Patlamaya hazır sosyal bomba: Buzdağının görünen kısmındaki 2,8 milyon işsizin altında 11 milyon 730 bin kişilik sessiz gerçek işsizler ordusu bekliyor

Patlamaya hazır sosyal bomba: Buzdağının görünen kısmındaki 2,8 milyon işsizin altında 11 milyon 730 bin kişilik sessiz gerçek işsizler ordusu bekliyor

Haber-Analiz: Zülfikar DOĞAN

(ANKARA) - TÜİK’in mart ayı Hane Halkı İşgücü Araştırma sonuçlarında yüzde 7,9’la 25 yılın en düşük seviyesine indiği ilan edilen dar tanımlı manşet işsizliğin altında, yüzde 28,8 oranıyla 11 milyon 730 bin kişilik işsizler ordusu patlamaya hazır sosyal bomba olarak beklemede.

Mart ayında 15 ve üzeri yaştaki çalışma çağındaki nüfus 66 milyon 245 bin kişi olurken, bunun neredeyse yarısını oluşturan 30 milyon 840 bin kişi ‘işgücüne dahil olmayan nüfus’ olarak nitelendirildi. Oysa 30,8 milyonluk bu kesimin içinde aynı zamanda 5 milyonu aşan potansiyel işgücü de yer alıyor.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, mart ayında yüzde 7,9 olan resmi dar tanımlı işsizlik oranının bugüne kadarki ''tarihi düşük seviye'' olduğunu ve bunun ekonomideki başarıyı gösterdiğini dile getirdiler. İşsizlik sorununa çözüm konusunda büyük mesafe alındığını öne süren iktidar temsilcilerinin aksine atıl işgücü, geniş tanımlı işsizlik, genç işsizlik ve kadın işsizlik verileri, buzdağının altında görünmeyen ve her an patlamaya bir sosyal bombanın varlığını işaret ediyor. Göz ardı edilen bu rakamlar önümüzdeki aylarda işsizlikte olağanüstü artışlar yaşanacağının sinyallerini veriyor.

Rakam oyunlarıyla gizlenen gerçek işsizler resmi rakamın 5 katı

Kamuoyuna duyurulan Mart 2025 dar tanımlı manşet işsizlik verilerinde bir önceki aya göre 65 bin, geçen yılın aynı ayına göreyse 304 bin kişi azalan resmi işsiz sayısı, kişi bazında 2 milyon 807 bine, oransal olarak yüzde 7,9’a geriledi. Dar tanımlı işsizlik oranı 25 yıl sonra ilk kez yüzde 8’in altına indi. Ancak umutsuzları, çalışmaya hazır olduğu halde iş bulamayanları, eksik istihdamdakileri vb. kapsayan geniş tanımlı işsizlik ise yüzde 28,8 oranıyla tarihi yüksek düzeylerden birisine ulaştı. Toplam işgücü üzerinden yüzde 28,8 oranıyla yapılan hesaplama, geniş tanımlı gerçek işsizlerin sayısının 11 milyon 730 bine çıktığını gösteriyor.

TÜİK’in işgücü dışında saydığı ve ''Atıl işgücü'' olarak nitelendirdiği geniş tanımlı işsizliği yanında potansiyel işgücü olarak adlandırılan kişiler arasında işbaşı yapabilecek olduğu halde iş bulmaktan umudunu yitirdiği için iş aramayan, iş başı yapacak durumda olduğu halde anket haftasında iş arama kanallarını kullanmayan vb. kategorilerdeki 5 milyon 393 bin kişi de martta açıklanan resmi işsiz sayısının dışında tutuldu. Potansiyel işgücü olarak nitelendirilen bu kişilerin sayısı şubata göre 421 bin, geçen yılın aynı ayına kıyasla 1 milyon 661 bin kişi arttı.
Anket haftasında farklı işlerde 40 saatten az çalışabilen, düzenli çalışma ve gelir olanağı arayışında olanların sayısı da 3 milyon 530 bin kişiye ulaşarak açıklanan 2,8 milyonluk resmi işsiz sayısının üzerinde. Diğer yandan zamana bağlı eksik istihdam tanımı altında toplananların sayısında son bir yılda gerçekleşen artış ise 845 bin kişi oldu.

