Özgür Özel’den, Akın Gürlek eleştirisi: “Değil turp çıkarmak, nohut kadar şey bulamamanın telaşıyla avukatını yollamış”

Özgür Özel’den, Akın Gürlek eleştirisi: “Değil turp çıkarmak, nohut kadar şey bulamamanın telaşıyla avukatını yollamış”

Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: UMUT EMRE GÖKBULUT

(İSTANBUL) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın’ın Silivri’deki duruşmasının ardından “‘Biz de tarafız. Mağduruz’ diye gelmiş Akın Gürlek’in avukatı. Söz aldı. O kadar sinirleri bozuk ki elleri titriyor, ağzı kuruyor. Akın Gürlek’in ruh hâli, onu burada temsil eden kişinin ruh hâline yansımış. ‘Çok büyük turplar çıkaracağız bir ay sonra, merak etmeyin. Sayın Cumhurbaşkanım, AK Parti Genel Başkanım birbirlerinin, ailelerinin yüzüne bakamayacaklar’ diye teminat verip sonra da değil turp çıkarmayı, nohut kadar bir şey bulamamanın verdiği telaşla nereye saldıracağını bilemeyen kişi, yollamış buraya avukatını" dedi.

CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik paylaşım nedeniyle, "kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” ve “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme” suçlarından açılan davanın ilk duruşması, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri’deki Marmara Kapalı Cezaevi’nin duruşma salonunda yapıldı.

Duruşmayı izleyen CHP İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın beyanlara müdahalede bulunduğu gerekçesiyle dışarı çıkarıldığı ve Akın Gürlek'in avukatı ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel arasında tartışma yaşanması nedeniyle gergin geçen duruşmanın ardından, Özel, Aydın ile cezaevi önünde gazetecilere açıklama yaptı.

Aydın, "CHP’nin Gençlik Kolları Genel Başkanı olarak, 29 yaşında bir genç siyasetçi olarak buradayım. Bizim tek bir amacımız var. Bu ülkede gençliğe özgür bir ülke armağan etmek” dedi.

“Suçluların telaşı içinde olmalarından kaynaklanıyor”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel de duruşmanın Çağlayan’da yapılması gerekirken Silivri’de yapıldığına vurgu yaparak şunları söyledi:

"Dava, olağan dışı bir seyre büründü. Suçluların telaşı içinde olmalarından kaynaklanıyor. Buradaki mahkeme heyeti için söylemiyorum ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, içinde bulunduğu psikoloji ve bugün müdahillik talebiyle bu davaya buraya yolladığı avukatı açısından söylüyoruz. Bugün burada Cem Aydın, benim daha önce Akın Gürlek’le ilgili yapmış olduğum tespitler... Hakimler başarılıysa bulundukları yerde durur. Mahkeme mahkeme gezdirilmezler. Hakimlikte verdiği kararların doğruluğu ve yargı sisteminin ondan memnuniyeti eğer daha üst bir göreve terfi etmiyorsa, seçilmiyorsa bulunduğu yerde kalmasıyladır. Hatta hakimlerin yer değiştirilmeme teminatı, anayasada da tarif edilmiş hakim güvencesi ve coğrafi teminat üzerinden tarif edilir. Bahsettiğimiz Akın Gürlek, geçmişte özgürlükler adına utanç verici ne kadar karar varsa, o karar hangi mahkemede verilecekse o mahkemeye gönderilmiş, o mahkemede hukuku katletmiş, o dönem tanımladığım şekilde bir ‘seyyar giyotin, yargı giyotini, adaletin giyotini’ diye söylemiştim. Sonra kendisi siyasi bir makama gitti, bakan yardımcısı oldu. O makamdan olmayacak bir şekilde, aslında anayasanın ruhuna aykırı bir şekilde, nasıl ki herhangi bir hakim ya da savcı bir partide aday adayı bile olsa siyasi görüşünü belli ettiği anda bir daha yargıya dönemez ama Akın Gürlek hem de tanımında siyasi bir makam olduğu belli olan, bir partinin genel başkanı tarafından atandığı ve siyasi bir pozisyon alan bakan yardımcılığından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na geldi.

