Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden 6 Şubat anması... Rektör Çuvalcı: "Uygun teknikle yaparsanız, bilim ve aklı ortaya koyarsanız hiçbir kişi ölmez"
![Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden 6 Şubat anması... Rektör Çuvalcı: "Uygun teknikle yaparsanız, bilim ve aklı ortaya koyarsanız hiçbir kişi ölmez"](https://abone.ankahaber.net/static/image/a87581c5-4b82-4b7e-9028-9acd97ec70dd.jpg)
Haber: Esra Nur Pervan
(TRABZON) - 6 Şubat depremlerinin ikinci yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde anma programı düzenlendi. Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Hamdullah Çuvalcı, "Bu olaylar aslında öldürmüyor, insanı deprem öldürdü. Deprem, sel, heyelan değil eğer uygun tekniğine yaparsanız, bilim ve aklı ortaya koyarsanız hiçbir kişi ölmez" dedi.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ikinci yılında yaşamını yitirenler için Karadeniz Teknik Üniversitesi tarafından 15 Temmuz Demokrasi Alanı'nda anma programı düzenlendi. Anma programına, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Hamdullah Çuvalcı, Trabzon Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ahmet Yüksel Gülay, KTÜ Deprem ve Yapı Sağlığı UYGAR Müdürü Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık, Trabzon İl Afet ve Acil Durum Müdürü Mustafa Hüseyinpaşaoğlu katıldı.
Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Hamdullah Çuvalcı, deprem dönemi yapılan yardımlaşmadan ötürü gurur duyduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Dünyada ikinci büyük ölçekli bir deprem. Sabah 04.17’de oldu öğlen de oldu gece eşim hissetmişti 04.17’yi sabah öğlen de biz rektörlükteyken toplantıda avize sallandı, deprem oluyor dedik. 750 kilometre yaklaşık uzaklıkta ve biz hissettik oraları tabi düşünemiyorum. Tabi en önemlisi bu tür şeylerde can kaybı. Arabanız, eviniz, malınız geri gelir, canın yerini hiçbir şey tutmuyor. Bu arada tabi bizim Türk insanının yardımseverliği, merhameti Türk milleti kadar yardımsever bir millet yok. Ben gurur duyuyorum bir Türk vatandaşı olduğum için. Öğrencilerimiz hele o öğrencilerimiz bize yardım malzemeleri geliyor, onları tasnif ediyor öğrenciler sabaha kadar. Trabzon'da bin 500 aile evlerine açtı, Kredi Yurtlar Kurumu’nda kaldılar, bizim üniversitemizde sahil tesislerimizde, misafirhanemizde 100-150 aileyi misafir ettik. Büyük bir dayanışma sergilendi. Tabi bu olaylar aslında öldürmüyor, insanı deprem öldürdü. Deprem, sel, heyelan değil eğer uygun tekniğine yaparsanız bilim ve aklı ortaya koyarsanız hiçbir kişi ölmez. Şimdi ben düşünüyorum Japonya'da 7 küsur oluyor hiç belki birkaç kişi ölüyor ya değil mi ama bizde büyük bir depremdi ona ben katılıyorum kolay değil ama yine de biz bilimi ve aklı... İşte geçen gün yangında malumunuz işte orada göz göre göre insanlar yandı. Niye alarm sistemi çalışmadı. Eğer alarm sistemi çalışsaydı bir problem olur muydu? O İnsanlar zamanında kaçabilirlerdi. Tarih 6 Şubat’tan önce ve 6 Şubat’tan sonra diye yazılacak depremde. Tedbir, takdir önce tedbir alacağız, atımızı sağlam kazığa bağlayacağız ondan sonra dua edeceğiz. Ama biz daha çok diğerini tercih ediyoruz o daha kolay. Onun için bu işlerde bilimi ve aklı kullanmamız lazım."
