Valiliğin JES kararına Efes Selçuk Belediye Başkanı Sengel’den rest: O JES’lerin Efes Selçuk sınırlarına girmesine müsaade etmeyeceğiz

Valiliğin JES kararına Efes Selçuk Belediye Başkanı Sengel’den rest: O JES’lerin Efes Selçuk sınırlarına girmesine müsaade etmeyeceğiz

Haber: Tenzile AŞÇI - Kamera: Akın KÜÇÜKKURT

(İZMİR) – Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, İzmir Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı’nın iki tanesi Efes Selçuk’ta olmak üzere kent genelinde 40 noktada jeotermal kaynak sahası ihalesine çıkmasına tepki gösterdi. JES’lerin tarım ve hayvancılığa zarar verdiğinin altını çizen Sengel, "Efes Selçuk’ta maden ocakları, mermer ocakları, RES’ler ve JES’lere karşı topyekûn bir mücadele içindeyiz. Geçmişte ne yaptıysak, şimdi de Valiliğin çıktığı ihaleye karşı dimdik durmaya devam edeceğiz. O JES’lerin Efes Selçuk sınırlarına girmesine müsaade etmeyeceğiz" dedi.

Aydın'ın özellikle Germencik ilçesinde tarımsal üretime, yeraltı sularına ve havaya zarar verdiği gerekçesiyle bölge halkı ve çevre platformlarının karşı çıktığı ve jeotermal elektrik santrallerinin İzmir’de kurulumu için İzmir Valiliği harekete geçmişti.

Valiliğe bağlı Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı, geçtiğimiz hafta kent genelinde 13 ilçede 40 noktada jeotermal kaynak sahası ihalesine çıkacağını duyurdu.

Havutçulu Köyü’nde JES’e karşı mücadele verilen Efes Selçuk’ta iki santral kurulması planlanırken ANKA Haber Ajansı’na konuşan Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, ilçede JES kurulmasına izin vermeyeceklerini söyledi.

“Tarım yok oluyor, bitki örtüsü yok oluyor”

JES’lerle birlikçe ilçenin tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin de olumsuz etkilendiğini kaydeden Başkan Sengel, şunları söyledi:

"Selçuk’taki alanların toplamı 5 bin hektarı aşıyor. Henüz ÇED süreci başlamadı. İhalenin 18 Şubat itibarıyla yapılacağı belirtilmiş. Geldiğimiz noktada, hemen dibimizde bir Germencik örneği var. Germencik, jeotermalin vahşi ve agresif bir şekilde kullanılması ve denetimsizlik sonucunda tam anlamıyla jeotermal santrallerinin cehennemi haline döndü. Çok yakın bir zamanda jeotermal borularının su ve gaz sızdırması nedeniyle birçok hektarlık zeytinlik ağaçlarımız yok oldu. Tarım yok oluyor, bitki örtüsü yok oluyor. İnsan sağlığına zararlı bir durumla karşı karşıya kalıyoruz. Biz maden ocaklarıyla, JES’ler ve RES’lerle devamlı karşı karşıya kalıyoruz. Çok kısa bir süre önce, Havutçulu’da ‘Jeotermal istemiyoruz!’ sloganıyla bir eylem yapıldı. ÇED raporuna karşı açtığımız davaları kazandık. Onun üzerine tekrar geldiler, tekrar müracaat ettiler. Köylülerimizle birlikte verdiğimiz haklı mücadelemiz haklı görüldü ve jeotermalin bu sınırlar içerisinde girmesine engel olduk."

“Hepsi bereketli toprakların olduğu topraklar”

Valiliğin ihaleye çıktığı noktaların tamamının tarım bölgesi olduğuna dikkati çeken Sengel, şu ifadeleri kullandı:

"İzmir Valiliği’nin açtığı ihalede şayet arama noktasında bir şirkete ihale edildikten sonra ÇED süreci başlayacak. O süreçte biz tekrardan bu kadim, bereketli, kültürel ve tarihi değerleri yüksek toprakların jeotermal tehdidiyle karşı karşıya kalmaması adına mücadele etmeye devam edeceğiz. İzmir Valiliği’ne özellikle şunu söylemek istiyorum: İzmir’de Bergama, Kınık, Kiraz, Menderes gibi yerlerde de benzer planlar yapılıyor. Hepsi bereketli toprakların olduğu topraklar. Bu hatalı karardan dönülmesi en büyük temennimiz olur."

"Türkiye’deki en büyük problem de bu. Denetimsizlik!"

Temiz enerjiye karşı olmadıklarının altını çizen Sengel, ‘denetimsizlik’ eleştirisi yaparak şöyle konuştu:

"Doğal kaynakların enerjiye dönüştürülmesine, temiz enerjiye elbette karşı değiliz. Ancak sıkıntı şu: Jeotermaller kurulduktan sonra zemin altına müdahale edilirken o suyun ve aynı zamanda bütün kaynakların kirlenmesi, daha sonra çok daha kötü bir pozisyonla karşılaşılması gibi bir durum söz konusu. Aynı zamanda da büyük denetimsizlikler söz konusu. Bir şeye izin verildikten sonra ve onu denetlemediğiniz süre içerisinde inanılmaz derecede hor kullanılmaya başlanıyor. Bu çevreden ve yakın çevreden bildiğimiz üzere ne yazık ki bu denetimsizlik devam ettiği için şu anda Germencik bu tehlikeyle karşı karşıya. Biz de etkileniyoruz. Bizim tarımımız da hayvancılığımız da etkileniyor. Bir şey yakılacaksa serimi, düğümü, çözümü belli olur. Kolonlar o kadar sağlam olur ki o kolonların sağlamlığından sonra da o denetim mekanizması ‘nasıl olsa bu şirkete verdik, şirket idare etsin’ gibi değil tam aksine koşulların dört bir yandan da değerlendirilmesi gerekiyor. Türkiye’deki en büyük problem de bu. Denetimsizlik!”

“Valiliğin çıktığı ihaleye karşı dimdik durmaya devam edeceğiz”

İlçede JES kurulumuna izin vermeyeceklerini tekrar eden Sengel, şunları söyledi:

“Efes Selçuk’ta belediye başkanı olduğum günden beri maden ocakları, mermer ocakları, RES’ler ve JES’lere karşı topyekûn bir mücadele içindeyiz. Geçmişte ne yaptıysak, şimdi de Valiliğin çıktığı ihaleye karşı dimdik durmaya devam edeceğiz. Toplumsal olarak muhalefetimizi yerine getireceğiz ve o JES’lerin Efes Selçuk sınırlarına girmesine müsaade etmeyeceğiz.”