Yalçın Karatepe: Yol haritamız çok net. Seçim sandığını vatandaşın önüne koyup AK Parti iktidarını sonlandırmak istiyoruz

Yalçın Karatepe: Yol haritamız çok net. Seçim sandığını vatandaşın önüne koyup AK Parti iktidarını sonlandırmak istiyoruz

HABER: GÜLARA SUBAŞI / KAMERA: CEMAL BERK AYTEKİN

(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, “Bizim yol haritamız çok net. Biz o seçim sandığını vatandaşın önüne koyup 23 yıldır iktidarda olan AK Parti iktidarını sonlandırmak istiyoruz. Biz biliyoruz ki o sandık vatandaşın önüne konulduğu zaman da vatandaş oy kullanarak bu iktidara, ‘Artık yeter. Ben yeni bir anlayışla, yeni bir partinin, CHP’nin yönetiminde artık geleceğimi yaşamak istiyorum ve şekillendirmek istiyorum’ mesajını verecek” dedi.

CHP’nin 21’inci Olağanüstü Kurultayı, dün yapıldı. Kurultay sonucunda CHP Lideri Özgür Özel, yeniden genel başkanlığa seçildi. PM seçimlerinde ise Özel’in anahtar listesi fire vermeden delegeden onay aldı. PM seçimlerinde 881 delegenin oyunu alarak Bilim Kültür Sanat Platformu listesine ilk sıradan giren CHP Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, kurultaya ilişkin ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmede bulundu. Karatepe, şöyle konuştu:

“CHP, ‘kurultaylar partisi’ olarak bilinir ama bu bizim alışık olduğumuz ya da kamuoyunun partimizi ilişkilendirdiği olağanüstü kurultaylardan birisi değildi. Bu AK Parti’nin partimize, hukuk kurumu üzerinden başlattığı bir saldırının önünü kesmek üzere, Genel Başkanımız tarafından alınan bir kararla 15 gün içerisinde toplanan bir kurultaydı. Dolayısıyla olağanüstü bile değildi; olağan olağanüstü bir kurultaydı. Anormal koşullarda yapılan bir kurultay olarak düzenlendi. Dün gerçekleşti. Çünkü bu saldırılara, bu partinin bir cevap vermesi gerekiyordu. Ve gördü ki dün partimiz, tüm örgütümüz, 1,8 milyona yakın üyemizin temsil edildiği delegeler tarafından AK Parti’ye ve kamuoyuna şu mesajı verdi: ‘Biz birlikte size karşı güçlü bir şekilde mücadele etmeye devam edeceğiz. Sizin araçsallaştırdığınız hukuk üzerinden ya da başka mekanizmalar üzerinden bize saldırılarınıza karşı güçlü duracağız. Kendi içimizdeki görüş ayrılıklarını bunların bir aracı olmasına izin vermeyeceğiz’ mesajını çok güçlü biçimde verdi. Genel Başkanımız çok yüksek bir oy oranıyla seçildi. Geçerli oyların tamamını aldı. PM listemiz oldukça, daha önceki liste büyük çoğunluğuyla korundu. Sadece yaş kotası vs. Gibi şeylerden değişiklikler oldu. Dolayısıyla biz parti yönetiminde çok değişikliğe yol açmadan ama iktidara güçlü bir biçimde, ‘Biz sizin ne yaptığınızı biliyoruz ama size karşı biz tek vücut olarak mücadele etme konusunda çok kararlıyız’ mesajını, dünkü kurultay sonucu tüm kamuoyuna verdi, diye diye düşünüyorum.

“Yol haritamız çok net. Seçim sandığını vatandaşın önüne koyup AK Parti iktidarını sonlandırmak istiyoruz”

Bizim yol haritamız çok net. Biz o seçim sandığını vatandaşın önüne koyup 23 yıldır iktidarda olan AK Parti iktidarını sonlandırmak istiyoruz. Biz biliyoruz ki o sandık vatandaşın önüne konulduğu zaman da vatandaş oy kullanarak bu iktidara, ‘Artık yeter. Ben yeni bir anlayışla, yeni bir paritinin, CHP’nin yönetiminde artık geleceğimi yaşamak istiyorum ve şekillendirmek istiyorum’ mesajını verecek. Erdoğan da bunu net bir biçimde gördüğü için çünkü bizim gördüğümüzü onlar da görüyorlar. Kamuoyu anketleri yaptırıyorlar, değişik yerlerden değişik verilerle besleniyorlar. Toplumsal huzursuzluğun ne kadar yüksek olduğunu, iktidar değiştirme arzusunun ne kadar şiddetli olduğunun onlar da farkında. Dolayısıyla bunu öteleyebilmek için ya da iktidarlarını kaybetme riskini onlar açısından bertaraf edebilmek için her türlü hukuksuzluğa başvurduklarını görüyoruz. Ekrem İmamoğlu’nun önce diplomasının iptal edilmesi, gözaltına alması ve tutuklanmasıyla devam eden sürece baktığımız zaman, partimize yönelik kayyum tartışmalarına baktığımız zaman, parti ve ülke topyekun bir saldırı altındaydı.

“Vatandaşa, ‘Demokratik bir ülkede mi yaşamak istersiniz, bu iktidarın yaptıklarından memnun musunuz’ sorusunu soracağız. Yanıtın ne olduğunu Erdoğan da biliyor”

Bundan sonraki sürecimizde biz ana hedefimizden hiç ayrılmadan o seçim sandığını vatandaşın önüne getirip bu hukuksuzluklara, bu zor ekonomik koşullara, bu geleceğe ilişkin olan umutsuzluğa son vermek için o sandığı koyup vatandaşa, ‘Tercihinizi yapın. Demokratik, özgür, refah içerisinde yaşayan bir ülke olarak mı gelecekte yaşamak istersiniz, yoksa son 23 yıldır bu ikitdarın yaptıklarından memnun musunuz, bunun devam etmesini mi istersiniz’ sorusunu soracağız. Yanıtın ne olduğunu sadece biz bilmiyoruz, Cumhurbaşkanı Erdoğan da biliyor. O yüzden sandıktan kaçmak için elinden gelen her şeyi yapıyor.”

