YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Gündoğan: Yükseköğretimde kadına yönelik şiddetle mücadelede ciddi bir müfredat var
Aliekber METE/ ANKARA, (DHA)- YÜKSEKÖĞRETİM Kurulu (YÖK) Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Naci Gündoğan, "Üniversiteye giren tüm öğrencilerimize, üniversite hayatına giriş dersi veriliyor. Neredeyse birçok üniversitemizde ve bu dersin programı içerisinde kadına şiddetle mücadele, daha doğrusu, sadece kadına değil, şiddetle mücadele konusunda da ciddi bir program, müfredat var" dedi.
TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığın Araştırma Komisyonu, YÖK yetkililerini dinlemek üzere AK Parti İstanbul Milletvekili Hulki Cevizoğlu başkanlığında toplandı. Toplantıya; YÖK Başkanı Erol Özvar, Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Naci Gündoğan, Genel Sekreter Batıkan Aksoy ve Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İsmet Koç katıldı.
'ÜNİVERSİTELERDE KIZ ÖĞRENCİLERİMİZİN ORANI YÜZDE 55'
Komisyon toplantısının açılışında konuşan Cevizoğlu, Komisyonun 10- 11 Şubat tarihleri arasında İstanbul'da bir çalışma programı düzenleyeceğini aktardı. Ardından YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Naci Gündoğan, sunum yaptı. Gündoğan, yükseköğretimde kadın öğrenci ve akademisyen sayısının her yıl arttığını belirterek, "Cinsiyete ve öğrenim düzeylerine göre yükseköğretimdeki öğrenci sayılarına baktığımızda, özellikle öğrencilik düzeyinde kadın katılım oranının yüzde 52,84 gibi yarıyı geçen bir oranda olduğunu görüyoruz. Şu anda yükseköğretimde toplam öğrenci sayımız an itibarıyla 7 milyon 330 bin 932. Bu sayılar tabii anlık değişiyor. 7 milyon 330 bin öğrencimizin 3 milyon 873 bini kadın öğrencilerimizin oluşuyor, kalanı erkek. Eğitim- öğretim düzeylerine baktığımızda ise en yüksek oranın ön lisans öğrencilerinde olduğu görülüyor, yüzde 54,22; toplam ön lisans öğrencilerimizin yarıdan yüzde 4 fazlası. Bu oran lisans öğrencilerimizde yüzde 52. En düşük belki yüksek lisans öğrencilerinin ama o da neredeyse yarı, yüzde 49,84. Şu an itibarıyla doktora öğrencilerimiz içerisinde de kadın oranı yüzde 51,02. Toplamda da yüzde 52,84 olarak ifade edebiliriz. Yıllar itibarıyla bu gelişimin nasıl olduğunu 10 yıllık periyotlarla aldık. 2004 yılı, 2014 yılı ve 2024 yılı itibarıyla baktığımızda; örneğin, öğrenciler içerisinde kadınların oranı 2004 yılında yüzde 42 iken 2014 yılında yüzde 46'ya, 2024 yılında ise yüzde 53'e yükseldi. Şunu da ifade edeyim: Bu yıl yapılan YKS sınavında üniversiteye kaydolan kız öğrencilerimizin oranı yüzde 55 yani bu şunu gösteriyor: Yüzde 53 yüzde 55'e tırmandı, bu şekilde devam ediyor, kadınların yükseköğretime yarıdan daha fazla katılımı olduğunu görüyoruz" ifadelerini kullandı.
'AKADEMİK KADROLARDA YÜKSELME VAR'
Halihazırda üniversitelerde 184 bin 21 akademisyenin görev yaptığını aktaran Gündoğan, rakam içerisinde yer alan kadın oranının ise yüzde 47 olduğunu aktardı. Gündoğan, "Tabii, bunun kadro düzeyine indiğimizde araştırma görevlisi ve öğretim görevlisi kadrosundaki öğretim elemanları içerisinde kadın oranının daha yüksek olduğunu görüyoruz. Örneğin, araştırma görevlileri arasında yüzde 55'lik bir orana sahip kadınlar, öğretim görevlisi kadrosunda yüzde 52. Tabii, yukarı tırmandıkça biraz oran düşüyor. Doktor öğretim üyesinde yüzde 48, doçent seviyesinde yüzde 43, profesör düzeyinde ise şu an itibarıyla yüzde 35 oranında kadın görünüyor. Yine, 10 yıllık periyotlarla 2004, 2014 ve 2024 itibarıyla bakıldığında; örneğin, profesörlerde 2004 yılında yüzde 26'sı kadın iken 2014'te bu oran yüzde 29'a, 2024'te de yüzde 35'e çıkmış. Doçentlerde 2004 ve 2014'te yüzde 34 iken 2024 yılında yüzde 43'e tırmanmış. Doktor öğretim üyesinde 2004'te yüzde 31 iken 2014'te yüzde 39'a, 2024'te ise yüzde 48'e; öğretim görevlisinde 2004 yılında yüzde 45, 2014'te yüzde 49, 2024'te ise yüzde 52; araştırma görevlisinde 2004'te yüzde 43, 2014'te yüzde 49, 2024'te de yüzde 55 olarak ortaya çıkmış. Toplam öğretim üyesindeyse yüzde 42, öğretim elemanında ise yüzde 47 olarak belirmiş. Yani gördüğünüz üzere burada tüm akademik kadrolarda kadın öğretim üyesi ya da öğretim elemanı anlamında yıllar itibarıyla yükselme var" diye konuştu.
