Roma'da İtalya-Türkiye zirvesi: "Erdoğan ve Meloni'nin diyalogu iyi sonuçlar veriyor"

Haber: Esma ÇAKIR
(ROMA) - İtalya-Türkiye 4. Hükümetlerarası Zirvesi, bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İtalya Başbakanı Giorgia Meloni başkanlığında Roma'da gerçekleştirilecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlar ve iş insanlarıyla birlikte bugün Roma'ya geliyor. Yeni anlaşmalar ve işbirliklerine sahne olacağı belirtilen hükümetlerlarası zirve, ünlü Pamphilj bahçelerinin içinde bulunan devlet konukevi Casino del Bel Respiro’da Türkiye saatiyle 12.30'da başlayacak. Zirve kapsamında Erdoğan ve Meloni'nin ikili bir görüşme de yapacağı ve liderlerin başta Ukrayna'daki savaş ile Orta Doğu'daki durum olmak üzere, küresel gündemin en önemli meselelerini ele alacağı bildirildi. Bunun ardından ilgili resmi heyetlerin katılımıyla genel çalışma oturumu gerçekleştirilmesi, bir dizi anlaşmaya dair imza töreni ve ortak bildiri kabulünü takiben liderlerin basın açıklaması yapması bekleniyor.
İtalya Başbakanlık kaynakları, zirvenin amacının, iki ülke arasındaki işbirliğini ve stratejik ortaklığı güçlendirmek, ayrıca son yıllarda önemli ölçüde artan ekonomik ve ticari ilişkilerin sağlamlığını teyit etmek olduğunu belirtti. İtalya Başbakanlık kaynakları, anlaşmaların şu temel alanlarda imzalanacağını duyurdu:
"Enerji sektörü ve savunma sanayisinde işbirliğinin artırılması, altyapı ve ulaşımın geliştirilmesi, uzay faaliyetleri alanında işbirliği, arkeolojik mirasın değerlendirilmesi ve kültürel varlıkların kaçakçılığıyla mücadele ile sosyal alanda ortak projeler."
Başbakanlık, spor alanında iki ülkenin işbirliğini ve 2032 Avrupa Futbol Şampiyonası'nı birlikte düzenleyeceklerini de hatırlattı. Söz konusu ziyarette, iki ülke arasında havacılık ve siber güvenlik gibi stratejik sektörlerde işbirliği fırsatlarının ele alınması da öngörülüyor.
İki ülkenin işbirliği İtalya’ya göç akımını azalttı
Zirvede ele alınacak konular arasında, İtalya ve Türkiye'nin halihazırda etkin bir şekilde işbirliği yaptığı göç meselesinin de olduğu kaydedildi. İtalya Başbakanlığı, bu işbirliğinin, son yıllarda İtalya’ya düzensiz göç akımlarında ciddi azalmaya yol açtığı bilgisini paylaştı.
Bu arada, zirveyle eş zamanlı olarak Roma'daki Parco dei Principi Oteli'nde iki ülkenin iş çevrelerinin katılımıyla İş Forumu düzenlenecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Meloni'nin Türkiye saatiyle 16.00 civarında forumun kapanış konuşmalarını yapması bekleniyor.
İki ülkenin üretici sektörleri arasındaki ilişkinin güçlendirilmesi ve yeniden canlandırılması açısından önemli bir fırsat olacağı belirtilen foruma, İtalyan ve Türk iş dünyasından 500'ü aşkın firmanın katılması, forum çalışmaları sırasında önemli ticari anlaşmalar ve mutabakatlar imzalanması da planlanıyor.
İki ülke arasındaki ticaret hacmi son yıllarda önemli ölçüde artarak 2024 yılında 32,2 milyar dolara ulaştı ve İtalya, Türkiye'nin Akdeniz bölgesinde ilk, Avrupa'da ise ikinci ticaret ortağı olmayı sürdürdü.
Türkiye ile İtalya arasındaki hükümetlerarası zirve toplantılarının ilki 2008 yılında İzmir'de, ikincisi 2012'de Roma'da ve üçüncüsü 2022'de Ankara'da düzenlenmişti.
