Kartalkaya otel yangınında kızı ve torununu kaybeden Sema Şahin: ''Yaşamam gerekiyor. Ben bu davanın sonunu göreceğim''

Kartalkaya otel yangınında kızı ve torununu kaybeden Sema Şahin: ''Yaşamam gerekiyor. Ben bu davanın sonunu göreceğim''

(TBMM) - Kartalkaya'daki otel yangınını araştırmak için kurulan Meclis araştırma komisyonunun on üçüncü toplantısında, yangın faciasında yakınlarını kaybedenler konuştu. Yangında kızı ve torununu kaybeden anne Sema Şahin, "Bizim bu davamız çok yavaş ilerliyor. Bizler acılı insanlarız. Yaşamam gerekiyor. Ben bu davanın sonunu göreceğim. Bizim çocuklarımız geriye gelmeyecek" dedi. Komisyon Başkanı Selami Altınok, ''Çok zorlanıyorum. Dayanamadım çıktım elimi yüzümü yıkadım. Kendi çocuklarımızı, kardeşlerimizi, bütün arkadaşlarımızın adına söylüyorum. Nasıl değerlendirirsek öyle değerlendireceğiz. Ama biliyorum ki ne kadar adaletli yapmaya gayret edersek edelim işimizi sizin acılarınızı, annenin acısını, sizin acılarınızı dindirme şansımız yok'' ifadesini kullandı.

"Bolu Kartalkaya Mevkiinde Bulunan Bir Otelde Meydana Gelen Yangın Faciasının Tüm Boyutlarıyla Araştırılarak İlgili Kurum ve Kuruluşların Sorumluluklarının Tespit Edilmesi ve Benzer Olayların Önlenmesi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu" AK Parti Erzurum Milletvekili Selami Altınok başkanlığında toplandı. Komisyonun on üçüncü toplantısında yangın faciasında yakınlarını kaybedenler konuştu.

"Çocuğumun dişlerine baktım. ‘Evet bu benim çocuğum’ dedim. ‘En iyisi sizin cenazeniz’ dedikler bize"

Yangında kızı ve torununu kaybeden Anne Sema Şahin, "İlk başta çok samimi söylüyorum sizlere ölmeyi tercih ettim. Yaşamak istemedim. Verilen ilaçları almadım" sözleriyle yakınlarının faciada ölümünden sonra yaşadıklarını anlattı. Şahin, şunları söyledi:

"Kızlarımın yanına gitmek istiyorum dedim. Kendi mezar yerimi, kızlarımın yanında, kaldırım kenarına bir yer açtırdım, bir yer aldım. Hayatımı çocuklarıma adadım. Akabinde anne anne oldum, onlar için yaşadım. İlk günlerde çok metanetliydim ama şu gün 100. gün. Ben metanetimi yitirdim. Şırıl şırıl ağlıyorum. Şu aralar antidepresansız asla uyuyamıyorum. Uyuşuk vücudum 10 kilo aldı, sağlığımı kaybediyorum. Kızımın yüzünü gördüm. Siz bir mangal yakarsınız, mangal söner. İçin için yanar. O mangal kömürünü düşünün. Benim prensesim, koklayarak öptüğüm kızım yanmıştı. ‘Dişlerini açın bana’ dedim. Çünkü bizde genetik bir diş yapısı vardı. Çocuğumun dişlerine baktım. ‘Evet bu benim çocuğum’ dedim. ‘En iyisi sizin cenazeniz’ dedikler bize. Bizim bu davamız çok yavaş ilerliyor. Bizler acılı insanlarız. Yaşamam gerekiyor. Ben bu davanın sonunu göreceğim. Bizim çocuklarımız geriye gelmeyecek."

''Biz alev alev yanıyoruz''

Dayı ailesi fertleri adına söz alan Anneanne ise, ''Görünen şeylere göz kapatan insanların ben hakkımı helal etmiyorum. Zerre kadar suçu olanların cezalarını çekmelerini istiyorum. Çünkü o kadar acı çekiyoruz ki biz. Yani bunu çekmeyen bilmez. Öyle bir işkence içindeyiz. Onlar yandı. Biz alev alev yanıyoruz her gün. Her gece biz ben yerimde yatamıyorum. Bütün gece dolaşıyorum. Sızıyorsam sızabiliyorum. Yoksa yok yani. Böyle yaşayacağız yani. Ama alışamıyoruz. Yani buna göz yumanların en baştan en sona. Bizim yaşadığımızı yaşamalarını istiyorum. Fazla veya eksik değil. Aynı sınıf. Yani gerçekten baksınlar nasıl yaşanıyor? Yani böyle bir empati kurun. Acaba benim çocuklarıma böyle olsa ben ne yapabilirim? Düşüncesi bile sizi çıldırtır. Değil ki bazen ben düşünüyorum. Ya diyorum ben bunları nasıl kaldırabiliyorum acaba? Kusura bakmayın yani. O kadar doluyum, o kadar ki. Ama kesinlikle hakkımı helal etmiyorum. Ve zerre kadar şu kadarı bile herkesten çıksın. Yardımcı olan. Kim olursa olsun. Ve bu şeyi görmeyenler ve onları koruyanlar, hepsi dahil'' dedi.

Komisyon Başkanı Altınok: "Çok zorlanıyorum"

Dayı ailesi adına söz alan anneanneden sonra konuşan Komisyon Başkanı Altınok ise ''Çok zorlanıyorum. Dayanamadım çıktım elimi yüzümü yıkadım. O duyguları hepimiz yaşıyoruz. Eğer vicdanımız varsa, eğer toplumun vicdanı varsa, burada kime dokunduğu, kime dokunmadığı vallahi hiç umurumda değil. Çocuklarıma, yarın yüzlerine bakabilecek, ben de diğer arkadaşlarımız da onurlu bir görev yapmak istiyoruz. Burası bir mahkeme değil, üzerimize ne görev düşüyorsa müsterih olun. Elimizi vicdanımıza koyacağız. Kendi çocuklarımızı, kardeşlerimizi, bütün arkadaşlarımızın adına söylüyorum. Kendi adıma söylemiyorum. Nasıl değerlendirirsek öyle değerlendireceğiz. Ama biliyorum ki ne kadar adaletli yapmaya gayret edersek edelim işimizi sizin acılarınızı, annenin acısını, sizin acılarınızı dindirme şansımız yok. Kusura bakmayın onu beceremiyoruz ama emin olun. Hepimiz aynı duyguları, aynı acıları hissediyoruz. En azından empati yapmaya çalışıyoruz, ellerinizden öpüyorum'' ifadelerini kullandı.