"Biz büyük bir milletiz bizi hiçbir felaket yıldırmamıştır yıldıramaz"
Trabzon Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ahmet Yüksel Gülay ise Türk milletinin her zaman aynı ruhu ortaya koyduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Bu büyük felaketin ardından tarihin gördüğü en büyük birlik ve beraberlik ruhu doğmuş oldu. Biz her zaman o ruhu yaşıyoruz ama o deprem bize yeniden o ruhu yaşattı. Milletimizin Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda, 15 Temmuz'da olduğu gibi bir kez daha kenetlenerek tek yürek oldu. Biz büyük bir milletiz bizi hiçbir felaket yıldırmamıştır yıldıramaz. Hiçbir acı bizi birbirimizden ayıramaz. Tarih boyunca yaptığımız gibi yaralarımızı birlikte sardık, birlikte ayakta durmaya sarmaya devam edeceğiz inşallah."
"Maalesef Türkiye'nin yapı stoğu depreme hazır değil"
KTÜ Deprem ve Yapı Sağlığı UYGAR Müdürü Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık, Türkiye'nin yapı stokunun depreme karşı hazır olmadığını ve olası bir depremde aynı manzarayla karşılaşılabileceğini belirterek şöyle konuştu:
"Uzun zamandır deprem olduğu günden bugüne kadar yaklaşık 25 kişilik bir ekiple çalışıyoruz. Veriler bize şunu gösterdi. Maalesef Türkiye'nin yapı stoku depreme hazır değil. Şu an Türkiye'de nerede deprem olursa olsun karşılaşacak olduğumuz manzara maalesef aynısı olacak. Ben 2011 yılından itibaren Van depremini, Elazığ, Malatya depremi, Düzce depremi, İzmir depremi bütün depremlerde birebir gezmiş inceleme yapmış görevli olarak biri olarak söylüyorum. Bütün veriler 2011'deki Van depremi ile hemen hemen aynı. Belirli bir tarihten önceki yapılarımız maalesef depreme dayanıklı değil bırakın depremi, görüyorsunuz artık binalar deprem olmadan kendi kendilerine yıkılmaya başladılar. Bunun tedbirini bir an önce almak zorundayız. Aslında bu rakamlar bize gerçekten olası bir İstanbul depremindeki bazı ölü veya yıkılacak olan bina senaryoları var. Çok büyük rakamlar, 100 binlerce rakamlar bu rakamların gerçekten karşılaşılabilecek rakamlar olduğunu ortaya koyuyor. Buradaki en önemli notlardan bir tanesi de yıkılan binalar ve sorumlular biraz önce hocamız bahsetti hepimizin depremden sonra isimlerini ekranlarda gördüğümüz ve yüzlerce insanın belki de bin 700 ölünün olduğu bir site var düşünün, bin 700 vatandaşımızın hayatını kaybettiği siteler var. Bunlar Rönesans binaları, Ebrar siteleri bunlar hepsini örnek olarak başlangıç olarak sayabiliriz. Yüzlerce binanın teknik değerlendirme raporunu çalışma ekibimiz hazırladı hala hazırlamaya devam ediyor son aşamasına geldik. Bu da yine bakanlığımız tarafından onaylanan ve raporlarına hiçbir şekilde müdahale edilemeyen ekip olarak tanınıp bu raporların Karadeniz Teknik Üniversitesi imzası altında çıkmasının da öncüsü oldu bu ekip. Bu anlamda 2 yıllık çok yoğun bir mesainin de sonlarına gelmiş durumdayız."
Depremzedelere yardım için gittiği Adıyaman'a enkaz altında kalan ve KTÜ Sivil Savunma ekibi tarafından kurtarılan Yunus Fırat ise şöyle konuştu:
"Ben depremzedeyim Şanlıurfalıyım, Adıyaman'da arama kurtarma çalışmalarına gittim. Orada tıkanma aşamasına geldik. Karadeniz Teknik Üniversitesi Arama Kurtarma Ekibi bize yetişti. Tam nerede devlet diyeceğimiz zaman buradayız dediler, yardımcı oldular, orada insanları kurtardık, kardeş olduk onlarla. Kendi kendime düşündüm, dedim bu adamlarla Adıyaman’da bizi ne bir araya getirdi, düşündüm beni de oraya götüren merhametimdi, onları da oraya getiren merhametleriydi. Kısacası insan olmamız bizi bir araya getirdi."