Suat Kılıç'tan "Öcalan çağrısı" açıklaması: "Yapacağı bir çağrı varsa, İmralı’dan yapabilir. Şu an bir barış elçisi gibi sunulmasını yadırgıyoruz, kabullenmiyoruz"

Suat Kılıç'tan "Öcalan çağrısı" açıklaması: "Yapacağı bir çağrı varsa, İmralı’dan yapabilir. Şu an bir barış elçisi gibi sunulmasını yadırgıyoruz, kabullenmiyoruz"

(ANKARA) - Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, "Terörist Abdullah Öcalan’ın yapacağı çağrı, ne olursa olsun terörist başının, terörist kimliği hiçbir zaman değişmeyecektir. Dolayısıyla bir affa ya da salıvermeye muhatap olması mevzubahis değildir. TBMM’ye gelmesine gerek yoktur. Yapacağı bir çağrı varsa, İmralı’dan yapabilir. Şu an bir barış elçisi gibi sunulmasını yadırgıyoruz, kabullenmiyoruz" ifadesini kullandı.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı’nın (MYK) ardından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. TÜİK VE ENAG tarafından açıklanan enflasyon rakamlarını değerlendiren Kılıç, asgari ücretin birinci ayda açlık sınırının altında kaldığına dikkat çekti. Kılıç, “Bugünden, daha birinci maaş ayında asgari ücret, açlık sınırın altında kalmış oldu. Ocak ayı enflasyonu yüzde 5 oldu. Daha cebe girmeden 22 bin 104 liranın, bin 100 lirasını ocak ayı enflasyonuna kaptırmış durumdayız. Buhar, duman oldu” dedi.

''Altta kalanın canı çıkıyor''

“Hükümetin yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 22 daha birinci aydan bunun yüzde beşi gitti. Görünen köy, kılavuz istemez. Bu demektir ki hükümetin yıl sonu enflasyon hedefini tutturması da bu tabloyla mümkün değil" diyen Kılıç, şunları kaydetti:

Bütün etiketler yukarı yönlü güncellenirken, enflasyonun düştüğüne inanmak mümkün mü? Tabi ki değil. İnanmadığımız TÜİK enflasyonu yüzde 42.12. ENAG’ın enflasyonu yüzde 81.1. Neden inanmadığımız TÜİK diyorum çünkü şubat ayı kira artış oranı da belli oldu. O da yüzde 56. Şu TÜİK’in enflasyonu var ya, buna TÜİK’te çalışanlar bile inanmıyor. Olan vatandaşa oluyor. Olan garibana, en altta kalana oluyor. Altta kalan, ezildikçe eziliyor. Altta kalanın canı çıkıyor.

“Sebzeye, ete, süte, yumurtaya ulaşılamıyor”

Tarım ülkesi Türkiye’de sağlıklı ve yeterli gıdaya ulaşmak ne yazık ki mümkün değil. Sebzeye, ete, süte, yumurtaya ulaşılamıyor. Tarlada kilosu beş lira olan ürünler, pazarda, manavda 35 liradan başlıyor. Allah ne verdiyse yukarıya doğru tırmanıyor. Köylünün kazanamadığını, arada kazanan kim? Bu soru beyinleri kemiriyor. Devlet ne etiketleri kontrol edebiliyor ne maliyetleri dengeleyebiliyor ne de üretim süreçlerini yönetebiliyor. Kentteki vatandaş, pazardaki manavdaki fiyata yetişemiyor. Köylü vatandaşımız her yıl zarar edip, borca battığından dolayı tarlayı terk ediyor.

“Yıllardır savaşta olan Ukrayna ve Rusya’da bile tarım Türkiye’den iyi durumda”

Köylünün bankası olan Ziraat Bankası, yandaş patronlara çakma raporlarla verdiği kredileri, faizsiz olarak köylüye çiftçiye, üreticiye verse fena mı olur? Toprağımıza sahip çıkılsa, unutulan köylümüz hatırlansa, hayvancılık yeniden ayağa kalsa kötü mü olur? Gıda enflasyonunda Avrupa birincisiyiz. OECD birincisiyiz. Dünyada ilk üçteyiz. Yıllardır savaşta olan Ukrayna ve Rusya’da bile tarım Türkiye’den iyi durumda. Beslenmek Rusya ve Ukrayna’da bile ucuz.

“Türkiye’yi her muhalif sesin susturulduğu bir rejime dönüştürmek kimsenin hayrına, yararına değildir”

Son günlerde Türkiye’de siyasetçiler ve gazeteciler arka arkaya gözaltına alınıyor. Çağrıldığında ifadeye gelebilecek insanların gözaltına alınmasını, gözdağı olarak değerlendiriyoruz. Muhalefetsiz demokrasi olmaz. Medyada muhalefet, siyasette muhalefet, toplumsal muhalefet, demokrasinin olmazsa olmazıdır. 2013 yılında yaşanan Gezi Olayları için bile 2025 yılında takipler yapılıyor. Bunu hukukun, demokrasinin neresiyle izah edeceğiz? Zaten 380 bin kişi ile tutuklu ve hükümlü sayısı bakımında rekorlar kırıyoruz. Türkiye’yi her muhalif sesin susturulduğu bir rejime dönüştürmek kimsenin hayrına, yararına değildir. Acilen kuvvetler ayrılığına dönülmelidir. Yargı bağımsızlığı acilen güçlendirilmelidir. Türkiye’nin finansal görünümü hukuk ve demokrasi adımlarıyla düzeltilmelidir. Tutuklu bulunan siyasetçi ve gazeteciler, hemen şimdi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmalıdır.

“6 Şubat’ta deprem bölgesinde olacağız”

Deprem bölgesinde zor şartlar altında hayatını sürdüren vatandaşlarımıza kolaylıklar diliyoruz. Kalıcı konut ve iş yerlerinin bir an evvel teslim edilmesi için yürütülen çalışmaları yakından takip ediyoruz. 6 Şubat’ta milletvekillerimiz ile birlikte Kahramanmaraş’ta, Adıyaman’da, Malatya’da, Gaziantep’te, Hatay’da vatandaşlarımızın yanında olacağız. Acılarını paylaşacağız, aksaklıkları konuşacağız. Seslerinin Ankara’ya ulaşmasını sağlayacağız.''

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yapacağı açıklanan çağrıya ilişkin görüşlerini ise şöyle dile getirdi:

''Terörist Abdullah Öcalan’ın yapacağı çağrı, ne olursa olsun terörist başının, terörist kimliği hiçbir zaman değişmeyecektir. Dolayısıyla bir affa ya da salıvermeye muhatap olması mevzubahis değildir. TBMM’ye gelmesine gerek yoktur. Yapacağı bir çağrı varsa, İmralı’dan yapabilir. Şu an bir barış elçisi gibi sunulmasını yadırgıyoruz, kabullenmiyoruz. Eğer çağrıda bulunacaksa, alay-ı vala ile değil, bu çağrıyı bir an önce yapmalıdır. Bu çağrı hiçbir şarta dayalı olmamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti’ne bir hükümlünün şart dayatması kabul edilemez.''