Dolayısıyla TÜİK’in farklı tanım ve nitelendirmelerle ''gerçekte işsiz oldukları halde işsiz saymadığı'', ''potansiyel işgücü'' ya da ''eksik istihdam'' adı altında tasnif ettiği gizlenen gerçek işsizlerin toplamı martta bir önceki aya göre 296 bin, geçen yılın aynı ayına göre 2 milyon 202 bin kişi artışla 11 milyon 730 bin kişiye yükseldi. Kamuoyuna duyurulan ve ‘işsizlik 25 yılın en düşük seviyesine indi’ diye övünülen 2,8 milyonluk resmi işsiz sayısının beş katına ulaşan gerçek işsizler, gelecek umudunu ve yarınlarını yitirmiş, sosyal açıdan kenara itilmiş patlamaya hazır bomba niteliğinde.

Dar tanımlı işsiz sayısının azaldığı, oransal açıdan son 25 yılın en düşük seviyesine indiğiyle övünülürken, geniş tanımlı işsiz sayısındaki olağanüstü artış iktidar ve ekonomi yönetiminin gerçek işsizlik sorunu örtmeye, kamuoyundan gizlemeye çalıştığını gösteriyor. Enflasyonda olduğu gibi, işsizlik ve istihdamda gerçeklikten uzak rakamlarla yürütülen göz boyama süreçlerinin daha vahim boyutları genç işsizlerde ve kadın işsizlerde iyice belirginleşiyor.

Yılda 950 bin üniversite mezunu işsizler ordusuna katılıyor

İktidarın 81 il ve ilçelerine varana kadar üniversite açmakla övünmesine karşılık, 8 milyonu aşkın gencin öğretim gördüğü bu üniversiteler aynı zamanda genç işsizliğini gizlemenin önemli araçlarından birisine dönüşmüş durumda. TÜİK verileriyle Ne Eğitimde Ne İstihdamda olan genç işsizlerin sayısı 4 milyonu aşarken, her yıl üniversitelerin mezunlara dağıttığı diploma sayısı ortalama 950 bin. Martta bir önceki aya göre 0,1 puan yükselerek yüzde 15,1 olan 15-24 yaş arası genç işsizlerin sayısı her geçen gün artıyor. Üniversiteli işsizler ordusuna ise her yıl 950 bin diplomalı işsiz daha ekleniyor.

Ekonomik ve sosyal yaşamdan uzaklaşan, üretimden dışlanan, eve kapanan kadınlar

Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 50’sini oluşturan kadınlar açısından da işsizlik tablosu oldukça karanlık. Genç işsizler içinde erkeklerin oranı yüzde 11 olurken, kadınların oranı yüzde 22 ile bunun iki katı. Yüzde 53,4 olan işgücüne katılma oranında erkeklerin payı yüzde 71,6 iken işgücüne katılan çalışma çağındaki kadın oranı yüzde 35,7 ile erkeklerin yarısı kadar. Çalışma hayatındaki istihdam açısından da tablo değişmiyor. İstihdam edilenlerin yüzde 66,9’u erkeklerden oluşurken kadın çalışanların oranı bunun yarısından da az ve yüzde 31,9 düzeyinde.
Oysa çalışma çağındaki 15 ve yukarı yaştaki 66 milyonluk nüfusun 32,7 milyonunu erkekler, 33,4 milyonunu kadınlar oluşturuyor. Buna karşılık işgücüne dahil olmayan 30,8 milyon kişinin 9,3 milyonu erkeklerden 21,5 milyonu kadınlardan oluşuyor. Üretimin, ekonominin, çalışma ve sosyal yaşamın dışında kalan çalışma çağındaki kadınların yanı sıra üniversite mezunu kadınların oransal dağılımının giderek yükselmesi aynı zamanda toplumsal refah artışının bir ayağının eksik kaldığını somut şekilde ortaya koyuyor.