'KADIN VE AİLE ÇALIŞMALARIYLA İLGİLİ BİN 401 AKADEMİK FAALİYET GERÇEKLEŞTİRİLDİ'
Gündoğan, 97 devlet ve 24 vakıf üniversitesi bünyesinde, 101 araştırma ve uygulama merkezinde kadın ve aile sorunlarına ilişkin çalışmalar yapıldığını söyledi. Gündoğan, "Ayrıca yükseköğretimdeki rektör sayılarını söylüyorum: 186 erkek rektör, 15 kadın rektör var, şu anda atanmış. Dekanı söylüyorum: 1433 erkek, 466 kadın var. Enstitü belki ilginizi çekebilir, enstitü müdürü 285 erkek, 109 kadın. Enstitü müdür yardımcılarında durum 410'a 234. Bölüm başkanı soracak olursanız, hemen söylüyorum: 6 bin 478 erkek, 3 bin 433 kadın, yarı yarıya olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca, şu anda 150 yükseköğretim kurumunda 2022- 2025 yılları arasında 1401 akademik faaliyet gerçekleşmiş. Biz Yükseköğretim Kurulu olarak tüm üniversitelerden tabii, araştırma merkezlerinin çalışma faaliyet alanlarına ilişkin her yıl faaliyet raporu istiyoruz. Kadınlarla ilgili kadın sorunları ya da kadın ve aile çalışmalarıyla ilgili araştırma merkezlerimizden de yeni aldığımız faaliyet raporuna göre 1401 akademik faaliyet gerçekleşmiş, bunun içerisinde sempozyum, panel, konferans, eğitim ve benzeri çalışmalar var. Tabii, bu konferans, sempozyum bunlar özellikle kadına şiddetle mücadele konusunda farkındalık yaratacak birçok etkinlik var ama mesela üniversitelerimiz son yıllarda, 'Üniversite hayatına giriş 101 dersi' diye bir ders koydular. Üniversiteye giren tüm öğrencilerimize bu üniversite hayatına giriş dersi veriliyor. Neredeyse birçok üniversitemizde ve bu dersin programı içerisinde kadına şiddetle mücadele, daha doğrusu, sadece kadına değil, şiddetle mücadele konusunda da ciddi bir program, müfredat var" dedi.
'80 YAŞINI AŞMIŞ BİRKAÇ ÖĞRENCİMİZ VAR'
Kadınlara yükseköğretime yerleşme kontenjanında pozitif bir ayrıcalık tanıdıklarını kaydeden Gündoğan'ın ardından eklemelerde bulunmak için söz alan YÖK Başkanı Erol Özvar, 2 sene içerisinde 34 yaş üstündeki 35 bin kadının da yükseköğretime eriştiğini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
"Biz Yükseköğretim Kurulu olarak 2 seneden beri bu ek kontenjan dolayısıyla 34 yaş üstündeki kadınların bireysel başarı hikayelerini de topluyoruz. Yani bunlar nereden gelmişler, aileleri nedir, şu anda sosyal durumu nedir, okula nasıl devam ediyorlar. Ve bu kadınlarımızın sınıftaki durumlarını da yakından takip ediyoruz, bunu da sizlere de söyleyeyim. Yaptığımız anketlerde, öğrencilerimizin bu yaşları kendilerinden biraz daha büyük kadın vatandaşlarımızla olan münasebetlerini de takip ettiğimizi bilmenizi isterim. Bazı üniversitelerden gelen geri bildirimlerde, sınıfta bu tür yaşı biraz daha büyük kadın vatandaşlarımızın bulunmasının enteresan bir etkileşim doğurduğunu öğrendiğimizi ifade etmem lazım. Mesela, çocukların onlara bir anne gibi bakmaktan ziyade böyle ilgi çekici bir şey var; iş birlikleri içerisinde olduğunu görüyoruz. Çocuklar bu kadınlarla muazzam bir not alışverişi, kitap alışverişi hikayeleri. Bunun çocukların sınıf içinde kendi aralarındaki münasebetlerini de çok olumlu bir şekilde etkilediğini biz fark ettik ve bu uygulamaya devam etme kararı aldık. Sayın vekillerim, inşallah, bu sene de 34 yaş üstünde olan ve bugüne kadar üniversite okumamış vatandaşlarımıza kontenjan açmaya devam edeceğiz. 80'ini aşmış öğrencilerimiz olduğunu da son not olarak sizlerle paylaşmak isterim. Üst yaş limiti yok, 80'ini aşmış birkaç öğrencimiz var. Ben de şahsen onlarla temas halindeyim." (DHA)