Bu arada, devlet konukevinin bulunduğu Roma’nın en büyük parklarından Villa Pamphilj'nin zirve boyunca halka kapatılacak olması protesto edildi.
Villa Pamphilj Derneği'nden yapılan açıklamada, konukevine başka bir girişten ulaşılabilecekken parkın tamamının kapatılmasına anlam veremediklerini belirtti.
"Siyasi imaj açısından da önemli bir zirve"
Bologna Üniversitesinde doktora araştırmacısı, IstanPol Enstitüsünde Dış Politika Programı Koordinatörü ve Sabancı Üniversitesine bağlı politika araştırma kuruluşu İstanbul Politikalar Merkezinde (İPM) misafir araştırmacı olan Riccardo Gasco, ANKA’ya bu zirvenin önemini anlattı.
Araştırma konuları arasında Türkiye'nin dış politikası da yer alan İtalyan araştırmacı, zirvenin ekonomik ve stratejik açıdan olduğu kadar, siyasi imaj açısından da önemli olduğunu söyleyerek, "Bu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Avrupa'ya ilk ziyareti ve Meloni tarafından nasıl karşılanacağı merak konusu" dedi.
Ekonomik açıdan bakıldığında zirve, kimya, metalürji ve AR-GE gibi yeni sektörleri de kapsayacak şekilde ortaklıklarını daha da genişletmeyi hedefleyen iki ülke için oldukça elverişli bir zamana denk geldiğini anlatan Gasco, "Dönemin Başbakanı Mario Draghi'nin 2022'de Ankara'da Erdoğan ile görüştüğü zirve, mevcut savunma anlaşmalarının imzalanmasının temelini attı. Nitekim 2022 yılında savunma sanayisinde bilginin korunması konusunda önemli bir anlaşmaya varıldı. O zirvenin düzenlenmesine Ukrayna'da savaşın patlak vermesi yardımcı olmuştu. 2022'deki zirveyle aynı doğrultudaki bu zirve ise Ukrayna'daki savaşın henüz bitmediği ve Rusya'nın Avrupa için giderek artan bir tehdit oluşturduğu göz önüne alındığında daha da belirsiz bir ortamda gerçekleşiyor" diye konuştu.
"Türkiye, İtalya üzerinden doğrudan Avrupa savunma pazarına girdi"
İtalya'nın, bu bağlamda Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki, özellikle Karadeniz ve Akdeniz bölgelerine yönelik ilişkilerin yeniden tanımlanmasında öncü rol oynadığını savunan Riccardo Gasco, şöyle konuştu:
"Stratejik bakımdan iki ülke arasında son olarak çok anlamlı iki gelişme yaşandı; Baykar'ın Piaggio Aerospace'i satın alması ve yine Baykar'ın Leonardo ile bir anlaşma imzalamış olması.
Bu anlaşmalar, güçlü bir güvensizlik ve kırılma ile karakterize edilen bir Avrupa gerçeğinin getirisidir. İki ülke de AB'nin bu yeni Avrupa güvenlik mimarisinin inşasında ekonomik ve askeri kabiliyet eksikliğini telafi etmek amacıyla geleneksel çok taraflı oluşumlar yerine ikili anlaşmalara öncelik vererek ivedi bir şekilde hareket etti. İtalya ve Türkiye, karar alma süreçleri açısından sıklıkla sorun yaratan geleneksel çok taraflı oluşumların ötesine geçebilme yeteneğine sahip olduklarını ortaya koydu. Türkiye ayrıca, bu anlaşmalarla doğrudan Avrupa savunma pazarına girmiş oldu.”
"Erdoğan ve Meloni'nin diyalogu iyi sonuçlar veriyor"
İtalya ve Türkiye'nin, geniş Akdeniz'de ortak çıkarlara sahip olup, ortaklıklarını genişletmeyi hedeflediğini de ekleyen araştırmacı Gasco, "Libya ve genel olarak Afrika, iki ülke için de ortak çıkarların söz konusu olduğu bir alan. Suriye de yeniden inşası ile birlikte önemli konularından biri; İtalya buna katılmak isteyecektir ve bu konuda Türkiye'nin desteğini arayabilir. Ancak bu, çoğunlukla ABD'nin Suriye’ye ekonomik yaptırımları kaldırma kararına bağlı olacak" diye konuştu.
