TBMM Genel Kurulu... DEM Parti Grup Başkanvekili Koçyiğit: "Bu oteli kim denetliyor; Turizm Bakanlığı. Oteli kim pazarlıyor; Turizm Bakanının tur şirketi"

TBMM Genel Kurulu... DEM Parti Grup Başkanvekili Koçyiğit: "Bu oteli kim denetliyor; Turizm Bakanlığı. Oteli kim pazarlıyor; Turizm Bakanının tur şirketi"

(TBMM) - TBMM Genel Kurulu'nda Kartalkaya'da meydana gelen yangın faciasına ilişkin araştırma önergesi görüşülüyor. DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Kaza olunca, deprem olunca, yangın olunca 'bunu siyasete alet etmeyelim' diyorsunuz. Hayır bu siyaset üstü değil tam da siyasetin meselesi bu. Sizin siyasi tercihiniz patrondan yana. Bu oteli kim denetliyor; Turizm Bakanlığı. Oteli kim pazarlıyor; Turizm Bakanının tur şirketi. Turizm Bakanı her odasını sattığında yüzde 30 komisyon aldığı otele uygunluk raporu vermeyecek mi? Kapısına mühür mü vuracak; tabi ki hayır. İnsan yaşamına rağmen daha fazla kar elde etmek amaç" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda Bolu Kartalkaya'da Grand Kartal Otel'de meydana gelen yangının tüm boyutlarıyla araştırılarak benzer olayların önlenmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırma önergesi görüşülüyor.

"Turizm Bakanı pişkin bir şekilde o koltukta utanmadan oturamaz"

Yeni Yol Partisi Grup Başkanı ve İstanbul Milletvekili Bülent Kaya şunları söyledi:

"Bu olayların son olmasını diliyorum tıpkı Türkiye'de yaşanan pek çok felakette son olmasını dilediğimiz gibi. 2003 yılında Bingöl depreminde 176 vatandaşımız hayatını kaybetti, son olmadı. 2004 Pamukova tren kazası, 2008 Kütahya tren kazasında da 50 vatandaşımız hayatını kaybetti. Marmara sel felaketi, Van depremi, Soma maden faciası, Ermenek, Aladağ öğrenci yurdu, Çorlu tren kazası, 6 şubat, Kartalkaya... Bu ülkede her şey pahalı ama maalesef insan hayatının bir değeri yok. Hiçkimse sorumluluk üstlenmiyor. Sebep olanların istifa etmediği hatta bir sonraki yıllarda terfi edilen bir sistemde bu felakette tavır almak yerine maalesef siyasi kamplara ve pozisyonlarımıza göre değerlendirmeye devam ediyoruz. Siyaset kurumunun bu gidişe dur demesi lazım.

Bir turizm tesisinde yangın yönetmeliğine aykırı bir şekilde yönetilen bir turizm tesisinde 78 insanımız yanarak hayatını kaybediyorsa Turizm Bakanı pişkin bir şekilde o koltukta utanmadan oturamaz. İlgili bakan istifa etmiyorsa hiç olmazsa görevden affı istenir. Yangın ruhsatı için kendisine müracat edilmiş bir belediye başkanı yaptığı denetimde tahliye çıkışları, ışıklı levhaları, söndürme gereçleri, yangın alarmı gibi pek çok yetersizliği tespit etmişken 'başvuru geri çekildi' diye siyasi sorumluluktan kaçamaz bir belediye başkanı ve o koltukta oturamaz. Dayısının oğlunu belediye başkan yardımcısı olarak atayıp itfaiye birimini ona bağlayan kişi 78 canını kaybeden ailelere saygısızlık yapmıştır. Siz eğer eleştirdiklerinize benzeyecekseniz niçin bu muhalefeti yapıyorsunuz? Otel sahiplerinin bakan, otel sahiplerinin sertifikasyon kurumlarında yönetici ve üye olduğu bir sistem sağlıklı bir denetim sistemi değildir. Yargıyı bir sopa olarak sadece muhalefetin kafasında kullanıyorsunuz. Bu felaketlerden ders çıkartmamız lazım."

"Bu çürümenin bedelini halkımız canıyla ödüyor"

DEM Parti Grup Başkanvekili ve Kars Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ise şunları söyledi:

"Bu olayın birinci derece sorumlusu AKP iktidarının kendisidir. Hiç suçu başka bir yere atmaya, başka yerlerde fail aramaya, işin içinden sıyrılmaya çalışmanızı kabul etmiyoruz. Bu işin siyasi, ahlaki, vicdani ve hukuki sorumluluğunu almanızı bekliyoruz. Bir kez olsun sorumlu olduğunuzu ifade edin. 78 insan geleceğe umutla bakan insanlardı. Bu ülkede 40 yılda bir, zor koşullarda gittiğiniz bir tatilde can veriyorsunuz. Bizim ülkemizde insanlar normal koşullarda çok hafif gelen kazalar nedeniyle bile yaşamını yitiriyor. Yolda yürürken ölebilirsiniz, deprem olur, sel olur, tren kazası olur ölürsünüz çünkü önlem alması gerekenler önlem almıyor. Bu ülkede insanlar sizin yapmadıklarınız nedeniyle yaşamını yitiriyor ama siz gayet rahatsınız. Bütün bunlar çürüttüğünüz sistem nedeniyle, sermaye yanlısı olduğunuz için oluyor ama siz sürekli sorumluluğu başka yerlere atıyorsunuz. Bu çürümenin bedelini halkımız canıyla ödüyor.

2007 yılında çıkan bir yönetmelikle belediyelerin yangın denetleme yetkisini kısıtladınız. TMMOB'un yetkilerini tırpanladınız çünkü işinize gelmiyor. Her şeyi tek bir elde toplamak istiyorsunuz. O zaman rantın, sömürünün önünü açabiliyorsunuz. Ülkeyi şirket mantığıyla yönetiyorsunuz. Kaza olunca, deprem olunca, yangın olunca 'bunu siyasete alet etmeyelim' diyorsunuz. Hayır bu siyaset üstü değil tam da siyasetin meselesi bu. Sizin siyasi tercihiniz patrondan yana. Kim denetliyor oteli; Turizm Bakanlığı. Oteli kim pazarlıyor; Turizm Bakanının tur şirketi. Turizm Bakanı her odasını sattığında yüzde 30 komisyon aldığı otele uygunluk raporu vermeyecek mi? Kapısına mühür mü vuracak; tabi ki hayır. İnsan yaşamına rağmen daha fazla kar elde etmek amaç. Demokratik bir ilişki geliştiremiyorsunuz. Bütün suçu yerel yönetimlere yüklüyorsunuz. Burada ortak bir komisyon kurarak sorumluluğu üzerinizden atamazsınız. Bu işin sorumlusu sizsiniz."