Tuğba Yavaş’ın şüpheli ölümüne ilişkin davaya yarın devam edilecek... Kadının ailesinin avukatları: "Dosyada pek çok hukuki garabet mevcut"

Tuğba Yavaş’ın şüpheli ölümüne ilişkin davaya yarın devam edilecek... Kadının ailesinin avukatları: "Dosyada pek çok hukuki garabet mevcut"

Haber: Esra TOKAT

(ANKARA) - Çanakkale'de evinin balkonundan şüpheli şekilde düşerek hayatını kaybeden Tuğba Yavaş'ın eşinin "intihara yönlendirme" suçundan yargılandığı davanın ikinci duruşması yarın görülecek. Duruşma öncesi ANKA Haber Ajansı'na konuşan mağdur ailenin avukatları, "Dosya bir şüpheli ölüm dosyasıyken nasıl oluyor da yargılama asliye ceza mahkemesinde yürütülüyor, anlaşılır bir durum değil. Sanık apar topar tahliye edildi ve şu an serbest. Talep ettiğimiz tek şey hukuka uygun bir sürecin yürütülerek olayın aydınlatılması" dedi.

Restoratör Tuğba Yavaş, 30 Ekim 2024’te, Çanakkale’nin Hamidiye Mahallesi’nde 5’inci kattaki evinin balkonundan park halindeki bir motosikletin üzerine düşerek hayatını kaybetti.

Bir gün arayla iki ayrı iddianame hazırlandı

Tuğba Yavaş'ın, eşi olan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alptekin Yavaş cinayet şüphesiyle tutuklandı ve hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle ağır ceza mahkemesinde 12 Aralık 2024’te dava açıldı. Bir gün sonra dosya asliye ceza mahkemesine gönderildi.

Yargılamaya başlayan Çanakkale 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 8 Ocak’taki ilk duruşmada dosyayı "görevsizlik" kararı vererek ağır ceza mahkemesine gönderdi. Çanakkale 3. Ağır Ceza Mahkemesi 14 Ocak'ta sanık Yavaş’ın tahliyesine karar verdi ve karşı "görevsizlik" kararı ile dosyayı tekrar asliye ceza mahkemesine yolladı.

Asliye Ceza Mahkemesi, tutuksuz sanık Yavaş'ı yargılamaya yarın devam edecek.

"Sanık yetkisi olmadığını ifade eden Ağır Ceza Mahkemesince serbest bırakıldı"

Mağdur ailenin avukatları Sevda Demirtaş ve Serenay Yaman, duruşma öncesinde ANKA Haber Ajansı’na konuştu.

Tuğba Yavaş’ın yüksekten düşerek şüpheli şekilde hayatını kaybettiğini ifade eden avukat Demirtaş, şunları söyledi:

"Hukuki süreç ise Tuğba’nın ölümünün ardındaki şüpheyi her geçen gün arttırmaya devam ediyor. Dosyada soruşturma aşamasından itibaren pek çok hukuki garabet mevcut, yargılama açısından büyük önem arz eden ilk iddianame, ilk diyoruz çünkü olaya ilişkin 12 Aralık 2024 tarihinde iddia makamınca kasten öldürme suçuna ilişkin olarak düzenlenerek sisteme yüklendi. Gariptir ki bir gün içerisinde iddia makamının görüşü değişerek 13 Aralık’ta intihara yönlendirme suçu yönünden iddianame düzenlendi. Ancak söz konusu iddianamede sanığa isnat edilen suçun vasfını değiştirecek nitelikte tek bir delil dosyaya girmemiştir. Soruşturma aşamasında uygulanan bu hukuka aykırılıklar ve isnat edilen suçun vasfı gereği, ağır ceza mahkemesinde açılması gereken dosya asliye ceza mahkemesinde açılmıştır. Dolayısıyla dosyada etkin soruşturma yapılmadığı gibi bu süreçte etkin bir kovuşturma da yapılmadığına şahit oluyoruz. Sanık bu süreç içerisinde yetkisi olmadığını ifade eden ağır ceza mahkemesince serbest bırakıldı."

"Telefonda yüzeysel bir inceleme yapıldı"

Sanığa ait cep telefonu kayıtlarının detaylı incelemeye dahi alınmadığını ifade eden Demirtaş, şöyle konuştu:

"Telefon inceleme tutanağına bakıldığında yalnızca yüzeysel bir inceleme yapıldığını ve bunun sonucunda sanığın sosyal medya hesaplarına ve arama kayıtlarına ulaşılamadığının yazıldığını görüyoruz. Bu da demek oluyor ki sanık olaydan sonra telefon kayıtlarını silmiş ve sosyal medya uygulamalarını telefondan kaldırmış. Buna karşın mahkeme tarafından sanığın HTS kayıtlarının getirtilmesine ve telefon üzerinde silinen uygulamaların geri getirilmesine ilişkin bir kararı ne yazık ki yok. Ayrıca olay mahallinde gelinen aşamada hala daha keşif dahi yapılmadı. Kamera kayıtlarına baktığımızda sanığın sakin bir şekilde apartmandan çıkarak maktulün yanına gidip yaşayıp yaşamadığını kontrol ettiğini görüyoruz. Karısı yüksekten düşen bir eşe göre çok sakin ve yavaş bir şekilde merdivenlerden indiğini de yine kamera saatinden anlıyoruz."

"Talep ettiğimiz tek şey hukuka uygun bir sürecin yürütülerek olayın aydınlatılması"

Avukat Yaman da sanığın dosyadaki savunmalarının çelişkili ve tutarsız olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:

"Sanık maktulün çivileme şekilde düştüğünü söylerken, o sırada ikinci katta oturan ve olaya şahit olan komşuları ise maktulün balıklama şekilde düştüğünü beyan ediyor. Bu çelişkiyi gidermek için mahkeme tarafından fizik mühendisliğinden bir rapor alınması gerekirken dosyada buna dair verilen bir karar yok. Yalnızca sanık anlatımlarından hareketle yürütülen bir yargılama süreci görüyoruz. Sanık statü sahibi ve yaşadığı şehirde tanınan biri. Ayrıca siyasi bağlantıları olduğu iddiası var. Dosya bir şüpheli ölüm dosyasıyken nasıl oluyor da yargılama asliye ceza mahkemesinde yürütülüyor, tarafımızca anlaşılır bir durum değil. Sanık apar topar tahliye edildi ve şu an serbest. Talep ettiğimiz tek şey hukuka uygun bir sürecin yürütülerek olayın aydınlatılması. Bu da olaya öncelikle şüpheli kadın ölümü olarak yaklaşılması ve dosyadaki yargılamanın ağır ceza mahkemesinde yapılmasıyla mümkün. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği olarak şüpheli kadın ölümlerinin ardında gizlenenin erkek şiddeti olduğunu biliyoruz. Tuğba ve yaşam hakkın elinden alınan tüm kadınlar için hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz."