“1 Mayıs 1977’nin Kayıp Fotoğrafları” İzmir’de gün yüzüne çıktı

“1 Mayıs 1977’nin Kayıp Fotoğrafları” İzmir’de gün yüzüne çıktı

HABER: FATİH ÖZKILINÇ KAMERA: ÖZGÜR ŞENGÜL

(İZMİR) – Türkiye işçi tarihinin en karanlık günlerinden biri olan 1 Mayıs 1977’ye ait, bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış 25 karelik bir fotoğraf arşivi, İzmir’de kamuoyuyla paylaşıldı. Türkiye İşçi Partisi (TİP) İzmir Örgütü’nün Altkat Sergi ve Arşiv Alanı’nda 25 Nisan’da açılan “1 Mayıs 1977’nin Kayıp Fotoğrafları” başlıklı sergi, 4 Mayıs’a kadar ziyaret edilebilecek.

2024 yılında tiyatrocu ve oyun yazarı Kazım Başer’in Bornova Özkanlar Bit Pazarı’nda tesadüfen bulduğu negatifler, 1 Mayıs 1977 günü Taksim Meydanı’ndaki kortej geçişlerine ait. Negatiflerde, kutlamalara yönelik açılan ateş sonucu 36 kişinin hayatını kaybettiği, 130’dan fazla kişinin yaralandığı saldırıdan önceki anlar yer alıyor.

Yaklaşık 15 yıldır bit pazarlarını gezdiğini ifade eden Başer, fotoğraflara ulaşama sürecini şu sözlerle anlattı:

“Yaklaşık bir yıl önce Bornova’da Bit Pazarı’nda dolaşırken bu fotoğrafların negatiflerinin içinde bulunduğu bir defterle karşılaştım. İncelerken girişine bir indeksle karşılaştım. İçinde neler olduğuna dair. Tek tek maddeler halinde yazılmıştı. Bir an gözümle tararken Taksim 1977 1 Mayıs’ı yazısını görünce gözlerim büyüdü. Ondan sonra içini karıştırdım ve fotoğrafların negatiflerini buldum. Negatiflerden yaklaşık 3 bin civarında fotoğraf çıktı. İçinden 27 fotoğrafın da 1 Mayıs 1977’ye dair fotoğraflar olduğunu bulmuş olduk.”

Fotoğrafları çeken kişinin kim olduğunu araştırdığını belirten Başer, kişinin muhtemelen bir profesyonel fotoğrafçı olduğunu belirterek “Profesyonel bir fotoğrafçı olduğu belli. Daha çok setlerde çalıştığını biliyoruz. TRT’de de kamera arkasında çalışmış. Sanırım görüntü yönetmenliği yapmış kamerayla çekim yaparken fotoğrafları var. Ailesine, çevresine ait muhtelif bir sürü fotoğraf var. Biz ulaşmak için çaba harcıyoruz, sizin vasıtanızla daha kolay bulunabilir. Bulunursa hem haberlerde hem de literatüre bu fotoğrafları çeken kişi yani asıl sahibi olarak onun da adının geçmesi etik olarak çok önemli" dedi.

Başer, negatifleri bulduğu an yaşadığı duyguyu ise şöyle ifade etti:

“Aslında çok heyecanlandım konuya vakıf biri olarak. Fotoğraflar herhangi birinin eline de geçebilirdi. Politik anlamda hiçbir konuda bilgisi olmayan ya da böyle bir hassasiyeti olmayan birinin eline de geçebilirdi. Nitekim o şekilde pazara kadar gelmiş. Benim elime geçtiği için ben çok mutlu oldum. Bu negatifleri, fotoğrafları halka kazandıracak herhangi birisinin olması yeterliydi zaten. Ama bulduğum için tabii ki o an çok heyecanlandım. Sonra negatifler tarandıktan sonra fotoğrafları görünce daha çok heyecanlandım. Bunları ne yapacağız diye düşünme süreci başladı. Bu sergiyle birlikte de aslında bulmak kadar önemli olan bir şey oldu. Bu fotoğraflar halkla buluşmuş oldu.”

“Fotoğraflarda coşku, ardından hüzün var”

Sergi sorumlusu Tuna Atlı Uysal da serginin 1 Mayıs öncesinde açılmasının bilinçli bir tercih olduğunu vurgulayarak “Sergimizi 1 Mayıs’a günler kala özellikle açmak istedik. 1 Mayıs’ı 1977 1 Mayıs’ının ruhuyla açmak, buluşturmak istedik. 4 Mayıs’a kadar devam edecek ama ilgi çok. Gün içerisinde gelen iş yoğunluğundan gelemediğini söyleyen çok olduğu için uzatma ihtimalimiz var. Onu değerlendireceğiz tekrar" dedi.

Sergiyi ziyaret edenler arasında 1977 1 Mayıs’ına bizzat katılmış kişilerin de olduğunu dile getiren Uysal, serginin duygusal etkisini şu sözlerle anlattı:

“Genel olarak izleyenler 1977 1 Mayıs’ının ruhunu burada yaşayarak gittiklerini söylüyorlar. Çok duygulanan oldu. 1977 1 Mayıs’ında orada olanlar oldu. ‘Biz buraya geldik, 1977 1 Mayıs’ına katılmıştık’ deyip heyecanla gelen izleyenler oldu. Hatta İzmir Barosu’ndan bir avukat arkadaşımız babasını burada bir kortejde fotoğrafını buldu. Emin olamadı. Babasına fotoğrafı gönderdi. ‘Evet’ dedi babası. Böyle güzel buluşmalar oldu.”

Özellikle gençlerin sergiye yoğun ilgi gösterdiğini vurgulayan Uysal, o dönemin ruhunu bugüne taşımayı hedeflediklerini belirterek “Özellikle gençlerin çok ilgisi oldu. 19 Mart’taki Beyazıt barikatlarıyla birlikte ki biz onu gerçekten o ruh birleşsin, 1977’nin mücadeleci ruhu 36 canımızı yitirdik orada onların mücadelesi günümüze gelsin istiyorduk, buluşturalım istiyorduk. Çok da güzel bir vesile oldu. Gençlerin çok ilgisini çekti. ‘Keşke yaşasaydık o dönemleri’ diyen çocuklarımız oldu" dedi.

Uysal, serginin atmosferine ilişkin ise “Fotoğraflara baktığımızda çocuklar, kadınlar ve bir şenlik havası var. 1977 1 Mayıs’ının tabii ki tarihine baktığımızda 36 kişiyi kaybettik orada. Hiç kimse bilmiyordu 1977 1 Mayıs’ına katılırken silahın patlayacağını, tanklar altında kalacağını. Büyük bir coşku var. Halaylar var. Çocukların olduğu kortej ve kadınların olduğu kortej beni çok etkiledi. Daha bir hüzünlendiriyor. Bir bilinmeze gittiler ama 500 bin emekçi vardı. O yüzden bu fotoğraflara baktığımda tekrar o coşkuyu görüp ardından yaşananları düşündüğümde bir hüzne dönüşüyor" ifadelerini kullandı.