“Aklınca benim ifadelerimi yargılayacak”

Biz de kendisinin geçmişte yaptıklarını hatırlatan, geçmişte ona yaptığımız tanımlamaları hatırlatan konuşmalar yaptık. Partimiz tarafından, partimizin iletişimcileri tarafından bu konuşmalar, benim konuşmalarım, belli kesitler halinde bir video haline getirildi ve o günlerde paylaşıldı. Cem Başkan’ın da görevi, genel başkanın ve partinin politikalarını tekrar etmek, çoğaltmak ve duyurmak olduğu için o da bu paylaşımı retweet etti. Onun için burada yargılanıyor. ‘Biz de tarafız. Mağduruz’ diye gelmiş Akın Gürlek’in avukatı. Söz aldı. Cem’in yaptığı işlemin suç olup olmadığına, dünya kadar iyi savunmalar yapılmışken hiç değinmeden, o ifadelere atıf yapıp ‘Siz bunları nasıl söylersiniz’ filan deyip aklınca bizim siyasetimizi ve benim ifadelerimi yargılayacak. Orada o kadar sinirleri bozuk ki elleri titriyor, ağzı kuruyor. Akın Gürlek’in ruh hali, onu burada temsil eden kişinin ruh haline yansımış. ‘Çok büyük turplar çıkaracağız bir ay sonra, merak etmeyin Sayın Cumhurbaşkanım, AK Parti Genel Başkanım birbirlerinin, ailelerinin yüzüne bakamayacaklar’ diye teminat verip sonra da değil turp çıkarmayı, nohut kadar bir şey bulamamanın verdiği telaşla nereye saldıracağını bilemeyen kişi, yollamış buraya avukatını. Suçluluğun, beceriksizliğin telaşını bu salona taşıyıp daha üçüncü cümle ‘Efendim onu diyemezsiniz…’ ‘Hay Akın Gürlek kadar’ dedi, bütün salon ona baktı. ‘Sonunu getiremeyeceğim’ dedi. İstanbul Milletvekilimiz Engin Altay da ‘Böyle diyecektin’ deyip sonunu tamamladı. ‘Başınıza taş düşsün diyecekti bize’ dedi. Öyle diyeceğini kendi de itiraf etti, ‘Haydi tamamlamayayım’ diyor. Sonra Hakim Bey, ‘Kim söyledi bunu’ filan derken ortalık tabii karıştı.

"Buraya hadsizlik yapmaya yollanmış”

Bir de hadsizce kalkıp bizim tarafa doğru dönünce arkadaşlarımız da püskürttüler onu. Elbette püskürtecekler hadsizi. Buraya hadsizlik yapmaya yollanmış. Buraya aklı sıra benim dokunulmazlığım var, beni yargılayamıyor, bana bir şey diyemiyor, beni alıp götüremiyor, dokunulmazlığı olmayan Gençlik Kolları Genel Başkanım üzerinden bizimle hesaplaşacak. O salonda da bu ifadeleri yargılayacak. Sana yargılatırlar mı? Elbette o lafı ağzına tıkan Engin Altay da milletin kendisine verdiği görevi yapıyor. Seni oradan püskürten milletvekilleri de bunu yapıyor. Hiç, arada metreler var. Sadece ona bunu yapamayacağını söyledikleri için eli ayağına karışmış, dört tane jandarmanın arasında titreye titreye gitmiş. Bir de sonra ‘Genel Başkan’dan özür dilerim’, içerden haber yolluyor. Meydanda yapılan kusurun tenhada özrü olmaz. Akın Gürlek’in her zamanki halidir bu. Arka kapı işletmeler falan. Utanılacak işler bunlar ama ben biliyorum, onun geçmişte hangi davalarda hangi arka kapıları işlettiğini. Hepsinin günü gelince kendisine teker teker hesabı sorulacak. Hem de açık kapılar önünde, açık yargılama sırasında.

