YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar, Üniversitelerarası Kurul Toplantısında konuştu: "Tarımda dijital teknolojilere dayalı programların oluşturulmasını hedefliyoruz"

(ANKARA) - Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, tarımın; yapay zekâ, hassas tarım uygulamaları, nesnelerin interneti tabanlı izleme sistemleri ve büyük veri analitiği gibi teknolojilerin hızla entegre edilmesi gereken sektörlerin başında geldiğini belirterek, "Tarımda dijital teknolojilere dayalı lisans ve ön lisans programlarının oluşturulmasını, mevcut programların revize edilmesini ve sektörle işbirliklerinin derinleştirilmesini teşvik ederek, ülkemizin tarımsal üretim kapasitesini ve küresel rekabet gücünü artırmayı hedefliyoruz" dedi.
YÖK Başkanı Özvar’ın katıldığı 261. Üniversitelerarası Kurul Toplantısı yapıldı. Özvar, YÖK'teki toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin farklı illerinde gerçekleştirilen 2030’a Doğru Türk Yükseköğretim Vizyonu Bölgesel Toplantıları’nın çok verimli geçtiğini belirterek, bu toplantıların kalıcı netice vermesi adına rapor hazırlanması kararını aldıklarını ve rapor ile oluşturulan eylem planını önümüzdeki ay üniversitelerle paylaşacaklarını bildirdi.
Özvar, “Temel hedefimiz; üniversitelerimizin rekabet gücünü artırmak, sürdürülebilir bir yükseköğretim sistemi inşa etmek, üniversitelerimizin ulusal ve uluslararası itibarını güçlendirmek adına atılması gereken somut adımları içeren bir stratejik çerçeve oluşturmaktır” dedi.
Özvar, yapay zekâ temelli program açan üniversite sayısını 80’e çıkaracaklarını belirterek, “Bunlar arasında vakıf üniversitemiz de yer alacak. Bilişim ve yapay zekâ temelli programlar gibi büyük önem verdiğimiz siber güvenlikle ilgili olarak da ön lisans ve lisans programlarının sayısını artıracağız” dedi.
“Tarım sektöründe dijital dönüşüm sürecini destekleyecek eğitim modellerinin oluşturulmasını hedefliyoruz”
Özvar, üniversitelerde dijitalleşme ve bilişim teknolojileri odaklı anlayışla sağlık eğitimi alanında da dönüşüm gerçekleştirmeyi hedeflediklerini belirterek, “Bu konudaki çalışmalarımızı koordine etmek adına bir çalışma grubu oluşturduk. Yeni önlisans programlarını belirledik ve bunları bu yıl açılmak üzere üniversitelerimize teklif edeceğiz. Lisans programları üzerinde bir süre daha çalışacağız ve önümüzdeki süreçte bunlarla ilgili de gerekli adımları atacağız” dedi.
Tarım sektöründe de dijital dönüşüm sürecini destekleyecek eğitim modellerinin oluşturulmasını hedeflediklerini dile getiren Özvar, şöyle devam etti:
“Tarım; yapay zekâ, hassas tarım uygulamaları, nesnelerin interneti tabanlı izleme sistemleri ve büyük veri analitiği gibi teknolojilerin hızla entegre edilmesi gereken sektörlerin başında gelmektedir. Tarımda dijital teknolojilere dayalı lisans ve ön lisans programlarının oluşturulmasını, mevcut programların revize edilmesini ve sektörle işbirliklerinin derinleştirilmesini teşvik ederek, ülkemizin tarımsal üretim kapasitesini ve küresel rekabet gücünü artırmayı hedefliyoruz. Yeni ön lisans ve lisans programlarının tekliflerini aldık ve bunlar üzerinde çalışıyoruz. Açılacak programların netleşmesinin ardından üniversitelerimize tekliflerimizi ileteceğiz.”
Özvar, istihdama duyarlı programlar çalışması kapsamında meslek yüksekokullarındaki makine, metalurji, inşaat gibi programların daha spesifik programlara dönüştürülmesi için de çalışmaların sürdüğünü kaydetti.
“Yeşil ekonomi için yeni programlar geliyor”
Özvar, dijitalleşme ve yapay zekâ alanlarında başlattıkları program açma ve müfredat yenileme seferberliğinin benzerini yeşil ve sürdürülebilir teknolojiler alanında da gerçekleştirmeyi planladıklarını ifade ederek, “Ülkemizin yeşil ekonomi yolunda ihtiyaç duyacağı uzmanları yetiştirmek üzere üniversitelerimizde ilgili alanlarda önlisans, lisans ve lisansüstü programların açılmasını planlıyoruz. Mevcut üniversite programlarımızın müfredatlarına yeşil dönüşüm perspektifini entegre etmesini bekliyoruz” diye konuştu.
Özvar, bu ay itibarıyla, istihdamına onay verilen araştırmacı sayısının Ek 34 kapsamında 313, Ek 46 kapsamında ise 166’ya ulaştığını bildirdi ve “Özellikle Ek 46'nın üniversite-sektör işbirliğini teşvik etmesi bakımından kritik bir öneme sahip olduğu unutulmamalıdır. Bu düzenlemenin sunduğu imkânların daha etkin kullanılması büyük önem taşımaktadır” dedi.
“Akreditasyon süreçlerini tamamlayın”
Özvar, doktora programı açmak üzere başvuran üniversitelere akredite program sahibi olma şartı getirdiklerini hatırlatarak, “Benzer şekilde fakülte, yüksekokul, enstitü, araştırma ve uygulama merkezi gibi akademik birimler kurmak için de akreditasyon şartı arayacağız. 2027'ye kadar üniversitelerimizin tamamının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz.” dedi.
Önem verdikleri bir diğer hususun da Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi (TYÇ) Logosu olduğunu bildiren Özvar, "TYÇ Logosuna sahip programlar geçtiğimiz yıldan itibaren Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzunda yer almaya başlamıştır. Mezuniyet belgesinde TYÇ Logosu bulunması, yükseköğretim mezunlarına uluslararası alanda bazı avantajlar getiriyor. Bu logoya sahip programlardan mezun olanların diplomaları yurt dışında daha hızlı tanınıyor, istihdam imkânları artıyor” dedi.
Rektörlerden "Bilim İletişim Ofislerine katkı vermelerini" isteyen Özvar, Bilim Kafe uygulamasının da üniversitelerde hayata geçirilmesini önerdi.
Spor Dostu Kampüs Projesine 66 üniversitenin başvurusu ön değerlendirmeyi geçti
Özvar, geçen yıl 19 Mayıs’ta duyurulan Spor Dostu Kampüs Projesinin başvurularının bu yıl şubat ayı içerisinde alındığını ifade ederek, “Projenin ilk yılında başvuru yapan 83 üniversiteden 66’sının başvurusu olumlu değerlendirilerek ön değerlendirmeyi geçmiştir. Yapılan ön değerlendirmede 66 üniversitenin 77 kampüsünün başvurusu olumlu değerlendirilerek panelist sürecine geçmiştir. Spor Bilimleri ve Beslenme-Diyetetik bölümlerinden 57 alan uzmanı akademisyenden oluşan panel değerlendirme süreci mayıs ayının ilk haftasında tamamlanmış olacaktır. Sürecin tamamlanmasının ardından değerlendirme sonuçları, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı haftasında kamuoyuyla paylaşılacaktır” dedi.