Özgür Özel'den 'jammer' tepkisi: Cumhurbaşkanı hangi ihtiyaçtan kullanıyorsa, Cumhurbaşkanı Adayımız da o ihtiyaçtan kullanıyor

Özgür Özel'den 'jammer' tepkisi: Cumhurbaşkanı hangi ihtiyaçtan kullanıyorsa, Cumhurbaşkanı Adayımız da o ihtiyaçtan kullanıyor

(ANKARA) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Mevcut Cumhurbaşkanı koca jammer kamyonu ile geziyor. Gittiği her yerde jammer işletiliyor. Cumhurbaşkanı hangi ihtiyaçtan jammer kullanıyorsa bizim de Cumhurbaşkanı Adayımız o ihtiyaçtan kullanıyor." dedi. Özel, İmamoğlu'nun serbest bırakılması karşılığında aday olmayacağı iddialarına ilişkin, "Bu vakitten sonra İmamoğlu'nun 'ben aday değilim' deme hakkı yok. Çünkü arkasında 15,5 milyon insan var. Ekrem İmamoğlu, Türkiye'nin gelecekte demokrasiye dönme umudunun sembolüdür artık. Bundan vazgeçemez." değerlendirmesinde bulundu.

CHP Lideri Özel, Gazeteci Fatih Altaylı'nın youtube kanalına konuk oldu. Özel, Altaylı'nın sorularını yanıtlayarak, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Özel, Marmara (Silivri) Cezaevinde tutuklu bulunan CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu'nun gittiği bir oteldeki görüntülerinin medyaya servis edilmesine ilişkin, "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından isteniyor, gidilip alınıyor. Oraya kadar o görüntüler kimsede yok. Ekrem İmamoğlu'nun gittiği otellere bakıyorlar ve gidip o görüntüleri alıyorlar. İki gün sonra bütün televizyonlarda. Alıyor ve medyaya servis ediyor. Dosyaya koymuyor. Neden? Dosyaya koyacak bir şey olmadığı için." dedi.

Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Valizde para olduğunu iddia ettiler. Daha sonra onların jammerların taşındığı valizler olduğu ortaya çıktı. Bu sefer, 'jammerlık ne işiniz var?' demeye başladılar. Mevcut Cumhurbaşkanı koca jammer kamyonu ile geziyor. Gittiği her yerde jammer işletiliyor. Cumhurbaşkanı hangi ihtiyaçtan jammer kullanıyorsa bizim de Cumhurbaşkanı Adayımız o ihtiyaçtan kullanıyor. Yasa dışı ortam dinlemesi ve güvenlik meselesi. Suikast girişimleri olabilir. Bu jammer’ın asıl amacı sinyali keserek uzaktan bombanın patlatılmasını engellemek. Ekrem İmamoğlu özelinde de İŞİD'in suikast listesinde olduğu ortaya çıkmıştı. Türkiye'de Cumhurbaşkanı Adayını ya da İBB Başkanını havaya uçursa İŞİD için büyük iş olur, Türkiye de işin içinden çıkamaz. Bu yüzden İmamoğlu'nun koruma ekibi bizim yetiştirdiğimiz bir koruma ekibi değildir. Prosedürleri de CHP'ye göre uygulamaz."

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın güvenlik kameralarının kapatılması ve jammer taşıma işlemlerine yönelik açıklamasına Özel, "'İçişleri Bakanı böyle bir prosedür yok' diyor. Kendi yönettiği Bakanlığı bilmediğine yoruyorum. Bu bir koruma prosedürü. Sayın Erdoğan 7 Mart günü Avrasya'da katıldığı bir iftarda salonun tamamı hatta yürüdüğü her yerin kamerası koruma ekibi tarafından bantlandı." diyerek tepki gösterdi.

"Erdoğan ve MİT Başkanı ziyaretlerinde kameraları bantlamak istediler"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın CHP'ye yaptığı ziyarette kameraların bantlanmasının istendiğini bildiren Özel, "Erdoğan partimize geldi. Bantlama istediler. Biz jest olsun diye, 'siz birini getirin sistemin başına geçsin' dedik. Geçtiler cihazların başına istedikleri yerde durdurdular, istedikleri yerde açtılar. MİT Başkanı geldi. Sayın İbrahim Kalın. Otoparktan girişi, asansör çıkışı, toplantı odası gidişi bütün kameralarımızı bantlamak istediler CHP'de izin verdik bantladılar. Erdoğan'ın hangi programı jammersız?" dedi.

"İBB'nin jammerlarını biz almadık, envanterde vardı"

İstanbul Büyükşehir Belediyesinin önceki AK Partili belediye başkanının jammerlı minibüsle konvoy yaptığını aktaran Özel, "İBB'nin jammerlarını biz almadık. Son zamanlarda bir iki tane belki yeni alınmış vardır belki. Emvanterde vardı. Bizden önce İBB Belediye Başkanının konvoyunda jammer minibüsü geziyordu." şeklinde konuştu.

"AK Partiye ait kurum ve kuruluşlar jammer alıyor da İBB'nin kullanması nasıl suç oluyor?"

Milli Eğitim Bakanlığı ve bazı AK Partili belediyelerin jammer satın aldığını vurgulayan Özel, şöyle konuştu:

"AK Partili Kahramanmaraş Belediyesi jammer satın almış. Milli Eğitim Bakanlığı, bakalığın kendisi. Hani diyorlar ya, 'İBB'de jammer ihtiyaç duyulacak ne olabilir?' diye. Milli Eğitim Bakanlığında oluyor da İBB'de olmuyor. İBB'nin bütçesini düşünün, İBB'deki bir takım toplantıların dışarıya sızdığını düşünün. Mesela ihale için şartname hazırlanıyor, o şartname birinin eline geçerse tehlikeli. O şartnamenin hazırlanma sürecinin dinlenmemesi lazım. Milli Eğitim Bakanlığı müfredat hazırlığı için mi sinyal kesiyorsun da alıyorsun mesela? Şırnak İl Özel İdaresi almış en son. Batman İl Özel İdaresi almış. Van Gürpınar Belediyesi almış. AK Partiye ait dünya kadar özel kurum ve kuruluş alıyor jammerı da İBB'nin kullanması nasıl suç oluyor. Meselenin kendisi algı yönetimi."

"Piyasalar kapalıyken yapmak, yaptıkları işin hukuksuz bir iş olduğunun itirafıdır"

Özel, İBB'ye yönelik gerçekleşen son operasyonlara ilişkin, "Benim kanaatimce cumartesi olmasının sebebi borsaların, piyasaların kapalı olması. Çünkü birinci dalgada 50-52 milyar dolarlık rezerv yakıldı. Borsa hukuk ve güven ister. Bu operasyonda hukuk ve güven olsa borsanın çıkması lazım. Demek ki bu operasyon hukuksuz ve insanları güvensiz hissettirdiği için borsa batıyor. Piyasalar kapalıyken yapmak, yaptıkları işin hukuksuz bir iş olduğunun itirafıdır. Çocukla kadınla uğraşmaya başladılar." değerlendirmesinde bulundu.

"İmamoğlu, Türkiye'nin gelecekte demokrasiye dönme umudunun sembolüdür"

İmamoğlu'nun serbest bırakılması karşılığında aday olmayacağı iddialarına ilişkin Özel, "Sürekli bir güvensizlik yaratmak, kendi taraflarının motivasyonunu yüksek tutmak için... Ne diyecekler? 'Biz İmamoğlu'nu suçladık. Suçu neydi? Bizi üç kez yendi. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de yenecekti. Bu sebeple iftira attık, tutturamadık' demeyeceklerine göre dediler ki 'Özgür Özel ile pazarlık yapıyoruz. İmamoğlu aday olmama karşılığı salınacak.' Bu vakitten sonra İmamoğlu'nun 'ben aday değilim' deme hakkı yok. Çünkü arkasında 15,5 milyon insan var. Ekrem İmamoğlu, Türkiye'nin gelecekte demokrasiye dönme umudunun sembolüdür artık. Bundan vazgeçemez." dedi.

