MHP’li Semih Yalçın: MHP ve Cumhur İttifakı olarak, TÜSİAD’ın muhtıracılık oynayıp, siyasete ayar vermesine müsaade etmeyiz

MHP’li Semih Yalçın: MHP ve Cumhur İttifakı olarak, TÜSİAD’ın muhtıracılık oynayıp, siyasete ayar vermesine müsaade etmeyiz

(ANKARA)- MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, "TÜSİAD, 21. yüzyılın gerek ve ihtiyaçları doğrultusunda yeni ürünler piyasaya sürmek; paranın, malın ve sermayenin gücünü yatırım, istihdam ve üretime harcamak yerine, karamsarlık, ümitsizlik ve iktidar düşmanlığı satmaya başlamıştır. Biz onun cemaziyülevvelini iyi biliriz. TÜSİAD, Türkiye’ye rejim değişikliği ve taksim dayatma hadsizliğinden sabıkalıdır. TÜSİAD; dış mihrakların, küresel aktörlerin kaldıracı olmaya çalışmaktadır. MHP ve Cumhur İttifakı olarak, TÜSİAD’ın muhtıracılık oynayıp siyasete ayar vermesine müsaade etmeyiz." dedi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın sosyal medya hesabı üzerinden gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Yalçın açıklamasında şunları kaydetti:

"Başını CHP’nin çektiği felaket tellalları taifesinin, bir süredir Türkiye’de ve dünyada hüküm süren güncel gerçeklerle mevcut dinamikleri bir tarafa bırakarak suni gündem üretmek üzere sırt sırta vermesini ibretle takip ediyoruz.Kamuoyunun duygusal istismarı anlamına gelen bu çıkarcı yaklaşım, esasen seçmene veya daha geniş anlamda halka uygulanan bir nevi psikolojik şiddettir. Maksat; ülkenin mevcut sorunlarına çözüm üretmek ve toplumsal gerginliği azaltarak dayanışma kültürünü güçlendirmek yerine, münferit tepkileri kaşıyarak kitleselleştirmek ve memnuniyetsizler güruhunu genişletmektir.

"Yerel ve küresel kazanımların Cumhur İttifakının hanesine yazılmasını engellemektir"

Ülkede iyi giden şeylerin, yapılan güzel işlerin, atılan başarılı adımların, Türkiye’nin kaydettiği önemli gelişmelerin, yerel ve küresel kazanımların Cumhur İttifakının hanesine yazılmasını engellemektir. Bu, politikada bir siyasi partinin başvuracağı en kolay, en ucuz ve çıkarcı yol, bir kuruluş veya sivil toplum örgütünün referans alacağı en basmakalıp yöntemdir.Benzer metotlar siyasette ve sivil hayatta defalarca denenmiş, yararsızlığı birçok kere görülmüştür.

"CHP’nin, AB ülkelerindeki aşırı sağcı partilerden farkı kalmamıştır"

Tıpkı onlar gibi CHP de mevcut problemlere çözüm aramak şöyle dursun, bunları istismar ederek; husumeti, ırkçılığı, ayrılıkçılığı, kin ve nefreti körükleyerek politik başarı sağlamaya çalışmaktadır. CHP, Türkiye’nin, bölgenin ve dünyanın gerçeklerinden kopuk, hayal dünyasında yaşayan, kendi yalanlarına inanan bir muhalefet anlayışıyla hareket etmektedir. Hukukun üstünlüğünden “DEM” vuran, Türkiye’de hukukun siyasallaştığını öne süren CHP, yasadışı fiil ve davranışlar karşısında yargının görevini yapmasından şikâyetçi olmaktan da geri kalmamaktadır. Aynı CHP; 12 Eylül cuntasının eseri olan 1982 Anayasası’nın değiştirilmesi için yıllardır Cumhur İttifakınca yapılan çağrılara kulak tıkadığı hâlde, halk iradesiyle iş başına gelen iktidarın icraatını, cuntanın elebaşı Kenan Evren’le bağdaştırma çelişkisine düşmektedir.

"Genel Başkanımızın yaptığı çağrının ne kadar yerinde olduğu, son yaşanan hadiselerle açıkça görülmüştür"

Nereden baksanız tutarsızlığın, nasıl görseniz çürümenin pençesinde kıvranan CHP, parça parça elde kalmakta, tel tel dökülmektedir. Prematüre cumhurbaşkanı adaylığı sancısı da CHP’nin içine yuvarlandığı kısırlık ve açmazın bir başka boyutudur. Politikada birlikte yol yürüdüğü siyasi partileri de aynı çıkmaz sokağa sürükleyen CHP, MHP’nin siyasi obstrüksiyonları ortadan kaldırmak üzere attığı adımları ise algılayamamaktadır. İdrak yoksunu CHP yönetimi, Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin son tarihî çağrısının önemini kavrayamamıştır. Oysa Türkiye’de terörün tamamen bitirilmesi, dışarıda da Türkiye’nin güvenliğine yönelik tehditlerin kalıcı olarak ortadan kaldırılması için Sayın Genel Başkanımızın yaptığı çağrının ne kadar yerinde olduğu, son yaşanan hadiselerle açıkça görülmüştür.

