Malatya Görgü, Kırlanğıç ve Karapınar mahalle sakinlerinden taş ocağı tepkisi…

Haber: Mehmet Duran ÖZKAN - Kamera: Erdal AKBUĞA
(MALATYA)- Malatya'nın Yeşilyurt ilçesine bağlı Görgü (Cafana) Mahallesinde işletilen taş ocağının kapasite artışı için bugün yapılan ÇED toplantısına mahalle sakinleri tepki gösterdi. Görgü Mahallesinden Ramazan Karadağ, ''Tarım işletiyoruz. Ancak bu Çevre Şehircilik’in taş ocaklarına vermiş olduğu izinler sonucunda sekiz tane köyümüze taş ocağı açtılar. Taş ocakları denetlenmiyor, verilen yetkileri görevlerini yerine getirmiyorlar, aksatıyorlar. Arazilerimiz yaşanmaz halde, ağaçlarımız öldü. Derdimizi anlatıyoruz, bizlere sahip çıkan yöneticiler yok" dedi.
Karayolları Genel Müdürlüğü’nün (KGM) Görgü Köyü’nde mevcutta işletilen taş ocağının kapasite artışını içeren Malatya Yeşilyurt İlçesi Görgü Mahallesi, Kırlangıç Mahallesi ve Karapınar Mahallesini de kapsayan ÇED toplantısı sunumuna köy halk tepki gösterdi. ÇED toplantısı, üç mahalle sakinlerinin şikâyetlerinin tutanaklara geçirilmesi ile son buldu. Bölge halkının şikayetleri, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği yetkileri tarafından tutanak haline getirilip, Bakanlığa sunulacak. Toplantıda söz alan Görgü Mahallesi Muhtarı Ayhan Yıldız, şunları söyledi:
''Vebal, il müdürlerinin sırtında, valinin sırtında, vekillerimizin sırtında. Malatya sahipsiz. Üç dört kişiye binlerce insanı peşkeş çekiyorlar. Dört beş mahalleyi peşkeş çekiyorlar. Rant sağlayacaklar. Nakliyeden, ulaşımdan kısmak için koltuğumuzun dibine, TOKİ’ye 500 metre uzaklıkta taş ocağı açıyorlar. Ben açık konuşuyorum, isterse on yıl değil, elli yılımı alacağını da bilsem, ben bu işin peşini bırakmam. 400-500 kişiyle de hodri meydan Ankara’ya yayan gideceğiz. Kâğıt fabrikasına gitmeden Tayyip Erdoğan sesimizi duyacak.''
"Endemik bitkiler vardı, hepsi yok oldu gitti"
Kırlangıç Mahallesi Muhtarı Özgür Düzgüner ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
''Burada toplanan insanların dedeleri, babalarının koyun kuzu yaydığı, hayal kurduğu topraklardı. Şimdi buralar talan edilmiş durumda. Bu bölgede neler vardı: Endemik bitkiler vardı, hepsi yok oldu gitti. Mahkeme tutanaklarında hepsinin kaydı var. Bu bölgede dağ keçileri vardı. İl Doğa Koruma Müdürlüğü, ‘Burada dağ keçileri yoktur.’ diye ÇED sürecinde rapor verdi. Biz bunları foto kapanlarla görüntüleyerek ispatladık. İl müdürlüğüne rağmen, bölge müdürlüğü, ‘Evet, burası dağ keçilerinin yaşam alanıdır’ diye bir yazı verdi. Burada sorgulamamız gereken şu: İl müdürlüğü burada yok derken, bölge müdürlüğü neden var diyor?''
Toplantıda söz alan Karapınar Dayanışma Derneği Başkanı İbrahim Fehmi Kütan, ''Her türlü canlının isyan ettiği bir noktadayız. Bu çevrede canlıların yaşama olanağı kalmamış durumda. Bu memleketin tüm taş ocaklarının taş, toprak, dolgu malzemesinin tamamının Görgü, Karapınar, Kırlangıç üçgeni içerisinde karşılanmasına gerek yoktur'' dedi.
"Köyümüze sekiz taş ocağı açtılar"
Görgü Köyü’nden Ramazan Karadağ, şunları söyledi:
''Tarım işletiyoruz. Ancak bu Çevre Şehircilik’in taş ocaklarına vermiş olduğu izinler sonucunda, sekiz tane köyümüze taş ocağı açtılar. Taş ocakları denetlenmiyor, verilen yetkileri görevlerini yerine getirmiyorlar, aksatıyorlar. Arazilerimiz yaşanmaz halde, ağaçlarımız öldü. Derdimizi anlatıyoruz, bizlere sahip çıkan yöneticiler yok. Buradaki yöneticiler de bizi muhtemelen öyle değerlendiriyoruz, merkezden aldıkları talimatı olduğu gibi burada uyguluyorlar, bizleri dikkate almıyorlar. Burada yapılmak istenen, açacakları taş ocaklarını genişletecekler. Taş ocaklarına bizden onay vermemizi, noter olmamızı, konu mankeni olmamızı istiyorlar. Oysa ki biz burada feryadımızı dile getiriyoruz. Diyoruz ki siz var olan taş ocaklarınızı önce bir kaldırın. Depremden zarar gören depremzedelere köyümüzde TOKİ konutları yapıldı. TOKİ konutları, kentleşmeden sorumlu Çevre Şehircilik İl Müdürü tarafından burada bir kere denetlenmemiş. Bütün tozlar, topraklar TOKİ’lerin de içinde, arazilerimizin de içinde. Kapılarımızı açamıyor, camlarımızı açamıyoruz, sağlığımız bozuldu.''
"Nefesimiz daralıyor"
Görgü Mahallesi’nde yaşayan engelli bir vatandaş, ''Çafana Köyü’nde (Görgü Mahallesi) oturuyorum. Bizim sınır, tam taş ocağının altı. Bembeyaz toz! Sulama yok, bir şey yok. Ama şimdi bir de üstümüze bir ek daha yapacaklarmış. Ona da biz engel olmak için, işte vatandaşımız toplandı. Ama hiç kimseye sesimizi duyuramıyoruz, gücü yeten yetene. Kimin gücü kime yetiyorsa, o şekilde gidiyor. Yiyen yiyene… Milletvekilimiz yok, bizi savunan yok, sahipsiziz. Bugün 4-5 tane köy var, bu köylerde hiç yaşayacak kimse yok mu? Bak, engelli adamım. 5 dakika bir hava almak için gideyim oraya, ama hava alamıyorum. Nefesimiz daralıyor. Astım olmuşuz” ifadesini kullandı.
Görgü Mahallesi’nde hayvancılık yapan Nurettin Mutlu ise yaşadıklarını şöyle anlattı:
''Orada bin tane ufak baş, büyükbaş hayvanımız vardı. Şu an git, bizim 50 tane hayvandan başka hayvanımız yok. Ve bizim kuzularımız, hayvanlarımız zehirlendiği için Elazığ’a laboratuvara gönderdik. Taş ocağının, maden ocağının, patlamanın yüzünden öldüğünü söyledi. Biz bunları kurumlara bildirdik, ‘Gidin, bildiğiniz yere şikayet edin’ dediler. Biz şikâyet ettiğimiz için, adamlar bastırdığı için, bizi tekrardan bitirdi. Benim taş ocağıyla aramda metre var. 500 metreye gelsinler, kendi ailesiyle orada bir hafta otursunlar, ben hiç taş ocağına sesimi çıkarmayacağım. Ben sebze ektim, sebzenin üstü komple toz."