CHP'ye kayyum atanabilir mi?

Özel, CHP'ye kayyum atanma ihtimaline ilişkin şunları söyledi:

"Bu partinin delegesi yapılan kurultayın ardından 31 Mart'ta birinci parti olduğumuzu biliyor, her ankette birinci çıktığımızı görüyor, tüzük kurultayında verdiğimiz her sözü tuttuğumuzu gördü. Bu şartlarda partide işler bu kadar yolunda gidiyorken delege neden yönetici değiştirsin? O yüzden çağırdık, oylamaları yaptık. Partimizde ilk kez çarşaf lise uygulanmaya başladığından beri ilk kez bir genel başkanın anahtar listesi delinmeden geçti. Büyük bir birleşme var. Artık ellerinde olmayan gücü varmış gibi gösterenler buradan bir şey bulamayacaklarını görünce, üç beş tane meczup uğraşıp duruyor. Bu adamlar bu işi başarabilirler mi? Bu kadar kötücül bir iktidar varken her şey mümkün, ama siyaseten iktidar kendisini mahveder.

19 Mart operasyonu bize karşı yapılmış bir operasyonken, en büyük gücü bize verdi. Çünkü CHP, dik durdu. Yok efendim kurultayı iptal edecekler... Bir başka yerde bir genel merkez tutarız. Partinin dikine hiyerarşisi sürer. 81 il başkanı partiyi dimdik ayakta tutuyor. Mahalleden tepeye kadar kayyumu değil bizi muhatap alırlar, altı ay bekletirlerse altı ay sonra partiyi geri alırız. Ama bunların hepsi teknik olarak yapabilecekleri, siyaseten... Aylarca 'CHP'ye kayyum' konuşuyordu bütün televizyonlar. Kimse rahatsız olmuyordu, ama ne zaman biz kurultayı yaptık ve gücümüzü topladık Rasim Ozan 'kayyum' dedi hepsi birden ona saldırdı. Niye? Artık oluru yok. Oluru varken, 'bırakın konuşsun' diyorlardı. Sonrasında net ifadeler, 'CHP'ye kayyum atanamaz.'"

İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa'nın asılsız iddialarla gözaltına alındığını belirten Özel, "Ekrem İmamoğlu'nun esas suçu Erdoğan'ı yenecek olmak, gösterilen 'suç örgütü'. İSKİ Genel Müdürünün esas suçu Kanal İstanbul'a karşı olmak, iddia edilen suç 'rüşvet vermediği için birisine izin vermemek.' Bu kişi gelmiş olmadık imara aykırı maden ruhsatı istemiş ve bu ruhsat verilmemiş. Israr ederek aracılar koymuş ama kabul edilmemiş. Rüşvet teklif ederek üzeri kapalı şeyler söylemiş, kabul edilmemiş. Bu kişi çok ısrar edince Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına görüş sorulmuş, verilmemesi yönünde görüş gelmiş. Kişiye cevap verilince tehdit gelmiş. Tehditler artınca İSKİ Genel Müdürü emniyette başvurmuş ve kendisine koruma verilmiş. Şimdi bu kişi tanık olmuş. Diyor ki, 'ben İSKİ Genel Müdürüne rüşvet vermedim diye bana onay vermedi.'" diye konuştu.