“Saraçhane süreci, bıçağın kemiğe dayandığını değil kemiği de kırdığını bize gösterdi”

Karatepe, Ekrem İmamoğlu’nun serbest bırakılması için başlatılan imza kampanyasına ilişkin olarak ise şunları söyledi:

Öncelikle biz toplumsal muhalefeti ve sokakta siyaset yapmayı hep yaptık. Hatırlayın; emeklilere ilişkin miting, asgari ücretle geçinemiyoruz mitingi, çiftçilerin ürünlerine ilişkin mitingler, atanmayan öğretmenlere ilişkin... Biz sokakta hep var olduk. Ama üç hafta önce yaşanan Saraçhane süreci, bıçağın kemiğe dayandığını değil kemiği de kırdığını bize gösterdi. Bu iktidarın yapabileceklerinin makul bir insanın hayal edemeyeceği şeyler olduğunu çok net bir biçimde gördük. Dolayısıyla biz sokak mücadelesinin seviyesini yükselttik. Sürekli zaten sokaktaydık ama daha sık ve düzenli olarak ve sadece sokakta olarak değil, farklı eylem biçimleriyle de bu muhalefet sürecini ve iktidardan duyulan rahatsızlığın ifade edilme yöntemlerini arttıracağız.

“Yaşadığı şeylerden mutsuz olan on milyonlarca insan, mutsuzluğunu demokratik kanallardan nasıl ifade edebilirim arayışındaydı”

Bu sebeple her hafta çarşamba günü akşam İstanbul’un bir ilçesinde ve hafta sonu da Türkiye’nin büyük bir ilinde bu mitingler devam edecek. Farklı eylemler de zaman içerisinde olacaktır. Dolayısıyla toplumsal muhalefeti o sandık vatandaşın önüne gelinceye kadar artırarak devam edeceğimizi ifade etmek isterim. Şunu da belirtmek isterim: Geçen hafta alışveriş boykotu vardı, dayanışma sandığına insanların gelip oy kullanması, CHP üyesi olmayan insanların oy kullanması ya da sokak gösterilerine akşamları Türkiye’nin her tarafında üniversite kampüslerinde gösterilerin olduğunu biliyoruz, insanların katılıyor olmasını, İstanbul’da Maltepe’de yaptığımız mitinge 2,2 milyon gibi çok yüksek sayıda katılımın olması bize şunu da gösteriyor: Bugün ülkede yaşadığı şeylerden -bu ekonomik olabilir, hukuksuzluk olabilir, sağlık sisteminden duyduğu memnuniyetsizlik olabilir, çiftçiyse para kazanamıyor olması ya da üretim maliyetinin yüksek olması olabilir, emekliyse geçinemediği için vs. mutsuz olan on milyonlarca insan, bu mutsuzluğunu demokratik kanallardan iktidara karşı nasıl ifade edebilirim arayışındaydı. Bu süreç o insanlara bu imkanı veriyor. ‘Alışveriş yapmayın.’ Ne kadar güzel bir mesaj. Bu mesaj alındı mı iktidar tarafından? İktidar bu mesajın ne kadar güçlü olduğunun farkında ki sürekli bakanlar alışverişe gidiyor, veri açıklıyor ki o verilerin kamuya açık veriler olmadığı, dolayısıyla güvenilirliğine ilişkin şüphelerin de olduğunu ifade edeyim- gibi şeylerle bunları önemsizleştirmeye çalışıyor.

“İktidar, toplumsal muhalefet yapmak isteyenlerin bunun yapılabilir olduğunu görmelerini istemiyor”

İktidar şundan çok daha korkuyor: ‘Eğer bu itirazı yükseltme, alışkanlık haline gelirse ben şimdiye kadar oluşturduğum baskı rejimiyle bunları baskılama olanağını da kaybederim’ endişesi taşıdığı için habire ‘Alışveriş yapmayın’ çağrısında bulunanlar hakkında, kampüste gösteri yapan öğrenciyi tutukluyorlar, sokağa çıkana farklı muameleler... Bugün 300’e yakın insan, bu süreçteki gösterilerden dolayı tutuklu vaziyette ki biz onların bir an önce salıvermesini de istiyoruz. Toplumsal muhalefet yapmak isteyenlerin bunun yapılabilir olduğunu görmelerini iktidar istemiyor. O yüzden baskıyı bu kadar artırdıklarını biliyoruz. Ama vatandaş artık hangi aracı ya da mecrayı ona sunarsanız onu kullanarak onu kullanarak bu duyduğu rahatsızlığı ifade ediyor. İmza kampanyası da bunlardan bir tanesi. Bakın, ön seçimde dayanışma sandığına 14 milyonun üzerinde CHP üyesi olmayan ve yaşananlardan da memnun olmayan yurttaşımız katıldı, oy kullandı. Şimdi biz bu imza kampanyasıyla bu sayının 27 milyona ulaşacağını biliyoruz ki oldukça hızlı ilerliyor, herhalde bugün 8 milyona ulaşmıştır. Herkes sesinin duyulmasıın istiyor. ‘Ben sizin iktidarınızdan ve yarattığınız Türkiye’den memnun değilim’ mesajını veriyor. Biz de vatandaşla birlikte o seçim sandığı önümüze gelinceye kadar kutup bu tür faaliyetlerimize devam edeceğiz.”