için direneceğiz. Normal olan siz ve sizin politikalarınız değil. Normal olan kadınların istediği gibi yaşadığı, kararlarını hiçbir baskı olmadan özgürce verdiği bir yaşamdır."