Başbakan Meloni'nin, 2022'de bu göreve gelmeden önce Erdoğan'a çok sert çıkışlarda bulunduğunu ve hatta onun Avrupa'yı İslamlaştırmaya çalışan bir tehlike olduğunu söylediğini hatırlatan Gasco, "Ancak şimdi, aralarındaki görüş ayrılıklarına rağmen, yıllar içinde yapıcı bir diyalog kurmayı başarmış iki pragmatik lider var. Bu diyalog, özellikle savunma anlaşmaları açısından iyi sonuçlar vermeye başlıyor gibi. Birbirlerini iyi anlayan ve jeopolitik konjonktürü kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalışan iki liderden bahsediyoruz" diye ekledi.
"Türkiye, muhtemel bir AB ortak savunma yapısında vazgeçilmez bir aktör"
Yine İstanbul Politikalar Merkezinde (İPM) misafir, Barselona Uluslararası İlişkiler Merkezinde (CIDOB) ise baş araştırmacı olan Samuele Abrami de zirvenin, diğer üç hükümetlerarası zirveden daha önemli olduğunu savunuyor ve bunun, çok büyük değişimlerin yaşandığı bir uluslararası bağlamdan ve daha da önemlisi bir deprem yaratan Donald Trump'ın başkanlığından kaynaklandığını belirtiyor.
Abrami, araştırmalarında savunma ve güvenlik alanına, Türkiye-AB ilişkilerinin yanı sıra, AB'nin güvenlik mimarisi, stratejik ortaklar üzerindeki etkisi ve Türkiye-İtalya ilişkilerine yoğunlaşıyor.
Belki de hiç gerçekleşmeyecek olsa da ABD Başkanı Trump'ın ülkesini NATO'dan ayrılmakla tehdit etmesi nedeniyle yalnız kalan ve savunma açısından tek başına hareket etmek zorunda bırakılan bir AB'ye sahip olduklarını söyleyen İtalyan araştırmacı Abrami, şöyle konuştu:
“Türkiye'nin de AB'nin de ortak mücadeleleri var; Türkiye'nin başlangıçta diplomatik açıdan temel ve her halükarda askeri açıdan da önemli bir rol oynadığı Ukrayna'daki savaş. Orta Doğu için güvensiz bir ortam yaratan Gazze'deki çatışmalar var ve nereye doğru gideceğini bilmiyoruz.
Bu bağlamda, Türkiye'nin yeni şekillenen Avrupa güvenlik mimarisi açısından da önemi var. Mesela Londra'da Ukrayna için 'gönüllüler koalisyonu' toplantısına Türkiye'nin de davet edilmesi, Türk stratejik ve askeri sanayisinin giderek artan öneminin bir göstergesidir.
Bütün bunların içinde Türkiye-İtalya ilişkileri birinci derecede önemli, zira bir yandan son yıllarda giderek büyüyen önemli ikili ekonomik ilişkimize bir anlamda yeni olan, stratejik, jeopolitik ve hatta askeri ilişkileri de kapsayan bir işbirliği de eklendi.
Türk askeri sanayisinin amiral gemisi Baykar ile İtalya'da Piaggio Aerospace ve ardından Leonardo gibi askeri ve stratejik açıdan İtalya'nın iki önemli oyuncusu arasında önemli anlaşmalar yapıldı. Böylece Türkiye, gayriresmi olarak Avrupa güvenlik mimarisinin içine bir ayağını soktu."
Çok tartışılan ortak bir AB savunma yapısının gerçekçi olsa da bunu gerçekleştirmek için yolun çok uzun olduğunu dile getiren Abrami, "İngiltere ve Norveç gibi Türkiye'nin de bu AB savunma birliğine katılmak için referansları iyi. Çünkü Türkiye, son yıllarda stratejik özerklik yoluna girdi; Batı blokundan giderek uzaklaşan bir aktör oldu, diğer ortaklarıyla, çatışma öncesinde ve sonrasında da Rusya ile iyi ilişkiler sürdürdü. İtalya ve diğer pek çok AB ülkesi ile kurduğu savunma ilişkisi ve önemli savunma sanayisi ile Türkiye, oluşturulacak herhangi bir AB ortak savunma sisteminde kesinlikle temel bir aktör olabilir. Faydalı olabileceği zaman Türkiye'nin kapısını çalmaktansa, net bir kurumsal çerçeveyle onu yanınızda bulundurmanız daha iyidir" diye konuştu.
