Murat Emir, AYM'nin Can Atalay'ın kararının okunmasını değerlendirdi: “Meclis Başkanvekili, Anayasa’ya aykırılığı gidermek üzere kararı okutmuştur”

Murat Emir, AYM'nin Can Atalay'ın kararının okunmasını değerlendirdi: “Meclis Başkanvekili, Anayasa’ya aykırılığı gidermek üzere kararı okutmuştur”

(ANKARA) - CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca’nın, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde bulunan Gezi davası hükümlüsü Can Atalay hakkındaki kararını Genel Kurul'da okutup Meclis'i kapatmasına ilişkin tutumunu Meclis usulüne uygun bularak tebrik etti. Emir, “Demokrasiye ve milli iradeye inanan herkesin, Can Atalay’ın gelip görevini yapması için gereğini yapması gerekir. Bugün yapılan işlem, Meclis usulüne uygundur. Meclis Başkanvekili, gündeme hakimdir ve bu adaletsizliği, bu milli iradenin hiçe sayılışını, bu Anayasa’ya aykırılığı gidermek üzere Anayasa Mahkemesi kararını okutmuştur” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, TBMM’de düzenlediğı basın toplantısında, TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’e acil şifalar diledi. Emir, TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca’nın, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde tutuklu bulunan Can Atalay hakkındaki iade kararını Genel Kurul'da okutup Meclis'i kapatmasını usule uygun bulduğunu belirterek, bu tutumu tebrik etti. Emir, “Sayın Sırrı Süreyya Önder’e şifalar dilediğimiz ve kendisi ile duygularımızı birleştirdiğimiz 86 milyon adına, ona iyi dileklerimizi, ve yaşama tutunması adına duygularımızı ilettiğimiz bir günde, demokrasiden yana tutum alan çok değerli Meclis Başkanvekilimiz Gülizar Biçer Karaca’yı yaptığı bu işlerden dolayı tebrik etmek istiyorum” diye konuştu.

“Milli egemenliğin, tecelligahı TBMM’dir”

“Milli egemenliğin, tecelligahı TBMM’dir” diyen Emir, şunları söyledi:

"Bilindiği gibi Şerafettin Can Atalay, şu anda fiilen cezaevinde tutuklu bulunduğu için gelip yemin edememekte ve milletvekili görevini yapamamaktadır. Seçildiği günden beri 28’inci dönem milletvekilleri, bir eksikle görev yapmak durumunda kalmıştır. Oysa Şerafettin Can Atalay hakkında tam üç Anayasa Mahkemesi kararı bulunmaktadır. Bu kararlara göre Şerafettin Can Atalay, mevcut yasalar içerisinde seçilmiş, Hatay halkının iradesiyle milletvekili olmuş ve bu nedenle de hakkındaki yargılamanın durdurulması, tahliyesini, sağlanması ve yargılamanın bekletilerek, milletvekilliği görevi bittikten sonra devam edilmesine Anayasa Mahkemesi karar vermiştir. İki kez bu karar vermiştir.

“Meclis’te hukuksuz bir biçimde, Can Atalay’ın milletvekilliği düşürülmüştü”

Sonrasında, Yargıtay Üçüncü Ceza Dairesi’nin, hukuksuz biçimde Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımaması, hatta değerlendirmeyi hak eden bir hukuki karar niteliğinde dahi bulmaması, hatta Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunacak kadar hukuk dışına çıkması sonrasında Meclis’te hukuksuz biçimde, Can Atalay’ın milletvekilliği düşürülmüştü. Buna karşı Anayasa Mahkemesi’ne yapılan yeni başvuruda, Anayasa Mahkemesi, Atalay’ın milletvekilliğinin Meclis’te düşürülmesi işleminin yok hükmünde olduğunu karara bağlamıştı.

“Can Atalay, milletvekilidir, seçilmiştir”

Yani şu haliyle Anayasa Mahkemesi’nin iki ısrarlı kararı ve düşme kararını yok hükmünde olmasını tespit eden kararı ile Can Atalay, milletvekilidir, seçilmiştir. Dolayısıyla şu anda, Anayasa Mahkemesi’nin kararındaki tanımıyla söylüyorum, fiilen cezaevinde tutulmaktadır, hukuken değil.”

“Meclis Başkanı’na düşenin, Yargıtay’dan gelen tezkereyi okutup hukuksuz biçimde Can Atalay’ın milletvekilliğini düşürmek yerine, demokrasiden ve milli iradeden yana bir tutum almasını beklerdiğini” belirten Emir, “Söz konusu olan şudur; anayasa tanımaz bir idare, anayasa tanımayan bir Yargıtay ve anayasa koruması gereken Meclis Başkanlığı görevini yapmamıştır. Bu bir yargısal kriz olarak başlamış ama sonrasında bir devlet krizine dönüşmüştür” dedi. Emir, şöyle devam etti:

"Bugün yapılan işlem, Meclis usulüne uygundur"

"Anayasa Mahkemesi kararını veriyor ama Anayasa Mahkemesi’nin icrai kabiliyeti olmadığı için Yargıtay’a giden karar, iki kilometre ötedeki Meclis’e gelemediği için Can Atalay, 18 aydır hapiste. Hatay halkının iradesi hapiste, bu meclisin bir üyesi hapiste. Dolayısıyla bu Meclis’teki herkesin, her bir milletvekilinin, her bir meclis başkanvekilinin, tabii ki Meclis Başkanı’nın, demokrasiye ve milli iradeye inanan herkesin, Can Atalay’ın gelip görevini yapması için gereğini yapması gerekir. Bugün yapılan işlem, Meclis usulüne uygundur.

Meclis Başkanvekili, gündeme hakimdir ve bu adaletsizliği, bu milli iradenin hiçe sayılışını, bu Anayasa’ya aykırılığı gidermek üzere Anayasa Mahkemesi kararını okutmuştur. Şu haliyle Meclis’in gündeminde, Başkanlık Divanı Bildirisi olarak Can Atalay’ın milletvekili olduğu, seçme seçilme hakkına uygun olarak ve kişi özgürlüğü ve hürriyeti hakkına uygun olarak şu anda gelip görevini yapıyor olması gerekir.

“Demokrasiden yana olan herkes eninde sonunda kazanacak”

Bir Meclis’in bu kararı okutmasından daha doğal bir şey olamaz. Anayasa Mahkemesi Yargıtay’a yazıyor, Yargıtay, Meclis’e göndermiyor diye bir milletvekili iki yıl hapiste tutulamaz. Burada yapılan tutum, meclis başkanvekili yaptı tutum usule, iç tüzüğe, Anayasa’ya uygundur.

Anayasa’yı çiğneyenler, yok sayanlar, Anayasa Mahkemesi kararını tanımayanlar, bilsinler ki demokrasiden yana olan herkes eninde sonunda kazanacak, kazanacağız. Bu hukuksuzluğa, bu anayasa tanımazlığa, milli iradeye saygısızlığa, darbeci anlayışa, bir milletvekiline hapiste tutacak kadar milli iradeye saldıran anlayışa asla boyun eğmeyeceğiz. Şu haliyle meclisin gündeminde Can Atalay’ın Anayasa Mahkemesi kararında ifade edildiği gibi tahliye edilmesi, hakkındaki yargılamanın durması, gelip görevini yapmasının yerine getirilmesi gibi bir görevi vardır. Bu görev de öncelikle meclis başkanımıza düşmektedir."