Özelleştirmeye karşı çıkan Çayırhan madencileri eylemlerine devam ediyor… MADEN-İŞ Genel Başkanı Akçul: “Madenciler ‘ölmek var, dönmek yok’ diyor”

Özelleştirmeye karşı çıkan Çayırhan madencileri eylemlerine devam ediyor… MADEN-İŞ Genel Başkanı Akçul: “Madenciler ‘ölmek var, dönmek yok’ diyor”

HABER: Batuhan DÜKEL - KAMERA: Berkin GÜLSOY

(ANKARA) - Ankara’nın Nallıhan İlçesindeki Çayırhan Termik Santrali ve Maden Ocağı’nın özelleştirilmesine karşı çıkan madenciler sabah vardiyası ile madenin önünde eyleme başladı. Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul, "Madenciler ve enerji işçileri aylardır direndi, bugün de direniyor ve 'Ölmek var, vazgeçmek yok' diyor" dedi. Basın açıklamasından kısa bir süre sonra fenalaşarak yere yığılan Akçul, ambulansla hastaneye kaldırıldı.

Ankara'nın Nallıhan ilçesindeki Çayırhan Termik Santrali ve Maden Ocağı'nın özelleştirilmesine karşı çıkan ve 20 Kasım 2024'te kendilerini madene kapatarak 9 gün özelleştirilmenin iptali için direnen ve Ankara'ya yürüyüş kararı alan maden işçileri, Çayırhan’dan Beypazarı’na ulaştıkları sırada hükümet yetkilileri, Çayırhan Termik Santrali ve Maden Ocakları’nın özelleştirilmesi ve varlık satışını 4 Mart 2025'e erteledi. Bu nedenle yürüyüşlerine ara veren işçiler, 10 Şubat’ta Beypazarı'ndan Ankara'ya doğru yürüyüşe yeniden başlamış, 13 Şubat'ta Ankara’ya ulaşan işçilerin talepleri yine kabul görmemişti.

Bunun üzerine maden işçileri, bu sabah vardiyasıyla birlikte Çayırhan Maden Ocağı’nın önünde toplanma kararı aldı. İşçiler, Maden Ocağı’na, jandarma ekiplerinin kurduğu barikat nedeniyle yaklaşamadı. Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul’un girişimleriyle jandarmanın güvenlik barikatı kaldırıldı.

Varlık satışı ve özelleştirme iptal edilene kadar madenin önünde eylemlerini sürdürme kararı alan maden işçileri, havanın soğuk olması nedeniyle ateş yakarak ısınmaya çalıştı.

Madenin önünde basın açıklaması yapan Maden-İş Genel Başkanı Nurettin Akçul, aylardır Çayırhan Termik santrali ve maden sahalarının özelleştirilmesi ve satışına karşı mücadele verdiklerini belirterek, "Madene kapandık olmadı, çadır nöbeti tuttuk olmadı, karda, ayazda kilometrelerce yürüdük olmadı. 'Buranın özelleştirilmesi, bir nevi ölüm fermanımızı imzalamak' dedik olmadı" diye konuştu.

“Hiçbir siyasi otoritenin maşası değiliz”

Hiçbir siyasi otoritenin maşası olmadıklarını söyleyen Akçul, şöyle devam etti:

"Ne yapsak ne etsek kendimizi yetkililere anlatamadık, bizi duymazdan geldiler, görmezden geldiler. Sevdiklerimizi toprağa gömdük ama hep direndik. Yeri geldi can verdik, yeri geldi sevdiklerimizi toprağa gömdük ama hep direndik, hep ürettik, hep ayakta kaldık. Hiçbir siyasi otoritenin maşası değiliz. Hiç kimsenin yönlendirmesi ya da kışkırtmasıyla hareket edecek kadar cahil değiliz. Kimse kendine, eylemlerimizden bir pay çıkarmasın. Kimse haklı mücadelemizden nemalanmaya kalkmasın. Bu bir ekmek davasıdır. Bu, çocuklarımızın geleceğine, alın terimize, iş yerimize ve ekmeğimize sahip çıkma davasıdır. Biraz olsun vicdanı ve merhameti olan yetkililer, Nallıhan’a bir gidin, Çayırhan’a, Beypazarı’na bir gidin. Buradaki ailelerle , yöre halkıyla bir görüşün. Lojmanlara gidin. Çocukları görün. Lojmanda kalan çocukların gözlerindeki o masumiyeti okuyun, babalarına ne olacak, kendileri nerede kalacak sorularının şaşkınlığını o gözlerden bir okuyun. Okuyamıyorsanız dinleyin. O çocukları, o aileleri bir dinleyin. Bizleri dinlemediniz madem, halkın sesini dinleyin. İşçinin, çocukların, kadınların sesini dinleyin. Sizlerin çocukları ucuz lojmanlarda kalmıyor, sizlerin eşleri yarın ne pişirsek acabası yaşamıyor. Çünkü her halükarda kazanınız kaynıyor, her halükarda çocuklarınız doyuyor. Doysun da zaten. Kimsenin kazanında gözümüz yok. Ama siz de bizim kazanımıza, ekmeğimize, işyerimize dokunmayın. Çok mu şey talep ediyoruz, çok mu şey istiyoruz?“

“Arkadaşlara canlarını ortaya koymaktan başka bir çare bırakmadınız”

Sendika Başkanı Akçul, devlete ve millete bağlı, ülkenin bölünmez bütünlüğünden yana, Türkiye sevdalısı emekçiler olduklarını belirterek, "Arkadaşlara canlarını ortaya koymaktan başka bir çare bırakmadınız. Derdimiz belli, taleplerimiz açık. Buradan yetkililere, hükümete, patronlara tekrar sesleniyoruz, bu yanlıştan derhal vazgeçin. Halkın malını, işçinin alın terini, emeğin kutsallığını yok saymayın. Özelleştirme derhal durdurulsun. İş güvencemiz sağlansın. Bize ait olan bizde kalsın. ‘Bugün bu mücadeleyi vermezsek, bu adaletsizlik herkesin kapısını çalacak’ diyen arkadaşlarımızı, karanlığa hapsetmeyin. Biz, yalnızca madenciler ve enerji işçileri için değil, tüm emekçiler ve halkımız için buradayız. Madenciler ve enerji işçileri aylardır direndi, bugün de direniyor ve ‘Ölmek var, vazgeçmek yok’ diyor. Onların ölüsü değil, dirisidir bizleri yaşatacak olan" şeklinde konuştu.

Basın açıklamasından kısa bir süre sonra Akçul fenalaşarak yere yığıldı. Akçul ambulans ile hastaneye sevk edildi. Sendika yetkilileri, Başkan Akçul'un, dün gece hiç uyumadığını, bu nedenle yorgun düştüğü için fenalaşmış olabileceğini belirtti. Akçul’un ambulansa bindirilirken bilincinin açık olduğu görüldü.