"Zirvenin 17 Nisan’da yapılmamış olması liderlere yardım edecek"
Samuele Abrami, İtalya-Türkiye arasındaki bu zirvenin aslen 17 Nisan'da yapılmasının planlandığını, ancak Meloni'nin Trump'la görüşme randevusu alması üzerine bunun 29 Nisan'a ertelendiğini hatırlatarak, "İmamoğlu'nun tutuklanmasından günler sonra Türkiye'deki durumun bir nebze sakinleşmesi ve İtalya’da da protestolardan daha az bahsedilmesi Meloni ve Erdoğan'a yardım edecek. Farklı ve daha sıcak bir iklimde Türkiye ile İtalya arasında anlaşmalar bulmak için daha fazla manevra alanları var" ifadesini kullandı.
"Erdoğan ve Meloni’nin liderlikleri birbirine benziyor"
Erdoğan ve Meloni’nin, uluslararası alanda çok hızlı bir şekilde birbirini izleyen değişimler karşısında ülkelerinin çıkarlarını dengeleyebilme konusunda ortak bir noktaya sahip olduklarını ifade eden Samuele Abrami, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mesela Meloni, yakın zamanda Donald Trump ile Washington'da ikili bir görüşme yaptı. Bir zafer kazanamadı ama İtalya için birincil öneme sahip bir arabuluculuk rolü ile AB ve ABD arasında iki cephede hareket edebilen bir aktör olarak evine döndü.
Diğer yandan siyasi kariyeri boyunca ne kadar iyi bir stratejist olduğunu ispatlamış bir Erdoğan var. Erdoğan, Ukrayna ihtilafının başlangıcında kendisine arabulucu rolü biçmeyi başardı. Son dönemde Türkiye'nin Avrupa stratejik çerçevesi için ne kadar önemli olduğunu vurgulamayı başardı. Ayrıca Joe Biden döneminde ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilerin çok soğuk olmasından sonra Donald Trump ile kişisel ilişkilerinin mükemmel olmasından faydalanmayı başardı.
Trump'ın da böyle çok işlevsel yönü var ve Erdoğan'ınkiyle örtüşüyor; paylaşılan değerlerden çok çıkarlara odaklanan bir diplomasi ve jeopolitik siyaset yapma biçimi. Bu noktada Trump, Erdoğan ve Meloni birleşiyor."
"İtalya, Afrika için Türkiye ile görüşmek zorunda"
Diğer yandan, özellikle enerji ve İtalya'ya göç akımı bakımından önemli olan Libya meselesinde Türkiye'nin İtalya'nın çıkarlarına uygun hareket ettiğini de savunan araştırmacı Abrami, "Türkiye, iki ülkenin burada çıkarlarının çatışmasına izin vermedi. Aksine işbirliği yaptı ve Türkiye, Libya'nın istikrara kavuşturulmasında ve İtalya'ya doğru daha fazla göç akışının önlenmesinde temel bir rol oynadı" diye konuştu.
Türkiye'nin Afrika'da varlığının yoğun olduğuna da değinen Samuele Abrami, "Bunun nasıl ilerleyeceğini bilmiyoruz, ama Meloni de Matteo Planı'yla Afrika'da varlık göstermek istiyor. Türkiye jeopolitik, stratejik açıdan Afrika'da takip edilmesi gereken bir oyuncu; askeri üsleri, İHA yatırımları, gayrı resmi diplomasisi, yumuşak gücü, çeşitli Afrika liderlerine erişimi... Bu iki ülkenin Afrika'da dostane ilişkiler sürdürebilmesi için İtalya'nın, Türkiye ile sık sık görüşmelerde bulunma zorunluluğu olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.