Van Büyükşehir Belediye Başkanının görevden uzaklaştırılması sonrasında, CHP’nin de desteklediği organize eylemlerde sahne alan vatan hainlerinin, “Yaşasın İsrail!” diye slogan atması karşısında, kamuoyundan “Meğer Devlet Bahçeli ne kadar haklıymış.” diye tepkiler yükselmiştir.CHP’nin değirmenine su taşıyan yandaş medya da bu partinin yaşadığı psikolojik travma ve savrulmayı bir virüs gibi kapmıştır. CHP yanlısı gazeteler tarafından, ülkede sürekli karamsar bir tablo varmış gibi manşetler atılmakta, televizyonlar da ümitsizlik ve panik havası pompalamaktadır.

"TÜSİAD; CHP’ye politik sermaye ve cephane desteği sağlama çabasına girmiştir"

Türkiye’nin gerçeklerinden kopuk CHP’li medya, kör ve sağır gulyabaniler korosu gibi ürkütücü gürültüler çıkarmaktadır. Bu iç karartıcı yarış, müdahalecilik ve vesayet özlemiyle yanıp tutuşan TÜSİAD başta olmak üzere, bazı sicilli sivil toplum örgütlerini de tahrik etmiştir. Öyle ki yaraları depreşen, paslı dişlilerine yağ kaçan TÜSİAD; CHP’ye politik sermaye ve cephane desteği sağlama çabasına, delinin aklına taş düşürme gayretine girmiştir.

"TÜSİAD, yılana ağı veren, hırsıza yol belleten pozisyonunu aniden hatırlamıştır"

TÜSİAD, tıpkı eskiden olduğu gibi, enerji, fikir ve proje üreteceğine, aslî hedeflerini bir yana bırakıp kötümserlik istihsal etmeye başlamıştır. TÜSİAD, 21. yüzyılın gerek ve ihtiyaçları doğrultusunda yeni ürünler piyasaya sürmek; paranın, malın ve sermayenin gücünü yatırım, istihdam ve üretime harcamak yerine, karamsarlık, ümitsizlik ve iktidar düşmanlığı satmaya başlamıştır. Biz onun cemaziyülevvelini iyi biliriz. TÜSİAD, Türkiye’ye rejim değişikliği ve taksim dayatma hadsizliğinden sabıkalıdır.TÜSİAD’ın, bölücü terör örgütü PKK’nın talepleri doğrultusunda Türkiye’ye Bask modeli önermeye cüret ettiği günleri henüz unutmadık. Neyse ki bu kuruluş, bütün sanayicileri ve bütün iş dünyasını temsil etmemektedir. Onların tamamının görüşlerini ve kamuoyunda hâkim kanaatleri yansıtmamaktadır.

"TÜSİAD, bir avuç para babasının, küçük bir mutlu azınlığın sözcülüğünü yapmaktadır"

TÜSİAD, bir avuç para babasının, küçük bir mutlu azınlığın sözcülüğünü yapmaktadır. Halkın değil, bir grup imtiyazlının hukukunu savunmaktadır. TÜSİAD, dış mihrakların, küresel aktörlerin kaldıracı olmaya çalışmaktadır.Bu vesileyle tekrar edelim: Siyaset üzerinde sulta tesis etme, siyasi partilerin ve hükümetin ensesinde boza pişirme çabası boşunadır. TÜSİAD, Türk sanayii ve iş dünyasının meselelerine eğilmek yerine burnunu siyaset işlerine sokmaktan vazgeçmelidir. Politikaya pek meraklı TÜSİAD yöneticilerine soruyoruz: Türkiye’nin güvenliği ve esenliği için tank, top, tüfek mi ürettiniz?

"MHP ve Cumhur İttifakı olarak, TÜSİAD’ın muhtıracılık oynayıp siyasete ayar vermesine müsaade etmeyiz"

Uçak mı yaptınız? Yapay zekâ, nükleer enerji ve uzay teknolojileri alanında yatırım yapıp gençleri teşvik mi ettiniz? Halkın refahını temin, fakirliğin en aza indirilmesi için kendi zaviyenizden hangi girişimlerde bulundunuz? Üstünüze vazife olmayan işlere karışmaktan başka, bu devlete, bu ülkeye ne verdiniz? Halktan söğüşlediğinizi halka geri mi verdiniz de, kendinizde ikide bir siyaset ve hükümet üzerinde vesayet tesis hakkı görüyorsunuz?Bilinmesini isteriz ki MHP ve Cumhur İttifakı olarak, TÜSİAD’ın muhtıracılık oynayıp siyasete ayar vermesine müsaade etmeyiz. Hem hukuktan söz eden, hem de hukuku çiğnemede suç örgütleriyle yarışan CHP’nin kamuoyunu manipüle etmesine seyirci kalmayız.Ayrıca söylenenlerden söylenmeyenlerin çıkarılmasını, siyasetteki yapıcı yorumların fırsata çevrilmeye kalkılmasını onaylamayız. Barış ve kardeşlik adı altında yeni bir çözüm süreci tesis etmeye çabalayanların ve demokratik özerklik hayalleri kuranların heveslerini kursaklarında bırakırız. Unutulmasın: Türkiye bir ve bütündür.Milletimiz, çeşitli siyasi bahaneler ve kurmacalarla egemenlik haklarının paylaşılmasına asla izin vermeyecektir."