“CHP’lilerin bileği bükülmez”

Öyle Akın Gürlek’in buraya vekil yollayıp CHP’nin ifadelerini yargılayamayacağını bugün bir kez daha gördük. O ancak ve ancak kendine verilen görev üzerinden birilerinin kendisine verdiği talimatla, bir hukuk insanı olarak değil, aylar öncesinin siyasi bir kişiliği olarak burada Tayyip Erdoğan’ın bükemediği bilekleri, yargı yetkisi ile bükmeye, kırmaya çalışmakla görevlendirilmiş bir kişidir kendisi. Bir bükemediğin bilek arkada yatıyor, Ekrem İmamoğlu’nun bileği. Bir bükemeyeceği bilek burada, bir diğeri Cem Aydın’da. CHP’lilerin bileği bükülmez. Teker teker biz bir şey değiliz ama biz her birimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisinde görev yapan kişileriz, işte bu bilekler demir bileklerdir, bükülmez.

Onun gibi, o cübbesinin olmayan düğmelerini ilikleyerek siyaseten burada bir sürü olumsuz kararı ver ver, koştur git, ‘Aferin Akın’. Bugün avukatı cümleyi tamamlamadan önce şöyle söylüyordu. ‘Terörle mücadele konusunda yiğitmiş’. Ne yiğitlik yaptı? Selahattin Demirtaş’ı içeri attı. Şimdi hep beraber nasıl çıkarırız diye uğraşıyorlar. Elbette ki çıkmalıdır. Selahattin Demirtaş kararını vermekle övünen bir adamla karşı karşıyayız. Şimdi Sayın Bahçeli terörsüz Türkiye ile meşgul ve Selahattin Demirtaş ve diğer Kürt siyasetçiler, haksız yere içeride tutulan tüm siyasetçiler nasıl çıksın diye uğraşılıyor. Akın Gürlek dünün talimatıyla bir iş yaptı, şimdi bütün siyaset kurumu bu iş nasıl temizlenecek onunla uğraşıyor. Sen dünün kullanışlı adamı, dün yaptığın iş bugün cari değil ki. Dur bakalım daha senin arkandan daha neler çekilecek. Selahattin Demirtaş kararını verdi diye kendisi terörle mücadele kahramanıymış. Bu Akın Gürlek, bu Akın Gürlek’in avukatları biraz daha konuşursa Sayın Bahçeli’nin bunları bir kez daha ihtar etmesi gerekecek. O kadar söylüyorum.

“Çoğunluk enerjimizle iktidara yürüyoruz”

CHP’nin bütün Gençlik Kolları, üyeleri ile gurur duyuyoruz, Genel Başkanımız ile gurur duyuyoruz. Sonuna kadar arkalarındayız. Öyle karşımızdakilerin bugün gördük, ağızları kuruyor, elleri titriyor, dizleri titriyor. Ellerinde bir su şişesini tutamaz hale gelmiş zavallılarla muhatabız. Bizim moralimiz yerinde, başımız dik, alnımız açık. Ekrem İmamoğlu, bir hücrede tutuluyor ama yerin yedi kat üstünde bir morali var. Birileri sarayda oturuyor, yerin yedi kat dibine batmış durumdalar. Ahlaki üstünlüğümüz, psikolojik üstünlüğümüz elimizdedir. Çoğunluk enerjimizle iktidara yürüyoruz. Bugün akşam da Başakşehir’de çarşamba mitinglerinden, gece mitinglerinden bir tanesini daha Kanal İstanbul ana temasıyla bütün hukuksuzluklara itiraz edeceğimiz, İmamoğlu’na özgürlük, adayımızı yanımızda, sandığı önümüzde istediğimizi ifade edeceğimiz mitingimiz var. Hep birlikte orada olacağız ve adaletten yana olan herkesi, demokrasiden yana olan herkesi de 20.30’da Başakşehir mitingimize bekliyoruz."