"İstanbullu'nun verdiği karara Devlet Bey'in itiraz edeceğini, direneceğini düşünmek istemem"

Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamalarını ilişkin, "Ben Devlet Bey'in 'İstanbul'un liyakatli ellere teslim edilmesi yakındır'ı tutuksuz yargılamaya bir destek olarak görüyorum. Çünkü İstanbul'u kimin iyi yöneteceğine İstanbullunun verdiği karara Devlet Bey'in itiraz edeceğini, direneceğini düşünmek istemem. Çünkü Devlet Bey de gücünü seçmenden alıyor, ben de, Tayyip Bey de. Ben bunu tutuksuz yargılamaya teşvik olarak görmek istiyorum." dedi.

"Ben Kasım 2025'te yapılacak seçimin çok adilane bir seçim olacağını düşünüyorum"

"Ne zaman seçim bekliyorsunuz?" sorusuna Özel, "Ben Kasım 2025'te yapılacak seçimin çok adilane bir seçim olacağını, Türkiye'deki bütün tartışmaları bitirip Türkiye ekonomisini hızla kalkındıracağını düşünüyorum. Beş yıllığına seçilmiş Erdoğan. Bu son adaylığında da tartışma vardı YSK 'olabilir' dedi, ama bir sonrakinde yok. Seçim erken yapılmazsa aday olamıyor. Ben diyorum ki beş yılın 2,5'uncu yılında sandığı koy, millet karar versin. '2027'nin sonbaharında yenileyelim' o zaman aday olamaz. Sayın Bahçeli 'seçim zamanında yapılacak' diyor. O zaman sorarlar adayınız kim?" yanıtını verdi.

"Ekrem İmamoğlu 15,5 milyonun adayı oldu. Bu vakitten sonra o adaylığı kendi bile değiştiremez"

Özel, İmamoğlu'nun aday olamaması durumunda nasıl bir yol izleneceğini ilişkin soruya şu sözlerle karşılık verdi:

"Ekrem İmamoğlu 15,5 milyonun adayı oldu. Bu vakitten sonra o adaylığı kendi bile değiştiremez. Halka mal oldu artık. YSK seçime sokmazsa o güne kadar adayımız İmamoğlu. İçerdeyse de dışardaysa da. Dışarda olur siyasi yasak tehlikesi vardır, diploma iptaldir geri gelmiyordur, otobüsün üstünde İmamoğlu. Diplomayı iptal edemezler. Siyasi yasak gelirse Ordu'da İmamoğlu, Niğde'de Mansur Yavaş, Muğla'da Özgür Özel. Üç otobüs çalışırız. Ekrem Bey içerde olur biz dışarda olursa... 'Efendim kağıt üstünde aday kim olur?' Ona da bir talebim yok benim kendi adımı yazdırmak gibi. Biz halkın adayını seçtirmek için, seçtiremiyorsak yasal engel varsa da bir refardumdur bu. İmamoğlu Silivri'de mi dursun, dışarı mı çıksın? Millet gereğini yapar. İmamoğlu'nu Silivri'de tutup yasak getirsinler yüzde 70'le seçimi alırız, parlamentoda anaysayı değitirecek çoğunluğu millet verir. 15 günde anayasa değişir, İmamoğlu çıkar görevine başlar. Formül bulunur. Ne olur? Tayyip Erdoğan için bulunan formül bulunur veya büyük bir çoşkuyla hızla 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem' hazırlığı yapılır. Yine de sadığa konur. Bir tarafsız cumhurbaşkanı seçilir. Başbakan olarak yürütmenin başına İmamoğlu gelir. O süreçte tarafsız cumhurbaşkanı, sürece katkı sağlayan milletin gönlüne giren en önemli aktör tarafsız cumhurbaşkanı olur. Bunun adı Mansur Yavaş olur... Olursa. Benim kendimle ilgili bir tane planım var. Yüz kere söyledim. Ben Atatürk'ün partisini yüz yıl sonra yeniden iktidar yapan, CHP'li birini cumhurbaşkanı yapan, Atatürk'ün kurduğu parlamantoya işlev katan süreci teknik direktörüyüm ben. Tarihe bununla geçmek istiyorum. Özgür Özel'e o günden sonra tatil düşsün."